Diş beyazlatma, estetik kaygılar nedeniyle sıklıkla tercih edilen bir işlem olsa da, doğru bilinmeyen birçok yanlış bilgi ve mit bulunuyor. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatma hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve tedavi süreciyle ilgili değerli bilgiler paylaşmakta.

Dr. Jale Demir, diş beyazlatma işlemlerinin yalnızca estetik bir müdahale olarak düşünülmemesi gerektiğini vurguluyor. Dişlerin beyazlığı, sadece güzel bir gülüş için değil, kişinin fiziksel ve psikolojik sağlığına katkı sağlayacak önemli bir unsurdur. Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı; fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda tam iyilik hali olarak tanımlar ve sağlıklı bir gülüş, estetik olduğu kadar bireyin psikolojik ve sosyal sağlığını da etkiler. Bu bağlamda, sağlıklı beyaz dişler, kişinin kendine olan güvenini artırabilir.

Dişlerin Renklenmesine Neden Olan Faktörler

Dişlerin zamanla renk değişimi yaşaması, genellikle hem içsel hem de dışsal etmenlerden kaynaklanır. Dışsal etmenler arasında sigara kullanımı, aşırı çay ve kahve tüketimi, asidik içecekler gibi alışkanlıklar yer alırken, içsel faktörler arasında genetik özellikler, kullanılan ilaçlar (özellikle tetrasiklin grubu antibiyotikler) ve yaşa bağlı doğal değişiklikler bulunur. Diş beyazlatma işlemi, bu faktörler göz önünde bulundurularak, doğru bir şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır.

Diş Beyazlatma Yöntemleri: Ofis Tipi ve Ev Tipi Beyazlatma

Diş beyazlatma işlemleri, ofis tipi beyazlatma ve ev tipi beyazlatma olmak üzere iki ana kategoride yapılabilir. Ofis tipi beyazlatma, diş hekimleri tarafından klinik ortamda uygulanan bir yöntem olup, yüksek konsantrasyona sahip beyazlatıcı jellerle yapılır. Genellikle bir seansta belirgin bir sonuç alınmasını sağlar ve zaman açısından avantajlıdır. Ev tipi beyazlatma ise, diş hekimleri tarafından kişiye özel hazırlanan ağız plakları ve daha düşük konsantrasyonlu beyazlatıcı jellerle evde uygulanır. Bu yöntem daha uzun sürede sonuç verir, ancak bazı durumlarda her iki yöntem kombine edilerek daha etkili sonuçlar elde edilebilir.

Diş Beyazlatmanın Kalıcılığı ve Etkisi

Diş beyazlatma işleminin kalıcılığı, uygulanan yönteme, bireysel alışkanlıklara ve dişlerin yapısına bağlı olarak değişir. Beyazlık, genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında korunabilir. Ancak sigara içmek, kahve ve kırmızı şarap gibi renkli içecekleri fazla tüketmek, beyazlatmanın kalıcılığını azaltabilir. Beyazlatma sonrasında düzenli ağız hijyeni sağlanarak ve profesyonel diş temizliği ile bu süre uzatılabilir.

Diş Beyazlatma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diş beyazlatma işleminden sonra, özellikle ilk 48 saat içinde dişlerin hassaslaşması normaldir. Bu dönemde, renklenmeye yol açabilecek gıda ve içeceklerden kaçınılması önemlidir. Beyaz diyet uygulamak, dişlerin daha uzun süre beyaz kalmasına yardımcı olur. Beyaz peynir, süt, yoğurt gibi açık renkli gıdaların tercih edilmesi, dişlerin hassasiyetini azaltarak renk değişimini önleyebilir.

Diş Beyazlatma Sonrasında Hassasiyet: Normal Midir?

Beyazlatma işlemi sonrasında geçici diş hassasiyeti görülebilir, ancak bu genellikle 24 ila 72 saat içinde kendiliğinden geçer. Özellikle ince mine yapısına sahip bireylerde bu hassasiyet daha belirgin olabilir. Hassasiyetin giderilmesi için potasyum nitrat veya florid içeren diş macunları kullanılabilir. Ayrıca, diş hekimleri florid uygulamaları ile hassasiyeti hızlı bir şekilde azaltabilir.

Diş Beyazlatma Herkes İçin Uygun Mudur?

Diş beyazlatma işlemi, her birey için uygun olmayabilir. Hamile veya emziren kadınlar, 16 yaş altı çocuklar ve aktif diş eti hastalığı olan bireylerde beyazlatma yapılması önerilmez. Ayrıca, dişlerde büyük çaplı dolgu, kuron ya da kaplama gibi restorasyonlar bulunan kişilerde doğal diş ile restorasyonlar arasında renk uyumsuzlukları yaşanabilir. Bu nedenle, tedavi öncesinde kapsamlı bir değerlendirme yapılması ve kişiye özel bir plan oluşturulması gereklidir.

Genetik Faktörler ve Diş Beyazlatmanın Etkisi

Diş rengi büyük ölçüde genetik faktörlere bağlıdır ve beyazlatma işlemi, herkesin dişlerinde aynı etkiyi yaratmaz. Özellikle sarı tonlu dişler, beyazlatmaya daha iyi yanıt verirken, gri ya da morumsu tonlar daha zor beyazlar. Bu nedenle, her bireyin diş beyazlatma süreci farklıdır ve tedavi öncesinde kişinin beklentilerinin doğru yönetilmesi gereklidir.

Prof. Dr. Özlü'den uyarı: Covid aşısı olmamak kalp ve damar sağlığını tehdit ediyor! Prof. Dr. Özlü'den uyarı: Covid aşısı olmamak kalp ve damar sağlığını tehdit ediyor!

Diş Beyazlatma Dişlere Zarar Verir Mi?

Beyazlatma işlemi, doğru şekilde ve uzman hekimler tarafından gerçekleştirildiğinde dişlere zarar vermez. Ancak bilinçsizce yapılan uygulamalar, aşırıya kaçan beyazlatma işlemleri ya da yetkisiz kişiler tarafından yapılan işlemler, dişlerde aşınmaya, hassasiyete ve diğer kalıcı problemlere yol açabilir. Beyazlatma işlemi uzman denetiminde ve doğru ürünlerle yapılmalıdır.

Gerçekçi Estetik Beklentilerinin Önemi

Diş beyazlatma işlemi sırasında, hastaların "olabildiğince beyaz" dişler istemesi yaygın olsa da, diş hekimlerinin amacı doğal ve sağlıklı bir beyazlık elde etmektir. Aşırı beyaz dişler, doğal görünmeyebilir ve diş minesine zarar verebilir. Bu nedenle, tedavi sırasında hekim ve hasta arasında gerçekçi bir beklenti yönetimi yapılması büyük önem taşır.

Diş Beyazlatma Sonrası Tekrar Renklenme Durumunda Ne Yapılmalı?

Diş beyazlatma işlemi sonrası zamanla doğal renk değişimi olabilir. Bu durumda, küçük destekleyici beyazlatma seansları (touch-up) ile renk stabilizasyonu sağlanabilir. Ev tipi beyazlatıcı jellerle yapılan uygulamalar da bu süreçte yardımcı olabilir. Ayrıca, düzenli profesyonel diş temizliği ve ağız hijyeninin sürdürülmesi, renk kaybını en aza indirecektir.

Kaynak: İHA