Günümüzde tüm dünya, online yaşıyor. Bu süreç her şeyi olduğu gibi ekonomiyi de yeniden dizayn ediyor. Yeni düzendeki işleyiş bilinen tüm endüstrilerden farklı. Fikir bulmanın, bu fikirleri projelendirmenin ve hayata geçirmenin aşamalarının giderek farklılaştığı bir süreç. Bir çipin, devasa fabrikalardan daha değerli olduğu, bilginin para ettiği bir dönemdeyiz. Bu anlamda da en önemli figür, fikri üreten, düşünen ve adına ‘Dijital göçebe’ denen insanlar oluyor. Yüksek teşvik alan bölgelerin dışında kalarak sanayileşmeyi bir süredir ıskalayan İzmir de, bu süreçte yerini alıp üretici beyinlere yurt haline gelme fırsatına sahip. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yeni dünyada İzmir’in de yerini alması gerektiğinden bahsederek bu dönüşüme büyük önem veriyor.

‘İZMİR ARANAN KENT’

Özgener ‘Dijital göçebe’ denen bu insanların birden fazla konuda uzmanlığı bulunan, bilgiye daha kolay ulaşan, bu bilgiyi de deneyimlere ve uygulamalara çevirerek, çevresindekilerden beslenen beyinler olduğunu söyledi. Dijital teknolojilerde proje üreten insanların bütün dünyayla sürekli bağlantı halinde olduğunu, maddi koşullar kadar konfor ve uygun çalışma atmosferi aradığını vurgulayan Başkan Özgener, “Çevrelerinde bilgi paylaşmaya, öğrenmeye, birlikte üretmeye açık insanlarla yaşamayı tercih ediyorlar. “Bağlantılı” uzmanlar ama “bağımlı” değiller. Dünyada tüm yenilikçi teknolojik şirketlerin merkezlerini ve kentlerini incelediğinizde İzmir’le olan benzerlikler dikkatinizi çekecektir. Eğitimli, çağdaş ve modern bir hayat görüşüne sahip, yeniliklere açık genç bir nüfusa açık kentler. İnsanların büyük kentin hayatlarına soktuğu trafik, suç, kalabalık gibi stresleri yaşamadığı yeşil ve mavisi bol şehirler. İzmir, tarihinden bugüne gelen birçok özelliğiyle dijital göçebelerin tam da aradığı kent” diye konuştu.

‘AKDENİZ’İN GÖZDESİ’

İzmir’in bu yeni ekonomi profilini kente çekmek için özel ve doğru hedeflenmiş tanıtımları yapması gerektiğini söyleyen Özgener, şehrin Akdeniz Havzası’ndaki hiçbir kentin sahip olmadığı özellikleri taşıdığının altını çizdi. “8 üniversitesi, 13 organize sanayi bölgesi, 2 serbest bölgesi, 4 teknoloji geliştirme bölgesi, 6 teknoloji transfer ofisi, sanayi siteleri, limanları, enerji kaynakları ve daha sayabileceğimiz pek çok özelliğimiz ile öne çıkıyoruz” diyen Başkan Özgener, “Akdeniz Havzası’nda bulunan hiçbir kent, İzmir’deki gibi girişimcilik ve inovasyon anlamında sürekli gelişen bir altyapıya sahip değil. Bu çok önemli. Oda olarak İzmir’in yaşanacak kent olma özelliklerine girişimcilik ve inovasyon yapılacak kent özelliklerini de katmak, nitelikli işgücü, sosyal olanaklar ve tatil imkanları gibi konularda fırsat sunmak istiyoruz. Bu kapsamda eski hizmet binamızda İzQ İzmir Girişimcilik Merkezi ile diğer bir binamızda İnovasyon Merkezi Projesi’nin hayata geçmesi için çalışmalarımız sürüyor. Bu iki projemizin, dijital göçebeler için çok önemli bir alt yapı oluşturacağına ve dikkatlerini çekeceğine inanıyoruz. Bununla ilgili kentte yer alan tüm aktörlerle birlikte hareket edeceğiz. Bu kişileri çekmek üzere, girişimci vizesi, oturum ile çalışma izni alınmasında kolaylıklar sağlanması gibi özel avantajlarla ilgili lobi çalışmaları yapmalıyız. İnovasyon turizmi stratejisi ortaya koyarak, seyahat organizasyonları yapan şirketlerin rotalarına kentimizin eklenmesini sağlamamız gerekiyor. Belirlenecek özel alanlarda girişimcilik kasabaları oluşturmayı hedefliyoruz” dedi. Utkucan Akkaş / Özel Haber