Tarımı durma noktasına gelmiş, değişen yol güzergahı nedeniyle insanların artık uğramadığı, vatandaşlarının terk ettiği bir ilçe haline gelen Sındırgı’nın kaderini değiştiren Başkan Ekrem Yavaş Ege Telgraf Web TV’ye özel açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır ilçede belediye başkanlığı görevini yürüten Yavaş, bir ilçenin ortaya konan vizyon dahilinde projeleri gerçekleştirerek nasıl ayağa kaldırılabileceğinin en somut örneği. İlçede yarattıkları mucizeyi anlatan Yavaş, son dönemde tüm Türkiye’nin gündeminde olan depremlere karşı ilçeyi hazırladıklarını da ifade etti.

‘DEPREME HAZIRLANIYORUZ’

Son zamanlarda meydana gelen deprem ve deprem faciaları nedeniyle tüm ülke teyakkuzda. Sındırgı Belediyesi de bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Başkan Ekrem Yavaş, Sındırgı Arama Kurtarma (SAK) teşkilatının üyelerinden biri olduğunu söyleyerek ilçede sivil toplum örgütleri ile milli eğitimi bir araya getirerek okullarda depreme karşı çalıştıklarını belirtti. “Okullarımızda depreme karşı bilgilendirme ve binalarımızın sağlamlığı, sığınaklarının durumuyla ilgili de çalışmalar yürüttük” diyen Yavaş, “Deprem bir afet buna engel olmamız elbette pek mümkün değil ama önlem almak elimizde. Jeotermal kaynakların olduğu, dolayısıyla depreme gebe olabilecek bir bölgedeyiz. Son zamanlarda çevre bölgelerde ortaya çıkan depremleri de hissediyoruz ancak jeologların da dediği gibi yavaş yavaş enerjinin boşalıyor olması iyi. Devletimiz bir adım atarak okul binalarının depreme hazır olup olmadığıyla ilgili de çalışıyor. Kimi yapıların dayanıksız olduğuna dair raporlar hazırlandı. Acil koduyla Valilik nezdinde bir toplantı yapılarak ilçemizdeki dört okul ile bir öğretmen evinin yıkılarak yeniden yapılması kararı alındı. Bu işlem başlıyor. Öğrenciler öngörülen yeni okullarında eğitime devam edecek. Bir ay içinde de ihalesi yapılan bu yapılar yıkılmış olacak. Uygunsa var olan yerinde değilse de başka bir yerde yapılacak. Devletimiz de biz de gerekli tedbirleri alıyoruz. Kentsel dönüşüm adımlarını atıyoruz. Vatandaşlarımız da bu konularda sıkıntılı olabilecek durumları doğrudan bize iletirse, gerekli tedbirleri alma noktasında gerekli adımları atarız” diye konuştu.

‘BİLİM VE SİYASET EL ELE’

Başkan Yavaş ilçe ile ilgili yaptıkları tüm çalışmaları bilim ile yan yana yürüyerek gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Ben en başta bir coğrafyacıyım. Siz tabiatı tanır, bölgenizin artı ve eksilerini tahlil edebilirsiniz. Bu şekilde de stratejinizi belirlersiniz. Sındırgı butik bir ilçe. Kertil Dağları’ndan doğru inen ‘İstanbul Yolu’ diye adlandırılan yolu nimetlerinden ilçemizde faydalandı. Yine tütünümüz var ki, Ege Bölgesi’nin en büyük ikinci üretim merkeziyiz Akhisar’dan sonra. Ve elbette Yağcıbedir halılarımız bulunuyor. Yol bizden gidince, tütüne de kota gelince bizim ilçemiz ‘Biz bittik’ psiklojisine girdi. Burada yaşanmaz diyen insanımız çok arttı. Bizde elbette bunlar önlem almak zorundaydık. 2004 yılında ilk belediye başkanı olduğumda, nasıl bir yol haritası çizmemiz lazım diye düşündük. İlçemizde Check-up yaptık. Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erhan Küçükerbaş Bey vardı o dönem. Bu elimizdeki çalışmalarla kendisine başvurdum ve şehir plancısı, mimarı gibi tüm ekibiyle ilçemize davet ettim. Kendisi de çok memnun oldu ve bir siyasinin ilk defa gelip kendisine akıl sorduğunu söyleyerek şaşırdı. Ancak biz bilimden yoksun bir siyaset ve şehir yönetimi olmaz görüşündeyiz” ifadelerini kullandı.

