Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) İzmir Halkla İlişkiler Koordinatör Yardımcısı Gamze Berçin Edirne, Ege Telgraf Web TV ekranlarında Feyyaz Tatar’ın konuğu oldu. Hem bu yıl gerçekleşen hem de planladıkları projelerden bahsetti. Pandemi ve lösemi ilişkisine dair pek çok bilgi veren Edirne, aynı zamanda ailelerin kanser tespitinde ve erken teşhiste nasıl bir yol haritası izleyeceğine dair kritik başlıkları aktardı. LÖSEMİ’nin  özellikle çocuklarda büyük risk oluşturduğuna dikkati çeken Edirne,  “Hep birlikte fark yaratarak başarıya ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.  GÜNDE 400 KAYIP Lösemi şüphesiz en çok görülen kanser tipi. Türkiye’de fazlasıyla görülen hastalığa dair oranları paylaşan Gamze Berçin Edirne,  “Hastalığın teşhisini alan çocukların yüzde 80’i tedaviye ulaşamıyor. Gelişmiş ülkelerde yüzde 80’den fazlası sağlığına kavuşabiliyor. Düşük gelirli ülkelerde yüzde 15 ve 45 arasında değişim gösteriyor. Biz bu anlamda fark yaratarak başarıya ulaşmış durumdayız ama hastalıkla mücadele de durumun verileri bu şekilde” diye konuştu. Son dönemde pandemi başlığının büyük önem arz ettiğini aktaran Edirne, “Hepimiz son yıllarda pandemiyi konuşuyoruz. Pek çok kaybımız oldu. Yıllardır kanser hastalığı özellikle çocuklarda rastlanılıyor. Ölümcül ve risk oluşturuyor. Bir numaralı ölüm sebebi kanser hastalıkları. Keşke kanser de diğer hastalıklar kadar konuşulsa. Günde 400 hastayı zaten kaybediyoruz. Her şeyden önemlisi maruz kaldığımız çevresel faktörler var. Bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla hastalık açık hale geliyor. Buna çare olarak son yıllarda sağlıklı gıda yönetimine yöneldik. Ne tüketildiğini bilmeleri gerekiyor. Markamızda doğal ürünler var. Mandalinadan, zeytinyağına kadar pek çok ürünümüz mevcut. İnsanlar sağlıklı gıdaya erişemiyor. Bu anlamda güvenilir bir kaynak olmayı hedefledik. En önemli çalışmalardan bir tanesi, yüzlerce çocuğu hayata bağladık. En büyük kanser tedavi merkezini inşa ettik. Hem çocuklar hem yetişkinler için hizmet vermeye başladık. Aslında tam bir kompleks. Konaklama konusunda da sorun yaşanmıyor, moral motivasyon konusunda da destekleniyorlar. Hijyen koşullarının ve desteklerin önemini yıllar içinde gördük. Bu şekilde hareket etmeye gayret ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. ‘MARKAMIZA DESTEK’ Edirne,“ Seferihisar’da bir mandalina bahçemiz var. Her yıl hasat dönemimiz oluyor. Orada hasadımızı gerçekleştiriyoruz. Satın almak isteyen bağışçılarımız buradan erişebilir. Tedaviye destek sağlayabiliyorlar. Bunlardan biri de nar ağaçlarımız ve gönüllülerimizle bir araya gelerek nar ekşisi üreteceğiz. Çocuklara faydalı bir ürün üretmeye çalışacağız. İsteyenler katılabilir. Salça şenliğimiz çok keyifli geçti. Bir haftadan uzun süre oradaydık. Anne yapımı salça ürettik. Fazlasıyla keyifli bir etkinlikti. Halk müziği dinletisi yaptık, ardından gönüllülerimiz bize halk oyunları gösterisi yaptı. Hem eğlendik, hem salçamızı ürettik. Salçalar yine LSV markamızda satışa çıkarıldı. Yakın zamanda mandalina hasat dönemi başlatılacak. Yiyebileceğimiz en iyi mandalinaları temin edebiliyoruz. Bu anlamda parafinsiz, soğuk hava depolarında saklanmayan ve kanserojen madde içermeyen mandalinalar üretiyoruz. Bu çalışmayı yürütürken, Türkiye geneline gönderimler düzenlenecek. Oralardan da temin edilebilecek. Planlamasını yaptığımız pek çok AVM’de açtığımız stantlarla ya da LÖSEV karavanıyla hasat dönemi boyunca satışını yapıyor olacağız. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden paylaşacağız. Pandemi sürecinde gönüllülerimizden uzak kaldık. Şimdi sosyal mesafeye dikkat ederek gönüllülerimizle bir araya geliyoruz. Yakın zamanda yaptığımız farkındalık etkinliğimiz çok çok keyifliydi. Bu etkinliklerde müsait gönüllülerimiz kalkıp geliyor.  Her geçen yıl kanser tanısı alan çocuk sayısı artıyor” dedi. Seminerlerin de farkındalık yaratmak açısından büyük önem arz ettiğinin altını çizen Edirne, “Bu seminerlerde biz hem gönüllülüğü, her şeyden önce kanseri anlatıyoruz. Karşılaşınca nelerden şüphelenmeliyiz, ilk yapmamız gereken nedir? Elimizde verilere göre yetişkinlerde tespit yaşı 66 iken çocuklarda 6. Yüzde 80’inine geç tanı konuluyor. Çocuk, vücudunda o değişikliği fark etmeyebiliyor. Ebeveyn bunu geç fark ediyorsa tanı daha geç konuluyor. En önemlisi erken tanı. Diğer faktörler ardından geliyor. Üniversite ve ilköğretimden lise seviyesine kadar okullarda sunumlarımızı yapıyoruz. Bu çalışmalara hız kazandırdık.  Hastalığın belirtileri neler? Bunları yoğun biçimde anlatıyoruz. Belediyelerimizle de çalışmalarımız var. Birincisi bu farkındalığı yaratmak için yürüttüğümüz iki büyük proje var. Fayda ve İnci Projesi. İnci projesi tüm okullarımızda sürdürülüyor. Kanser ve beslenmeyi anlatıyoruz. Bunun dışında amacımız aileleri bilinçlendirmek. Çocuklarda düzenli bir tarama çok uygun olmayabiliyor. Belli etkileri olabiliyor. En uygunu çocukların tepki ve bedenlerini takip etmek. Aileler çocuk eklemlerinin ağrıdığını söylediğinde çocuğun boyunun uzadığını düşünüyor. Sebepsiz morluklar görülebilir, bu belirtiler pek çok hastalığın belirtisi olabiliyor. Bu nedenle gözlemleme aşırı önemli” dedi. Pandemi sürecinde kemoterapi gören çocukların bağışıklıkları düşük olduğundan dışarı çıkamadığını aktaran Edirne, “Normalleşmeye başlamak onlara iyi geldi. Kemoterapi nedeniyle bağışıklıkları daha düşük olduğu için en çok onlar bunaldı. Tüm etkinliklerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Günlük haberler paylaşıyoruz. Buradan dileklerinizi iletebilirsiniz. Pandeminin aralanmasıyla her şey tüm dünya için umarım daha da güzelleşir” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk/Özel Haber