Uzun bir aradan sonra AK Parti Meclis Grubu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Meclisimiz en verimli yılını geçtiğimiz sene yaşadı. 233 birleşimde 995 oturumda, 27 kanun, 40'ı sözleşme olmak üzere toplam 67 düzenleme Meclisimizde kabul edildi. Yargı reformundan bütçeye, askerlikten sosyal medyaya kadar yeri geldiğinde sabahlara kadar mesailer yapıldı.Yeni dönemde, önemli işler bekliyor. Milletimizin beklentilerine cevap verecek kanunların hazırlıklarını titizlikle takip ediyoruz. Meclisin tüm çalışma safhalarında her birinizden aktif katkı bekliyorum. Öncelikli işimizin yasama olduğunu unutmadan enerjimizi bu yönde kullanmalıyız. Milletvekillerimizden gelen tüm talepleri dikkati alıyor, değerlendiriyor, mümkün olduğunca neticelendiriyoruz.

"MECLİSİMİZİ HEP YANIMIZDA BULDUK"

TBMM, kurucu vasfı ve zengin temsil yelpazesiyle ülkemizin ortak vicdanını da temsil ediyor. Bu çatı altında teröre bulaşmadığı taktirde her siyasi görüşün yeri vardır. AK Parti bu zenginliğin korunması ve geliştirilmesi için çalışmıştır. Ülkemizin karşılaştığı zorluklar ve meydan okumalar karşısında Meclisimizi hep yanımızda bulduk. Yolumuzu kesmeye yönelik saldırıları, yeni yol ve yöntem arayışları fırsatı haline dönüştürdük. Engelleri birer birer aşmayı başardık. Cumhur İttifakı olarak kendi içimizde ortaya koyacağımız güçlü dayanışma ve gerekiğinde sağlayacağımız çok daha geniş uzlaşmalarla Meclis'in yasama yılını en verimli şekilde değerlendireceğiz. Bugüne kadar verdiğimiz her mücadelede desteğini yanında bulduğumuz MHP ve Devlet Bahçeli'ye şükranlarımı sunuyorum.

"YUNANİSTAN'A SAHADA CEVAP VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını gözetmeyen hiçbir planın hayata geçme imkanı olmadığını ortaya koyudğumuz sağlam duruşla herkese gösterdik. Yavuz gemimizin güvenliğini donanmamız sağlıyor. Oruç Reis sismik araştırma gemimiz de yeniden Akdeniz'deki görevine döndü. Barbaros Akdeniz'deki çalışmalarına devam ediyor. AB ve NATO platformlarındaki sözlerini tutmayan Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimine hak ettikleri cevapları sahada vermeyi sürdüreceğiz.

"CUMARTESİ GÜNÜ YENİ DOĞALGAZ REZERVİNİ AÇIKLAYACAĞIZ"

Kanuni bakım çalışmalarının bitmesinin ardından Karadeniz'deki görevi için yola çıkacak. Kanuni gemimizin faaliyetlerinden de inşalah müjdeli haberler bekliyoruz. Fatih'in keşfettiği doğalgaz haberi milletimizi sevince boğmuştu.Yeni müjdeler geliyor. İnşallah cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek hem çalışmaları yakından görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız.

TTB'YE 'ÇOKLU BARO' MODELİ

Türkiye'nin çözmesi gereken bir mesele de meslek kuruluşlarının sürdürülemez hale gelmiş çarpık yapısıdır. Barolarla ilgili sıkıntının çözümü konusunda önemli bir adım atmıştık. Türk Tabibler Birliği başta olmak üzere - düşünebiliyormusunuz terör örgütünden birini getirip başına koydular- değerli arkadaşlar bunun adı demokratik bir yaklaşım değildir. Bunun adı terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına el koyması hadisesidir. Bu hükümetin en başarılı olduğu alanlardan bir tanesi sağlıktır. Bu hükümete kalkıpta hala çirkin yaklaşımlar içinde bulunmak kabul edilebilir bir şey değildir. Bütün hastanelerimizle farklı bir dönemi yaşıyoruz. Bunlar buralardaki yapmaları gerek görevleri yerine getirmiyor ama saygısızlık hakarette varlar. Çoklu baro sisteminde yaptığımız gibi, Türk Tabipler Birliği ve diğer meslek odalarında yapmak durumundayız ve bu konudaki çalışmayı başarılı bir şekilde sürdüreceğimize inanıyorum.

"İŞGAL ALTINDAKİ AZERBAYCAN TOPRAKLARINI VERİN"

Şu anda Azerbaycan'da kardeşlerimiz topraklarını kurtarma mücadelesi veriyor. Bir meslek kuruluşunun görevi Azerbaycan'ın verdiği mücadeleye laf söylemek olamaz. Minsk Üçlüsü hala oyalama taktiğiyle bu işi geçiştiriyor. Versenize işgal altındaki toprakları, gitsinler kendi topraklarına. İşgal altındaki bu topraklardan eğer dünyada insan hakları ve demokrasi varsa ve siz de bu sorunu çözmekle görevliyseniz bir an önce bu müzakereleri bitirip bu toprakları sahiplerine vermektir. Bir müzakere 30 yıl sürer mi? 30 yıldır oyalanıyor. 30 yıldır, oturdular, konuştular, dağıldılar. Bu kadar uzun sürecek bir iş değil bu. Vermediler, iş bu hale geldi. Şimdi Ermenilerle Azeri kardeşlerimiz mücadeleyi sürdürüyor. Biz Azeri kardeşlerimize her türlü desteği vermeye varız, yine vereceğiz ama Minsk Üçlüsü'nün içerisinde olanların verdiği desteği neden konuşmuyorsunuz? Fransa'dan Rusya'dan gelen silahları niye konuşmuyorsunuz? Bunca besleme karşısında sessiz kalıyorsunuz ama gelip Azerbaycan'a mücahitleri Suriye'den gönderdiniz diyorsunuz. Onların kendi topraklarında işi var. HaberGlobal