Ekolojik terör saldırısı!

Belki de dünyanın sonu. İnancımız gereği dünyanın bir sonu olduğuna iman ediyoruz. Bu “son” ile ilgili olarak da elbette sebepler silsilesi gerekiyor. Allah’ın hükmünün gerçekleşmesinde bu se...

Abone Ol
Ciğerlerimiz yandı, kül oluyoruz, bittik tükendik” gibi lafları geride bıraktım. Gerçekten çok sinirliyim! Ama sinirle iş yapılamayacağını da iyi biliyorum. Çok değil daha yeni… Yani 14 Temmuz tarihli köşe yazımda “Ormanlarımızı Koruyabiliyor Muyuz?” diye sormuştum. Okurlarımız bilir. O yazıdan bir bölümü tekrar dikkatlere sunuyorum. “… ormanlarımızın kıymetini bilmiyoruz ve bu minvalde de koruyamıyoruz. Nasıl koruyacağız, uçsuz bucaksız alan! Her metrekareye orman bekçisi mi dikeceğiz. Belki her metrekareye orman bekçisi dikilmez ama yetersiz olan orman koruma memurlarının sayısı artırılabilir. Orman alanlarımızın hepsi, istisnasız ama hepsi, milli park, doğal koruma alanı ya da özel koruma alanları ilan edilebilir, edilmelidir de… Hem “Ormanlarımız Milli Hazinemizdir” diyeceksiniz hem de korumasız bırakacaksınız! Bekçisiz hazine nerede ve ne zaman görülmüş. Buna ancak gülünür ve bu korumasızlığı da art niyetliler kullanır! Zaten de böyle oluyor! ABD ve Avrupa’da böyle… Onlarca hatta yüzyılı aşkın bir zamandır ormanlar için özel statüler ve koruma şekilleri geliştirmiş batı… İnsanların hepsine, köylüsüne kentlisine zimmetlenmiş ormanlar var! Bizde? Bizde bir şey yok… Allah ise bütün ayetlerinde “siz önleminizi alın” buyuruyor! Biz, önlem almıyoruz, kendi haline bırakıyoruz, sonra da “içimiz yandı, ciğerimiz kavruldu” feryatları eşliğinde gözyaşı döküyoruz!”