Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açıkladığı yüz yüze eğitim haritasına göre okulların açıldığı ilk hafta okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri sadece bir gün okula gidiyor, eğitimin hangi gün olacağı okul yönetimince belirleniyor. Yüz yüze eğitim velinin isteğine bağlı oluyor. Son dakika ayrıntılarını içeren yazıya göre okul öncesi eğitimde günde 30’ar dakikalık bir etkinlik saati yapılıyor. Uyum haftasından sonraki haftalar da ise okul günü sayısı iki güne çıkarılıyor. Eğitimcilerin yeni öğretim yılına zihnen hazır olmadığını dile getiren Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Her hafta yeni bir uygulama duyuyoruz. Veliler, öğrenciler ve eğitimciler adapte olamadık” ifadelerini kullandı.

PARALI HİJYEN

Öncelikli konunun eğitim öğretim döneminde hijyen olduğunu vurgulayan Yıldırım, bazı okullarda maske ve dezenfektan ihtiyacını öğretmenlerin karşılayacağını söyledi. Yıldırım, “Maske ve dezenfektan ihtiyacının öğretmenlerin kendisinin temin edeceğini öğrendim. Bizler aylardır sendika olarak MEB ‘in 2020 -2021 döneminde sağlıklı bir öğretim imkanı için çocuklara yönelik her türlü ihtiyacın karşılanması gerektiğini söylüyor ve anayasada zorunlu olduğunu hatırlatıyoruz. Devlet okulları neredeyse velilerden ücret talep ediyor. Çalışanlarımız işsiz kaldı, işsiz ailelerin çocukları için şu an bir çözüm yok. Bu anlamda hazır olduğu sözünü gerçekleştiremedi” dedi.

4 MİLYON ÖĞRENCİ

Her hafta yeni bir açıklama yapıldığını bu nedenle adaptasyonun zor olduğunu belirten Yıldırım, yüz yüze eğitimi koşullar ile desteklediğini belirtti. Yıldırım, “Yeni yaptığı açıklamalarda yeni bir yaklaşım sunuyor. Malzeme ihtiyacı olarak hazır değil. MEB yaptığı açıklamada okul öncesi ve birinci sınıf çocuğun eğitimciyle yüz yüze gelmesi gerektiğini söylüyor fakat göndermezse göndermesin diyerek veliye bırakılması konunun aslında mümkün değil. Bu yaklaşımı anlayamıyoruz. Servisler yarı dolulukla hareket edecek. Servislerin ve okuldan kendisinden talep edilen ek maliyeti karşılaması mümkün değil. Çocukların okula gitmesine teşvik edilmeli. 4 milyon öğrenciden bahsediyoruz. 20 bin EBA erişim noktasıyla uğraşılacağına, 4 milyon çocuğa geçmişte yapıldığı gibi tablet ihtiyacı devlet tarafından karşılanabilirdi. Çocuklar bir kez yaş diliminde geri kaldığı zaman bir süre sonra eksik kalmasını beraberinde getirecektir” açıklamalarında bulundu.

‘ÖĞRETMENLER RİSKTE’

Bir çok öğretmenin sınavlar için salgın riski bulunan okullarda görevlendirildiğine dikkati çeken Başkan Yıldırım, “Bir çok öğretmen korona virüs salgınının olduğu okullara gönderildi. En azından okul öncesi ve ilkokul öğretmenleri yönlendirilmeyebilirdi bu sınavlara. 1 milyon öğretmenlerimizin bazıları evlerden koronalı hastaları kontrol için yönlendiriliyor. Bir gün sonrada bu küçük çocuklara eğitim sunmak için geri gelecek. Bu alınan çok büyük bir risk. Bunların göz önünde bulundurulması gerekiyor” dedi.

‘SAĞLIKLI VE MUTLAK’

Uzaktan erişiminde yüz yüze eğitimin de tam olarak gerçekleştirilecek koşulların sağlanmadığını belirten Yıldırım, “Velileri tatmin edici bir açıklama yok. Köy okulları hazırdı. Köylerinde kasabalarında bu çocuklar ne olacak şuan. Uzaktan erişimi sağlayamayacaklar. Maaşları emsallerine göre düşük. Bekçi öğretmenden bin lira fazla alıyor. Öğretmenin bu kadar düşük maaş aldığı yerde, bekçi maaşına ulaştıran ek dersler alınmasını engelleyecek bir uygulama içerisinde. Bu noktada buna karşı bir duruş göstereceğiz. Milyonlarca öğrenciyle hasta olma riski varken bu öğretmenlerin gücünü kıracak, ‘fazla maaş alıyorlar’ tavrı çok motivasyon bozuyor, bütün eğitimcileri etkileyecektir. Uzaktan eğitim aynı sınıfa hitap etmekten daha farklı. Bunun dışında eğitimciler hazır olmalı. Velilerimize ise ilk okul birinci sınıf ve okul öncesi çocuklarımıza evde bu korkunun işlenmemesi gerekiyor. Okul ortamında ne yapmalı, maske nasıl takmalı, normal bir süreç olduğunu ve risk olmadığını aktarmalılar. Böyle bir eğitim senesi mi yoksa eğitimin bir yıl dondurulması mı? Bir yıl kapatılması çocuklar için çok kötü olacaktır. Bir yıl olmaması demek, gelecek seneyi göremediğimiz için bu noktada öbür yılın ne olacağının belirsizliğini taşıyor. O noktada yüz yüze eğitim sağlıklı bir biçimde olmalı ve mutlak olmalı. Tedbir ve uygulamaları hayata geçirmeliler” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber