Dijital araç ve hizmetlerle beraber dünya köklü bir değişim yaşıyor. 6. Uluslararası İzmir İş Günleri toplantısının ikinci oturumunda, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’nin moderatörlüğünde Serdar Kuzuloğlu’nun katılımıyla müşterisinden şirketine dijitalleşen iş yapış şekilleri, reklam, pazarlama ve iletişim modelleri konuşuldu. Son dönemde dijitalleşme ve e-ticaretin artış gösterdiğinden bahseden Jak Eskinazi, pandemi sürecinin e-ticaretin gelişimini 5 yıl öne çektiğini söyledi. Eskinazi, “Bu dönemde, ülkemizde 5 milyon kart ilk defa internet alışverişinde kullanıldı. Yani milyonlarca vatandaşımız ilk defa e-ticaret ile tanıştı. Yaş bazında bir çalışma yapıldığında, eminim, e-ticaret yoluyla ilk defa alışveriş yapan vatandaşlarımız arasında 65 yaş ve üzeri olanlar önemli bir yer kaplayacaktır. Gelecekte perakende satışın yerini almaya aday olan e-ticaret, her yıl yüzde 30 büyüyen bir sektör. 2021’de global e-ticaret pazarının 5 trilyon dolar olması öngörülüyor. Dijitalleşme, üretim süreçlerini ve dolayısıyla tüm dünya ekonomisini ciddi şekilde dönüştürmeye başladı. 2022 yılına kadar dünya ekonomisinin en az yüzde 60’ının dijitalleşmesi bekleniyor" diye konuştu.

"Pazarlama ve satış kanallarımızı dijital hale getirmemiz gerekiyor"

Eskinazi, kendini dijitale taşıyamayan her şirketin rekabette bir adım geride kalacağını, yeni normale adapte olmak için sanal ortamda hizmet verebilmek gerektiğini söyledi. Eskinazi, şöyle konuştu: “İhracatçılar olarak biz de bu durumdan müstesna değiliz. Bütün pazarlama ve satış kanallarımızı dijital hale getirmemiz gerekiyor. Ege İhracatçı Birlikleri olarak, haziran ayında Türkiye’de ilk olarak gerçekleştirdiğimiz Shoedex Sanal Fuarı ve Dubai Sanal Heyeti ile bu dönüşümün ilk adımlarını attık. Önümüzdeki günlerde gıda sektörüne yönelik düzenleyeceğimiz sanal fuar ve sektörün yoğun ilgisi nedeniyle yenisini düzenleyeceğimiz Shoedex ve Hollanda’ya yönelik hazır giyim sanal ticaret heyetiyle bu adımlarımızı büyütüyoruz. Bünyemizde oluşturduğumuz dijital dönüşüm ekibi, ihracatçılarımızın tüm hizmetleri sanal ortamda alması, pazarlama ve satışlarını çevirim içi gerçekleştirebilmeleri için yoğun mesai harcıyor. Dolayısıyla; biz üyelerimiz için, dijital dönüşümle küresel rekabette öne çıkmaları için çalışıyoruz.”

"Değişim bitmedi"

Serdar Kuzuloğlu ise dijitalleşmenin bölgesel olmaktan çıkıp dünyanın her yerine yayılan eylemler dizisi olduğunu ve inovasyonla beraber lojistiğin de yeniden inşa edildiğini anlattı. Kuzuloğlu, “Pandemi bize yapay zeka, yeni nesil lojistik hizmetleri, yenilikçi ürünler, yeni iş yapış şekilleri ve uzaktan çalışmanın mümkün olduğunu gösterdi. Önümüzdeki dönemde daha hibrit ve esnek modeller göreceğiz. Değişim bitmedi. Temel ihtiyaç kavramının değiştiğini gördük. Ürünlerde küresel bir rekabet başladı. İthalat ve ihracatta ticari duvarlar, ticaret sınırlamaları ve engellemeler, yüksek vergiler yaşandı. Ürünlerden beklentilerimiz ve önceliklerimiz değişti. Hijyen hepimizin temel beklentisi haline geldi. Marka iletişiminde dijitale mecbur kaldık geleneksele ihtiyaç kalmadı. Satın almada sosyal mecralardaki fenomenlerin söyledikleri belirleyici oldu. Büyük marka ve zincirlere güven tazelendi. Yerli ve milli kavramı dünya ölçeğinde gündemde yer edindi. Birçok ülke kapılarını kapattı" sözlerine yer verdi.

"Markalar ayakta kalır, ürünler değil"

Araştırmaların, Türk tüketicisinin yüzde 67’sinin, Batı’daki tüketicilerin ise yüzde 85’inin yeni bir şeyler denemeye hazır olduğunu gösterdiğini kaydeden Kuzuloğlu, şunları söyledi: “Endüstri 4.0’ın bu yüzden önemli olduğunu gösterdi. Bugünkü küresel düzeni kuran temel yapı taşı lojistik. Dünyanın her noktasına 1,5 günde erişebildiğimiz bir çağ, her fikri her şirkete ortak bir rekabet düzeni getirdi. En hassas ürünler bile günler bazında akşamüstünü bulmadan satışa gelebiliyorsa eski argümanları savunamayız. Raflarda ortalama 9 bin ürün vardı, şu an 40 bin var. Ortalama bir aile 150 kalem ürün tüketiyor. İnsanlar artık AVM’lere alışveriş yapmak için gitmiyor, internetten alıyorlar. Lojistik optimizasyonda artık algoritmalar ve yapay zeka söz konusu. Marka oluşturmak zorundayız. Markalar ayakta kalır, ürünler değil. Marka satın alınır, bağlılık oluşturur. Marka hatırlanır, ürün unutulur. Fiyatla rekabet etmek yerine fayda ile rekabet etmeliyiz.”