2021 yılı asgari ücret tutarının açıklanmasına sayılı günler kala Ege Telgraf'a konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, sendikalar olarak önce adil bir ücret sistemi beklediklerini kaydederek, "Asgari ücretliler istisnasız olarak vergi dilimi dışında bırakılmalıdır. İşçilerin maaş zammından önce çözülmesi gereken sorunu budur. Asgari ücretli çalışanlardan vergi kesilmesin. Bugün 2 bin 324 lira alan bir işçinin maaşından her ay 620 lira kesinti yapılmaktadır. İşçinin asgari geçim indirimi ile birlikte eline geçen tutar bu vergi kesintisi kaldırıldığı takdirde otomatik olarak 2944 lira olacaktır. Devlet taşın altına elini koysun ve alınan SGK payı ile bu vergi kesintisini kaldırırsa, bu yükü çalışanların sırtına yüklemezse asgari ücretlinin alacağı maaş bugün bu olacaktı. Bu para devlete gitmektedir. Ancak devlet işverenlerden ve şirketlerden daha az vergi kesintisi yapmaktadır. Sonuçta asgari ücretli daha zorlu koşullarda yaşamakta ve geçinememektedir. Devlet bu kestiği parayı daha sonra yeniden işçiye ödediğini aktarmaktadır. Ancak biz kazandığımız paranın yüzde 65'ine yakınını zaten doğrudan ve dolaylı vergiler ile devlete ödemekteyiz" dedi.

‘KESİNTİLER KALKSIN’

Sarı, kesintiler kaldırıldığı takdirde maaşların otomatik olarak yükseleceğinin altını çizerek şunları söyledi: "620 lira elimize geçmeden maaşımızdan kesiliyor. Markete gittiğimizde bebek bezi alıyoruz. Çocuğumuza gazoz alıyoruz. Özel tüketim vergisi, damga vergisi, katma değer vergisi derken ürünün yarı fiyatına yakın tutarı da ayrıca yine devlete ödüyoruz. Ne alırsak alalım vergi ödüyoruz. Bugün asgari ücretli bir çalışan yılda 122 gün devlete vergi ödemek için çalışıyor. 365 gün çalıştığımızı bile farz etsek yılın üçte birinde devlete çalışıyoruz. Biz asgari ücret 3 bin 800 lira olsun derken bunu da hesaba katarak söyledik. Talebimiz sadece 1500 lira zam yapılması değildi. Eskiden devletin milli hasılattan çalışana ödediği bir pay vardı. 2003 yılından beri asgari ücretliye milli gelir artışından pay ödenmiyor. Bugün bu pay ödenseydi, vergi kesintileri kaldırılmış olsaydı, zaten 3 bin 800 lirayı konuşmaya gerek kalmayacaktı. Haliyle asgari ücretliler bu maaşları alıyor olacaktı. Bunlardan ötürü asgari ücretin düşük çıkması zaten kaçınılmaz bir durum. Asgari, ücretlinin en doğal hakkı olan bu milli gelir payı yine işçiye adil ve eşit şekilde dağıtılmalıdır. Bugün sadece 5 tane müteahhitin silinen toplam vergi borcu 9,5 milyar lira iken, 1,5 milyon esnafa ise 5 milyar tutarında yardım yapılmaktadır. Bugün Türkiye'deki tüm çalışanların yüzde 43'ü asgari ücretlidir. Nüfusumuzun 10 milyonu ne yazık ki asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Toplam çalışan sayımız ise 22 milyon kadardır. Kalan yüzde 50'ye yakın çalışan ise 2500-2600 lira almaktadır. Hatta asgari ücretin altında maaş alan büyük bir kesim de var. Bu sorun sadece sendikalı ve güvenceli işçilerin sorunu değil. Asgari ücret artışı memur ve emekli maaşlarını da etkileyecek. Bugün ülkemizdeki güncel açlık sınırı 3 bin 880 liradır." Erman Şentürk / Özel Haber