Türkiye ve İzmir bilgileri istatistikleri kentte yaşanan istihdam gerçeğini çarpıcı şekilde ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl İzmir'de kurulan toplam 1815 işletmeden 972'si çeşitli sebeplerle yıl sonunu getiremeden iflas etti ya da kepenk indirdi. Esnafı ve patronları vuran kriz aynı şekilde işçiyi de olumsuz etkiledi.

İFLAS VE İŞSİZLİK ARTTI

Geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde yüzde 11 olarak ölçülen işsizlik oranı İzmir'de yüzde 13,8'e ulaştı. Genç nüfusun ve genç işsizlerin çoğunlukta olduğu İzmir'de işgücüne katılım oranı ve istihdam oranı sırasıyla yüzde 56,2 ve yüzde 48,5 oldu. Yani yeni açılan her iki işletmeden birinin iflas ettiği yıl içinde, İzmir'de yaşayan her iki vatandaştan biri de işsiz olarak kayıtlara geçti. Yüzde 20'ye yaklaşan yüksekokul ve fakülte mezunu oranıyla nitelikli işgücü anlamında diğer illerin büyük bölümünü geride bırakan İzmir'de asıl dikkati çeken istatistik ise Türkiye genelinde binde 3,8 olarak kayıtlara geçen intihar oranlarının binde 4,9 oranına yükselmesi oldu.

PATRONU DA VURDU

TÜİK istatistiklerini ve kentte yaşanan istihdam sıkıntısını Ege Telgraf'a değerlendiren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı "Son iki yıldır yaşanan ekonomik kriz hem işsizliği üst seviyeye tırmandırdı, hem de açılan yeni şirketlerin 700'e yakını konkordato talebinde bulunarak iflasını ilan etti. Kimi işletme sahibi de piyasanın içerisinde bulunduğu koşullarda ayakta duramadığından işini tasfiye etti. Türkiye geneline baktığımızda büyük işletmelerde ise bini aşkın konkordato ilanı olduğunu görüyoruz ve bunlar hep büyük firmalar. Ekonomik kriz bu şekilde devam ettiği takdirde geniş tanımlı işsizlik 7,5 milyona kadar ulaşacak. Birçok işyeri de kapanmaya devam edecek. Ülkede özellikle hukuk ve adalete olan güvensizlik ortamı işletmelerin bir bir kapanmasına ve dünyadan Türkiye'ye gelen yatırımcının da ülkemizden elini çekmesine, kaçmasına yol açıyor. Haliyle bu durum işçiyi de olumsuz etkiliyor. Durum böyleyken, halen tozpembe tablolar çizerek Türkiye ekonomisinin iyi olduğunu söyleyenler, açlık sınırının 2390 lira, yoksulluk sınırının ise 7500 lira olduğu bir dönemde ortalama maaşların ise 3000 lira seviyesinde olduğunu bilmiyor mu? Böyle devam ederse işsizlik artmaya devam edecek ve sanayideki çarklar da ne yazık ki duracak." dedi.

280 BİN İŞSİZ DAHA

"Kriz artık sadece işçiyi değil, patronu da vuruyor" diyerek sözlerini sürdüren Sarı, aslında çok daha yüksek bir işsizlik oranı olduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu: “Kriz ortamında karteller ve büyük ölçekli işletmeler karına kar katıyor. Ama küçük ölçekli işletmeler yani KOBİ'ler ile yoksulları da yavaş yavaş ortadan aklıyor. İşletmelerin kapanması nedeniyle haliyle istihdam oranı da düşüyor ve işsizlik yükseliyor. DİSK-AR'a göre, İzmir'de sadece son dönemlerde 280 bin yeni genç işsizin olduğu tespit edildi. Gıda ve hizmet sektöründeki geçici istihdam ve altı aylık işbaşı eğitim gibi kısa süreli çalışma modelleri aslında İzmir'deki rakamın daha da düşük çıkmasına yol açıyor. İstihdamdaki düşük oranın sebebi sadece genç nüfusun fazla olması değil, İzmir'deki birçok önemli sanayi tesisi ile fabrikanın da iflasından kaynaklanıyor. Şu anda istihdamın büyük bölümü de hizmet sektörü üstünden devam ediyor. Sanayi ve üretim bitme noktasına geldi. Eğer geçici süreli çalışmaları ve mevsimlik istihdamı bu hesaplamadan çıkaracak olursak çok daha yüksek bir işsizlik söz konusudur.” Erman Şentürk / Özel Haber