‘TURİZMİ HAKİM KILDIK’

Sındırgı’nın en önemli gelir kaynaklarından biri bugün turizm. Başkan Yavaş, yıllar önce bu konuda bir vizyon ortaya koyduklarında ciddiye alınmadıklarını ancak var olan değerleri iyi kullanarak başardıklarını söyledi. Yavaş şöyle konuştu: ”Bugün yaşadığımız mutluluğun da sıkıntının da tohumları geçmişte atılıyor. Bizde çizdiğimiz yol haritasında kentimizin yüzde 57’sinin ormanlarla kaplı olmasını, 3 bin yıllık Yağcıbedir Halıları’nı, barajımızı, sazanlarımızı, jeotermal kaynaklarımızı öne çıkarmayı, bunlardaki pastayı büyütmeyi, yani turizm payımızı geliştirmeyi hedefledik. Biz ilçemizin kültürel ve fiziksel tüm değerlerini ortaya çıkarmanın yollarını aradık. Biz turizm yapacağız dediğimizde, ilçemizde deniz, sahil olmamasından dolayı turizm yapamayacağımız düşünülüyordu. 2006 yılında Sındırgı’yı Termal Turizm Merkezi ilan ettirdik. İki kaplıcanın suyunun kullanım haklarını aldık. Çalışmalarımız bir süre sonra öyle bir hale geldi ki 24 kilometre çevremizdeki kaplıcaların suyunu dahi ilçemize getirdik. Türkiye’de en uzun hat kentimizde. Ayrıca doğal gazın üçte bir fiyatına 3 bin konut jeotermalle ısınıyor insanlar bununla. Ve yaptığımız yollarla ilçemizi ulaşılabilir hale getirdik. 10 kilometrelik bir barajımız var. Şimdi Büyükşehir Belediyesi ile birlikte gezi teknesi alarak barajımızda dolaşma imkanı sağlayacağız. Böylelikle biraz temiz alsın istiyoruz. 800 yatağımız var bugün. Bunları tesis ettikten sonra tüm gelen misafirlerimizin ne yiyeceği, ne içeceği ve hatıra olarak neler götürebileceğini düşündük. Bunlara verdiğimiz tüm cevapları yerel, doğal ve hikaye ile birleştirdik. Tüm vatandaşlarımıza çağrımızdır, dingin, sakin, pozitif insanların olduğu, farklı bir bölgeye gitmek isterlerse biz onları bekliyoruz.”

TARIMSAL KALKINMA

Tarımsal kalkınma ve alt yapı çalışmalarına da ağırlık verdiklerini anlatan Başkan Ekrem Yavaş, köyleri terk eden vatandaşları geri döndürdüklerini aktardı. Yapılan göletlerle sulu tarımı hakim kılarak biten tarımı canlandırdıklarını vurgulayan Yavaş, “Sındırgı’da çok güzel kornişon salatalık, salçalık domates, kapya denilen kırmızı biber gibi sebzeler çok iyi yetişir. Kornişon salatalıklar konusunda Türkiye’de bir numarayız. Geçmişte tütün üretilen tarlalarda, artık bunlar yetiştiriliyor. Böylelikle boşalan köylere insanlar döndü. Yine o ulaşılabilir olsun diye yaptığımız yollarla bu ürünlerin başka yerlere satılmasını sağladık. Gölcük ile aramızda 24 kilometrelik yolu yaptık, Simav ile ilgili yolumuzu iyileştirdik. 25 kilometrelik asfaltı vardı ilçemizin 300 kilometreye ulaştı bugün bu. Biz sadece turizme yoğunlaşmadık. Kentte tütüne gelen kotayla biten tarımı da tekrar ayağa kaldırıp, vatandaşımızın ürettiğini satması için gerekli lojistik çalışmaları da gerçekleştirdik. Alt yapı konusunda da tüm çalışmalarımızı eksiksiz tamamlamış durumdayız. Sındırgı’nın hiçbir kanalizasyon, yağmur suyu problemi yok. Elektrik hatlarımızın birçoğu yer altına alınarak yenilendi. Yine bu sayede çiftçimiz de rahatlıkla üretimini sürdürüyor” diye konuştu.

TÜM CANLILAR MUTLU

Sındırgı’da sadece insanlar değil hayvanlar da güvende ve mutlu. Göç yolu üzerinde bulunması nedeniyle ilçede leyleklere sık rastlandığını hatırlatan Belediye Başkanı, “Leylekler elektrik tellerine konduklarında şasi yapıp elektriklerin gitmesine yol açıyordu. Daha kötüsü hayvanlar da ölüyordu bu süreçte. Biz bununla ilgili önlemler aldık. Leylekler geldiğinde kimi köylerimizin elektriksiz kalması pahasına hattan enerjiyi kesiyoruz. Bu konuda köylülerimizi de bizzat ikna ettim. Yine belediye binamızın üzerinde leylek yuva yapıyordu. Binamızı yenilerken leyleğin geleceği tarihi düşünerek inşaatı tamamlattırdık. Belediyemizin üzerinde yuvası duruyor hala ve her yıl geliyor. Bu nedenle bize ‘Doğal Şehir’ ünvanı verildi, tüm ülke gündemine geldik. Doğaya ve yaşama sahip çıkan bir anlayışla hareket ediyoruz. Kar yağdığı zaman Osmanlı Devleti geleneğini sürdürüyor, yabani hayvanlara yem dağıtıyoruz. Üç tane cirit kulübümüz var. Burada insanın en kadim dostlarından olan atlarla vatandaşlarımızı buluşturuyoruz. 27 Mart’ta Sındırgı’da Atlı Okçuluk Dünya Şampiyonası yapılacak. 20 tane farklı ülkeden atın üzerinde ok atan sporcular gelecek. Tüm vatandaşlarımız ve dostlarımızı davet ediyoruz. Yine Sırbistan’dan, Yunanistan’dan av köpekleriyle ilgili yarışmalar yapıyoruz. Balık yarışması yapıyoruz yine” ifadelerini kullandı.

2’NCİ JEOPARK OLACAK!

Şu anda Unesco tarafından onaylanan tek jeopark Kula’dayken kendilerinin de ikincisini yapacaklarını vurgulayan Ekrem Yavaş, “Sıcak suyun çıktığı alanda milyon yıl geçtikten sonra suyun içindeki kalker ve silisyum birike birike peribacası oluşturuyor. Bunlar yaklaşık 10 metreye kadar boyu uzuyor ve kimilerinin içinden hala doğal olarak 100 santigrat derecesinde su çıkıyor. Hisaralan Bölgemiz’de biz bu parkı yapacağız. Burası öyle bir alan ki 3 dakikada yumurtanızı, patatesinizi doğal kaynak suyu ile kendiliğinden pişirebilirsiniz. İnsanlar yer altından çıkan sıcak suyu görmek için Amerika’ya, İzlanda’ya gidiyor ve binlerce lira ödüyor. 10 saniyelik su fışkırmasını görmek için parkın içinde de 80 kilometre yol gidiyorlar. Biz ilçemizde, Sayın Valimiz Ersin Yazıcı, Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz ve üniversitemizle birlikte bu konuda bir protokol yaptık. Bu minvalde iki yıldır çalışıyoruz, bunları Kültür Bakanlığı’na da sunduk. Ahşaptan yürüyüş yollarının olduğu, peribacalarıyla dolu, suyun yer altından çıktığı bölgeyi hazırlayacak insanlarımıza sunacağız” şeklinde konuştu. Utkucan Akkaş / Özel Haber
Editör: TE Bilisim