Korona virüs salgını tüm dünyayı etkisi altına alırken, iş dünyası yaşanan süreçten olumsuz yönde etkilendi. Pandemi nedeniyle uzun süre hizmet veremeyen ve kapatılan işletmelerden biri de düğün salonları ve organizasyon firmaları oldu. Evlilik hazırlığında olanlar, bahar aylarının yaklaşması ve aşılama sürecinin devam etmesi ile düğünlerin başlayacağı tarihe odaklanırken, sektör temsilcileri ise artık kendilerine bir an evvel tarih verilmesi gerektiği konusunda çağrı yaptı. Konuyla ilgili Ege Telgraf’a açıklamalarda bulunan Tüm Etkinlik Sektörü İşveren Sendikası (Etkinlik Sen) Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Congur Uzun, bir sene içinde toplamda 55 gün hizmet verebildiklerini ve bu durumun sektörü derinden sarstığını söyledi. “Sektörümüz göz göre göre yok oluyor” diyen Congur Uzun, “Meslektaşlarımız mekanlarını birer birer kapatmaya başladı. Müzisyenlerin intihar ettiğini bile duyduk... Yazık değil mi bu insanlara? Daha önce ‘Hem gelinler hem de düğün sektörü ağlıyor’ diyorduk. Bu sefer sektör ölüyor artık. Kulağımıza o kadar acı şeyler geliyor ki... Geneli günlük yevmiye ile çalışan insanlar. Bir sene olacak, bir senedir bu insanlar evlerine ekmek götüremiyor. Bir festivalde en az 100 kişi çalışıyor, bir düğün organizasyonu en az 7 ila 8 meslek kolunu daha ilgilendiriyor. Kuaförü, müzisyenleri, catring firmaları, gelinlikçiler... Sektörümüze vurulan tokat adeta bir domino etkisi yaparak birçok sektörün düşmesine neden oluyor” açıklamalarında bulundu. Gulsah-Congur-Uzun

İŞTE ÖNERİLER…

Yapılacak profesyonel denetimlerle hem vatandaşın sağlığının korunabileceğini hem de meslektaşlarının biraz rahat nefes alarak hizmet vermeye başlayabileceklerini söyleyen Congur Uzun, “Daha önce de denetimler yapılıyordu ancak belki bu denetimler daha da yoğunlaştırılabilir ve aksi bir durumda cezai işlem yapılabilir. Gerekirse her gün sağlık denetimleri yapılabilir, devletimiz bu konuyla ilgili bir şikayet hattı oluşturabilir. Artık öyle bir konuma geldik ki, verilen şartlara kimsenin kolay kolay itiraz edeceğini düşünmüyorum. Çünkü artık hiçbir meslektaşımızın ayakta duracak kadar bile gücü kalmadı. Örneğin, kurallara uymadı ve ceza aldı; o işletmeye belirli bir süre kapalı kalma cezası verilsin. Kimse zaten kurallara uymayıp işini riske atmayı göze alamaz. Her şeyi o kadar kanıksadık ki... Mesela, halay çekmek istedikleri ya da maske takmak istemedikleri için direnen müşterilerimiz olmayacaktır. İnsanlar artık yuvasını kurmak istiyor. Hayaller ertelendi, masraflar çok arttı. Bu kadar süre beklemenin zorluğunu yaşayan herkesin tüm kurallara uyacağını düşünüyoruz” dedi.

TAKVİM VERİLİRSE...’

Yaşadıkları sorunları her yerde dile getirmeye çalışsalar da seslerini bir türlü duyuramadıklarından da yakından Gülşah Congur Uzun, “Biz de varız, buradayız. Ancak herkes yokmuşuz gibi davranıyor. Artık kimseden yardım, hibe ya da teşvik de beklemiyoruz. Tek beklentimiz artık ileriye dönük de olsa bize bir tarih verilmesi... Çünkü bizim sektörümüz herhangi bir butik ya da kafe gibi değil. Aylarca ön hazırlık gerektiren özel bir sektörüz. Bize ancak bir tarih verilirse en azından rezervayson yapmaya başlarız. Nasıl okullar için 15 Şubat’tan sonra açılabileceği söyleniyorsa bize de ortalama bir takvim verilebilir. Örneğin, ‘Haziran ayında düğünler şu şartlar altında yapılabilir’ denilsin. Bizim işimiz en az 5 ila 6 aylık bir hazırlık süreci gerektiriyor. O yüzden takvim verilirse bizler de önümüzü görebiliriz. Bunun için ne koşul gerekiyorsa yerine getirmeye razıyız” diye konuştu.

Haksız rekabete yol açabilir’

Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan ‘gizli davetli’ uygulamasını da değerlendiren Uzun, “Bu mantık bize çok ters geldi. Çünkü birçok işletme artık profesyonel şartlarda hizmet veriyor. Gerekirse sendika olarak da destek verip kendi iç denetlemelerimizi yapalım. Ancak gizli davetli mantığının doğru sonuçlar elde edeceğini düşünmüyoruz. Bunun yanı sıra güvenli sertifika alınması görüşünü duyduk. İSO 9001 belgesinin prosedürleri gerçekten çok sert. Şu anda meslektaşlarımızın ne bu belgeyi alabilecek bütçeleri ne de bununla ilgilenecek ekipleri var. Ne mental ne de maddi olarak buna hazır değiliz. Ayrıca bu şartın işletmeler arasında haksız rekabete de yol açabileceğini düşünüyoruz. Zaten yeterince yıprandık. Otellerin güvenli sertifikaları olsa da bu, hizmet verme noktasında çok da başvurulan bir kriter olmadı. Açıldığı zaman hepsi açıldı, kapandığı zaman hepsi kapandı. En nihai karar kolluk kuvvetlerinin düzenli olarak denetleme yapması olacaktır” diye konuştu. Yağmur GÜLÜ/Özel Haber