İzmir'de resmi kurumların olası bir doğal afetlere karşı yürüttüğü ortaklaşa çalışma kapsamında deprem toplanma alanları için revizyona gidilmesi noktasında görüş birliğine varıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi de söz konusu çalışma kapsamında deprem toplanma alanlarını belirleyerek uyarıcı levha ve bilgilendirme levhaları asmak için saha araştırmaları yaptı. Belediye tarafından yürütülen detaylı çalışmalar kapsamında 200 kadar eski toplanma alanı bulunduğu, mevcutta ise 130 afet ve acil durum toplanma alanı olduğu tespit edildi.

11 ilçede 130 tane

Metropol ilçeler olan Bayraklı, Bornova, Buca, Balçova, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Menemen ve Narlıdere'de afet durumunda kullanılması amacıyla halka ayrılmış bu alanlarda yer alan bilgilendirme levhaları İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamen yenilenerek önümüzdeki aydan itibaren yerlerine yenileri asılmaya başlanacak. Belediyenin söz konusu yenileme için hazırladığı ihale şartnamesine göre, ortaya çıkan bu rakamlar ise yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. İzmir'in merkezi sayılan alanlarda, yani yaklaşık 2,5 milyon kadar nüfusun yaşadığı 11 ilçede sadece 130 adet toplanma alanı ayrılması sonrasında meslek odalarından da hayati uyarılar beraberinde geldi. ozlem-senyol-deprem

Tek çare revizyon

Toplanma alanlarıyla ilgili olarak Ege Telgraf'a değerlendirme yapan TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, "Oda olarak daha önceden yaptığımız çalışmalarda ve araştırmalarda kentteki bu toplanma alanlarının yetersiz olduğunu, bu konuda iyileştirmeler yapılması gerektiğini açıklamıştık. Aynı zamanda kamusal açık alanlar olan bu toplanma alanlarını arttırmanın asıl yolu yapılacak imar revizyonlarından geçiyor. 130 son derece yeteriz bir sayıdır. Sadece Karşıyaka'nın 27 mahallesi var. Kent merkezi ve çeperlerindeki mahallelerin büyük bölümü eski planlara dayanıyor ve haliyle bu alanlar ayrılmamış. Özellikle Karşıyaka, Buca, Bornova gibi ilçelerde mevcut imar planları yetersiz kalıyor. Hazırlanan yeni planlar da gerek ekonomik sebeplerle, gerekse yönetimsel gerekçelerle hayata geçirilemiyor. Yeni imar planlarına uygun yapılaşmalar hayat geçirilebilse sorun belki bir nebze olsun azalacaktır. Ancak hazırlanan yeni planlarda da yeteri kadar yol, yeşil alan, altyapı kullanımlarına yer verilmemiş. Demek ki ihtiyaçları gözeten planlar yapılmıyor. Birçok bölgede 30 yıl önceden kalan planlar söz konusu. Bunu sıkça dile getiriyoruz. Günümüzün ihtiyaçlarına uygun olarak eski planları yenilemek zorundayız. Başta Büyükşehir Belediyesi, sonra ilçe belediyeleri ortaklaşa bir çalışma yürüterek gerekli imar revizyonlarını yapmalı. Bugüne kadar bu anlamda az sayıda çalışma yürütüldü. Yapılan birçok planın bütüncül ilkeleri içermediğini ve belli bölgeleri kapsadığını görüyoruz. Bu konudaki görüşmelerimiz sürüyor. Konunun takipçisi olmayı sürdüreceğiz" dedi.

İşgal altında

Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, mevcut toplanma alanlarının da kamusal kullanımlar dışında olduğunu ve işgallerin söz konusu olduğunu belirterek şunları kaydetti: "İmar ıslah planlarıyla hayata geçen düzenlemeler artık son bulmalı. İmar affı gibi devlet politikalarıyla altyapısı yetersiz olan bu yapılaşma düzeni yasal statüye alınıyor. Kentin bugün geldiği noktanın en büyük sebebi de zaten bu. Bu çok yanlış bir politikadır ve acilen vazgeçilmelidir. Bu sorunu bugün halen yaşamaya devam ediyoruz. Kamusal alanlar niteliğini taşıyan bu toplanma alanlarında bugün amaç dışında kullanımlar ve işgaliye çok. Park, yeşil alan ya da meydan olması gereken bu bölgeler, mevcut uygulanmalar nedeniyle kontrolsüz şekilde işgal edilmeye devam ediyor. Birçok toplanma alanı ticari kullanım amacıyla daraltılıyor, işgal altında kalıyor ya da enerji trafosu gibi kullanımlar nedeniyle azalıyor. Asıl sorulması gereken soru aslında bugün kent merkezinde yeteri kadar açık alanımız kalıp kalmadığıdır. Acil bir durumda bu seçilen toplanma bölgelerinde bu yoğunluğu kaldıracak teknik altyapı, yani su, elektrik, enerji ve iletişim altyapısı var mı? Kentin merkezinde acil durumlarda halkın toplanabileceği alanların sayısı arttırılmalı. Yoksa sadece burası toplanma alanıdır diyerek tabela asmakla bu iş olmaz. Bu aslında hepimize bir uyarıdır. Sadece toplanma alanları değil, yeşil alanlarımız da tehdit altında. Birçok yeşil alan ve toplanma merkezi halen otopark olarak bilinçsiz şekilde kullanılmaktadır. Belediyelerin bu anlamda denetim mekanizmasını iyi şekilde işletmesi gerekiyor. Alan belirlemekle sorun çözülmüyor, kontrollerin de yapılması lazım. Öncelikle komisyonlar kurulup yapılacaklar yeniden gözden geçirilmeli. Ve her şeyden önemlisi bir eylem planı hazırlanmalı." Erman Şentürk / Özel Haber