Nihat AK/EGE TELGRAF- Güneşin en güçlü hissedildiği günlerde, yurttaşlar iki farklı etkiyi deneyimliyor. Bir yüzüyle kavuran güneş, diğer yüzüyle enerji üretiminde bir mucizeye imza atıyor. Türkiye günlük 682 bin 223 megavat elektrik üretirken, bunun 109 bin 501 megavatını güneşten karşılıyor. Güneş enerjisi, günlük elektrik üretiminin yüzde 16,05'ini karşılarken, gün içinde yüzde 44'ü aşarak yeni rekorlara imza atıyor. Günün tamamında yenilenebilir kaynakların elektrik üretimi içindeki payı yüzde 63’e, yerli ve yenilenebilir kaynakların payı ise yüzde 78,4’e ulaşıyor. Güneş enerji santrallerinin kurulmasına izinlerin hızlandırılması için önerilen kanun teklifi, zeytin dostlarının zihinlerinde derin endişelere yol açıyor.
ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI
Enerji üretiminde çok önemli bir dönüşüm sürecinden geçildiğine dikkati çeken yenilenebilir enerji yatırımcısı Serdar Ekiz, “2025 yılı itibarıyla ülkemizin toplam kurulu gücü yaklaşık 110 Bin MW civarında. Bunun 23-24 Bin MW’lık kısmı güneş enerjisi kaynaklı. Hibrit projelerle birlikte bu rakam 30 Bin MW’a yaklaşmış durumda.
Yaşadığımız ayın özellikle öğle saatlerinde, elektrik üretimi güneşten karşılanıyor. Belki de anlık olarak bu oran yüzde 80’lere kadar çıkabiliyor. Bu, Türkiye’nin sadece enerji üretiminde değil, enerji bağımsızlığı yolunda da ciddi bir mesafe katettiğini gösteriyor” dedi.
‘MUAFİYET YOK’
Güneş enerji santrallerinin kurulumunda sektörün süper izinlere ihtiyaç duyduğunu savunan Ekiz, “Güneş enerji santrallerinin (GES) kurulumu, tıpkı bir inşaat projesi gibi çeşitli kamu kurumları ve belediyelerden alınması gereken izinlere tabidir. Zemin etütleri, imar planları ve çevresel uygunluk gibi birçok prosedür yatırımcının önünde zaman alan bir süreç olarak duruyor. Santralin hızlı devreye girmesi, yatırımcının maliyetini daha hızlı geri alması açısından büyük avantaj sağlıyor. Ancak bu durum, "süper izin" ile kanunlardan muafiyet anlamına gelmiyor. Talep edilen, sadece izin ve onay süreçlerinin daha hızlı ve koordineli şekilde yürütülmesi. Sektörümüz uzun süredir bu yönde bir beklenti içinde. "Süper izin" uygulamasının, torba yasa kapsamında, özellikle zeytinlik alanlarla ilgili düzenlemelerin içinde bir madde olarak yer alması bekleniyor. Zaman zaman Meclis'teki siyasi partiler güneş enerjisi konusunda bizden görüş alıyor ve bu taleplerimizi aktarıyoruz. Sektör olarak sürecin hızlanmasını ve bürokrasinin azaltılmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘DOĞRU PLANLAMA’
Güneş enerjisi üretiminin pik yaptığı zaman dilimlerinde doğru planlamalar yapılması gerektiğine dikkati çeken Ekiz, “Güneş enerjisi üretiminin yükseldiği dönemlerde en büyük sorunlarımızın başında şebeke altyapısının yetersizliği geliyor. Üretimin zirve yaptığı saatlerde, enerji arzı talebi aşıyor. Bu durum, elektrik fiyatlarını düşürüyor. Bazı geleneksel santraller geçici olarak üretimi durdurmak veya çalışmalarını yavaşlatmak durumunda kalabiliyor.
Çözüm ise çok açık: Enerji depolama sistemlerinin yaygınlaştırılması. Depolama sayesinde güneşin en yoğun üretim yaptığı saatlerde fazla enerji şebekeye yüklenmeden depolanabilir, ihtiyaç anında kullanılabilir. Aynı zamanda hidroelektrik ve doğalgaz santralleri daha etkin planlama ile devreye girip çıkabilir.
Bir diğer sorun da mevzuatın ve uygulamaların güncel ihtiyaca yavaş uyum sağlaması. Bu nedenle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile EPDK'nın bu konuda daha proaktif adımlar atması, sektöre güven verecektir” şeklinde konuştu.
‘FAYDA SAĞLAYACAK’
Güneş enerji santrallerinin yaygınlaştırılmasının başta cari açığın kapatılması olmak üzere önemli problemlere çözüm getireceğine değinen Ekiz, “İthal fosil yakıt ihtiyacı büyük ölçüde azalacak, dışa bağımlılık düşecek. Özellikle yaz aylarında doğalgaz santrallerinin devre dışı kalmasıyla milyarlarca dolarlık ithalat enerji faturası ortadan kalkacak. Güneş enerjisinin yaygınlaşması, enerji maliyetlerini düşürecek. Bugün öğle saatlerinde oluşan düşük piyasa fiyatları, tüketicinin faturalarına da olumlu yansıyacak. Çevresel etkiler açısından ise karbon salımı azalacak, hava kalitesi artacak. Ve nihayetinde temiz enerjiye dayalı, sürdürülebilir bir enerji sistemi inşa edilecek” dedi.
BÜROKRASİ RİAYETİ
Meclise sunulan taslağın izin alama sürecini 18 aya indirilmesini öngördüğünü belirten yenilenebilir enerji yatırımcısı Tolga Murat Özdemir, “Meclis’in iradesiyle birlikte, özellikle güneş ve diğer yenilenebilir enerji projelerinin önündeki en büyük engellerden biri olan uzun izin süreci ciddi şekilde kısaltılmış olacak. Bu, sektör açısından ümit verici bir gelişme. Umarız uygulama aşamasında bürokrasi de bu sınırlandırmaya tam olarak riayet eder. Zira izin süreçlerinin kısalması, güneş enerjisi üretiminin gelişmesi ve hızla yaygınlaşması adına çok önemli bir adım olacak. Şu anda önümüzde, toplamda 30 GW’lık depolamalı GES ve RES projeleri var ve tamamı ön lisans sürecinde. Mevcut izin süreçlerinin uzunluğu bu projeleri ciddi şekilde etkiliyor. Eğer yeni düzenleme ile bu izinler 18 ayla sınırlandırılırsa, sektör çok daha hızlı büyüme gösterir” diye konuştu.
‘ORKESTRA ŞEFİ TEİAŞ’
Ulusal Enerji Planı’na göre Türkiye’nin yıllık 5 GW’lık güneş enerjisi hedefinin olduğuna işaret eden Özdemir, “Bu hedefe ulaşmak mümkün. Ancak bu sadece izin süreciyle olmaz. Gelişimin üç temel ayağı var: kapasite tahsisi, izin süreçleri ve finansman. Şimdi bunlardan biri çözülüyor gibi görünüyor. Bu önemli bir adımdır ama diğer ayaklar da eş zamanlı olarak ilerlemeli. Ayrıca verilen kapasitenin etkin kullanılması gerekiyor. Yeni kapasite anlamına gelmiyor bu; mevcut kapasitelerin daha hızlı hayata geçirilmesinin önünü açıyor. Bu noktadan sonra işin büyük kısmı TEİAŞ’ın yönetiminde. Şebekenin sağlıklı işlemesi, enerji depolama yatırımlarının da hızla devreye alınmasına bağlı. Çünkü TEİAŞ bu sürecin orkestra şefi; ama sistemi oluşturan tüm enstrümanların da doğru çalışması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
ENDİŞELERİN SEBEBİ
Hibrit santral kurulmasına yönelik bazı projelerin gündeme gelmesinin zeytin ve çevre dostlarında ciddi endişeler uyandırdığına vurgu yapan Özdemir, “Gelecek dönemde bazı elektrik üretim santrallerinin yakınlarında güneş enerjisi santralleri kurularak hibrit yapılar oluşturulması gündeme geliyor. Bu tür projeler, enerji verimliliğini artırma ve kaynak çeşitliliğini sağlama açısından yatırımcılarına önemli fırsatlar sunuyor. Ancak bu yatırımların zeytinlik alanlara yakın bölgelerde planlanma olasılığı, kamuoyunda tartışmalara yol açıyor. Özellikle zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verilip verilmeyeceği konusu, çevre örgütleri ve zeytin üreticileri tarafından endişeyle takip ediliyor. Taslağın bu yönü, çevre hassasiyeti taşıyan kesimlerde ciddi soru işaretleri oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Özdemir, enerji depolamanın artık güneş ve rüzgâr projelerinin vazgeçilmez parçası olduğunu belirterek, "Depolama sistemleri hem ucuzladı hem verimlileşti. Son 3 yılda maliyetler 5 kat düştü" dedi. GES ve RES’lerin depolamayla entegre edilmesinin, "üretim ve tüketimi dengelemek açısından kritik" olduğunu vurguladı.