Ev sahibi olamanın, bir mağazaya girememenin, covid salgınının en zor kısmını hep dezavantajlı gruplar yaşıyor. Gündelik yaşamda dahi büyük zorluklar yaşadıkları ve sorunların –mış gibi yapılmasından rahatsız oldukları her geçen gün aslında dile getirdikleri başlıklar. Oysa toplumsal anlamda hala yeteri kadar görünür değiller. ‘ÖNCELİK SAĞLANMALI’ Bu anlamda sorunları mercek altına alan ve özellikle istihdamda yeterince yer tutmayan dezavantajlı bireylerin ev almasının hayal olduğunu ifade eden Girişimci Engelli İş İnsanları Derneği Genel Sekreteri Salih Arıkan, “Bir ev hayali kuruyorum. Umut etmeye ve hayal kurmaya da zam gelmedi ya. Bir evim olsun bahçeli, birkaç meyve, birkaç hayvan, masa ve havuz. Kira öder gibi faiz bataklığına bulaşmadan ev sahibi olma seçenekleri olsa ne güzel olur. Birçok aile ev sahipleriyle sorun yaşıyor, oradan oraya taşınıyor. Kiraların bu dönemde artması da ayrı bir sorun. Görmeyenin ev sahibi olması şart. Bir görmeyen ev kiralamak istediğinde çeşitli nedenlerle evlerini görmeyene vermek istemiyorlar. En azından görmeyenlerin ya da tüm engellilerin faizsiz kira öder gibi ev sahibi olmaları sağlansa mükemmel olur. Ben İzmir’de çalışanım. Yakın akrabalarım burada değil ev bulmak ayrı dert arayacak kişiyi de bulmak zor. Hadi evi bulduk taşınmak apayrı bir dert. Lojmanlar satılıyorsa örneğin satılma önceliği engellilere verilemez mi yada farklı çözümlerle ev sahibi olmamız sağlanamaz mı? Gelelim hikayemize, ben geçen yıl bir artı bir eve taşındım. Şimdi ev sahibi diyor ki kira şu kadar. Bana da fazla geliyor. Arkadaşlarda diyor ki ev bulman çok zor bulursan da bir kira depozito ve taşınma masraflarıyla birlikte daha çok harama yaparsın. Bende bir ay araştırma yapacağım seçim yaklaşırken bu yazıyı da yazayım da belki ilgililere ulaşır. Evi yuva yapan nedir diye ünlülere sormuşlar. Evlerin yuva olma vasfını yitirmediği gelecek yarınlar diliyorum” dedi. ‘-MIŞ GİBİ YAPMAYALIM’ Ekonomik döngüde ve kovid sürecinde en çok etkilenenlerin dezavantajlı bireyler olduğunu vurgulayan Psikolog İlknur Peder, “Önemli olan engeller noktasında tüm toplum adına geçerli ekonominin yansıması fakat dezavantajlı bireyler bunu daha çok yaşıyorlar. Pandemi süreci bizleri yeterince yordu. Hayatımızda bir sürü çıktısı var. Engelli olmamız covid olmamızın dahi önünü açtı. Fiziksel anlamda mecburen birileri size temas ediyor. Bir sorun yaşanırken, fiziksel engelliler her yere dokunarak gittiği için daha fazla olumsuz senaryo yaşadı. Benimde refakatçim vardı. Önce pandemide bunu yaşadık, tam pandemi bitiyor dediğimiz anda üzerine pahalılık ve yoksulluk geldi. Eğitim düzeyinin eksikliği ve farkındalık düzeyini göz önüne alırsak, gerçekten durumun farkında mıyız? Maddiyat ve farkındalık eksikliği toplumda maalesef bazı sorunların –mış gibi yapılmasına neden oluyor. Bu sorunların önünde durmak için artık gerçekten bazı problemleri ele almak zorundayız. Sorunları irdeler ve çözüm odaklı olursak çözülecektir. Yalnızca bir şey yokmuş, sorun değilmiş gibi davranmayı bırakmalıyız” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber