Mevcut seçim ve <strong>siyasi partiler</strong> kanununun değiştirilmesine yönelik tartışma, her dönemde siyasi gündemin öncelikleri arasında… <strong>MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli</strong>’nin <strong>Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu</strong> gibi önemli yasalarda değişiklik yapma çağrısı farklı açılardan değerlendiriliyor. Yeni başlayan tartışmalarda, “<strong>milletvekili transferi</strong>nin yasaklanması”, “seçim barajının düşürülmesi” gibi temalar öne çıkıyor. Konuyla ilgili Ege Telgraf’a açıklamalarda bulunan <strong>Demokratik Sol Parti</strong> (<strong>DSP) Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Karakülçe</strong>, söz konusu değişikliklerde dikkat edilmesi gereken hususları anlattı. Karakülçe, <strong>Demokratik Sol Kuram</strong>’ın bu değişime çok önceden hazır olduğu vurgusunu yaptı. <h2>‘YÖNTEM İŞE YARAMADI’</h2> Mevzu bahis değişimin öncelikle baraj sisteminde olması gerektiğinin altını çizen Karakülçe, “Türkiye’de siyasi yaşamın yerli yerine oturması adına baraj sisteminin kaldırılması gerektiğini her zaman söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmesi, daha özgürlükçü ve katılımcı olması gerekiyor. Halkın iradesinin sadece Meclis’e değil, Cumhurbaşkanlığı yönetimine de yansıması lazım. Özellikle 12 Eylül ile beraber devam edilen bir sistem bu. O dönemin ardından bu sistem içine belirli bir baraj konularak bazı siyasi anlayışların ya da bazı fikirlerin Meclis’e girmesinin önü kesilmek istenirken bu süreçte görüldü ki aslında bu yöntem çok da işe yaramadı. Şu anda Meclis’te ülkenin bölünmesini bile tartışabilen hatta bunlara kol kanat gerebilen yapılar bile varken, biz hala yüzde 10 baraj ile ülkeyi korumaya çalışmak gibi bir mantıksızlığın içerisindeyiz. O yüzden seçim barajı kaldırılmalı, sıfırlandırılmalı ve belirli bir oranda, örneğin 500 bin oy alan denilebilir, bu oranda oy alan her bir parti Meclis’te temsil yetkisini kazanmalıdır” dedi. Halkın içinde halkın enerjisini almış insanların seçilmesinin, TBMM’ye yeni bir güç ve enerji katacağını da belirten Karakülçe, “Bizim parti olarak bu tür önerilerimiz her zaman var. Özellikle ön seçim konusu burada çok önem kazanıyor. Ancak maalesef 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde bu konular bir türlü yerli yerine oturmadı, oturamadı… Asıl Türk siyasetinin kendini geliştirmek adına gireceği mecraların buralar olduğu kanaatindeyim. Demokrasinin önü açılmalı, halkın tecihlerine güven duyulmalı. Halk, her seçimde karşısına ne çıkarsa çıksın oy oranlarıyla ülkedeki demokrasinin gidişatına her türlü bir şekil verdi. Bazen darbeler oldu, darbelerden sonra bir baktık ki halk çok farklı düşünüyor, darbeciler gibi düşünmüyor. O yüzden halkın tercihleri öne çıkmalı, siyaset ve siyasetçiler de bu konuyu dikkate almalı ve kararlarını da ona göre vermeli” açıklamalarında bulundu. <h2>‘TEDBİR ÇALIŞMASI’</h2> Siyasi Partiler Yasası’ndaki olası bir değişikliğin korona virüs salgını süreci içinde tartışılması bazı kesimlerce zaman zaman eleştirilmişti. “Burada iktidarın bulunduğu mevcut konumu perçinleme telaşı da var” diyerek sözlerine devam eden Karakülçe, “Çünkü yeni siyasi partiler kuruluyor, bu siyasi partilerin de aslında esas mercii şu andaki mevcut iktidar. Dolayısıyla diğer tabanlardan da oy alma ihtimalleri var ama asıl büyük oyu mevcut iktidardan alacaklar. Hal böyle olunca Cumhur İttifakı’nın mevcut çoğunluğunu kaybetme riski çok büyük. Haklı olarak da bir telaşa girdiler. Bu durumun nasıl önüne geçebilecekleri düşüncesiyle, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) erken seçim çıkışını çok haksız ve yersiz bulduk ama bu işin başka bir yanı, bütün bu telaş ile birlikte iktidarın zaman kaybetme vakti yok… Bir an evvel bu tedbirleri alıp süreç bitiminde de tam zamanında olmasa bile biraz erken seçim ihtimalinin yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu süreci kendi lehine çevirmek adına tedbir almaya çalıştıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. <h2>‘GÜCÜMÜZÜ GÖSTERECEĞİZ’</h2> Yapılabilecek değişikliklerle DSP’nin nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin açıklamalarda da bulunan Karakülçe, “DSP hem köklü hem bilgi ve birikimi hem de ciddi bir tabana sahip olması sebebi ile her koşulda yolunu bir şekilde devam ettirecek ve hedefine ulaşacaktır. Gidişatlar her ne olursa olsun bundan olumlu ya da olumsuz etkileniriz gibi bir düşünce söz konusu değil. Her halükarda sonuç olumsuz bile olsa olumluya çevirmek zorundayız. Çünkü bu ülkede biz Demokratik Sol Parti’nin olması gerektiğine inanmış ve bu temeller üzerine siyaset yapan insanlarız. Bunlar olmazsa olmazımızdır. Bugün iktidar kendi menfaatleri çerçevesinde ya da Cumhur İttifakı kendi siyasi yaşamlarını sürdürecek yönde kararlar alıp halka da bunu dayatabilir. Biz bu süreçten olumlu ya da olumsuz etkilenirizden ziyade her koşulda siyasi hayatımızı, fikir ve düşüncelerimizi gerek halkımıza gerekse Meclis’e yansıtmak zorundayız. Her zaman bunun çabası ve gayreti içindeyiz. Geride bıraktığımız üç dönemde Meclis’in içinde yer bulamadık. Dolayısıyla bu konuda çok dirayetli ve dayanıklı bir parti olduğumuzu herkese gösterdik, gücümüzü göstermeye de devam edeceğiz” dedi. <h2>‘ÇOK ETKİLENECEK’</h2> Son olarak, “Pandemi sürecinde DSP’nin bütün kurumları teknolojik imkanları sonuna kadar kullandı” diye konuşan Karakülçe, “Toplantılarımız online bile olsa eksiksiz yapıldı. Bütün örgütümüz dinamik bir şekilde görevlerini yerine getiriyorlar, eksikleri varsa tamamlıyorlar. Yarın seçim olabilecekmiş gibi çalışmalarını sürdürüyorlar. Korona virüs ile beraber sanki yeni dünya şekilleniyormuş gibi bir hava esse de ‘Demokratik sol kuram’ bunu yıllar evvel görmüş ve söylemiştir. Şunun altını özellikle çizmeliyiz; şu anda milyonların yararlandığı işsizlik fonu, DSP iktidarında oluşturuldu ve bugünlerin yaralarına merhem oldu. Daha önceden her türlü koşula hazırlıklı bir parti olduğumuz ve bundan sonra oluşabilecek şartları öngördüğümüz için bu şartların ana temelin ulus devlet ve üretken bir milletten geçtiğini bilerek siyaset yapıyorduk. Bu kavramların öneminin bundan sonra da daha da arttığını görerek her zamankinden daha fazla çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki DSP’ye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Siyaset bu yeni süreçten çok ama çok etkilenecek. Korona virüs salgını dönemi, bu yönüyle siyasetçileri etkilemeli, düşündürmeli ve kararlarını da buna göre verdirmeli” diye konuştu. <strong>Yağmur Gülü / Özel Haber</strong>