Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle: Yaklaşık 1,5 yıllık bir hasretin ardından bütün kardeşlerimi selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında Şırnak'a özel şükranlarımı iletmek istiyorum. 11 Mart'ta buraya geldiğimde, Şırnak Belediye Başkanlığı'nı AK Parti'ye emanet ettiniz. Bu sonuçla Şırnak Türkiye genelinde seçim kazandığımız 24 il belediyesinin arasında Rize'nin ardından 2. sırada yer aldı. Belediye Başkanımız Mehmet Yarka kardeşime ve ekibine de teşekkür ediyorum. İnşallah Şırnak'a layık bir belediyecilik anlayışı ortaya koyarak, bu güvenin karşılığını hizmet olarak vereceğiz. Bugün Şırnak'a elimiz boş gelmedik. Kongremizden sonra katılacağımız törenle 3,5 milyar lirayı geçen 591 projenin resmi açılışını yapacağız. Şırnak'a yaptığımız yatırımların özet bir değerlendirmesini de paylaşacağız. Eser ve hizmetlerin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti il kongrelerimizin ilkini Şırnak'ta gerçekleştiriyoruz. Kongrelerimiz, 81 şehrimin tamamını dolaşacaktır. Biz de el verdiğince vatandaşlarımızla kucaklaşacağız. Tüm Türkiye'yi bir kez daha kat etmiş olacağız. Son 19 yılda AK Parti Genel Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak 81 vilayetin hepsine defalarca gittim. Ülke ve dünya meseleleriyle ilgili biz kulağımızı da gönlümüzü de milletimize çeviriyoruz. Siz ne diyorsanız, ne bekliyorsanız onu yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Biz sorumluluklarımızın ağırlık ve çokluğuna rağmen halkımızla muhabbetimizi bu kadar sıkı tutarken, muhalefet milletimizden uzak duruyor. Kapalı kapılar arkasında siyaset yapmak kolay. Milletimizle kucaklaşmadan insanımızın gönül sıcaklığını hissetmeden siyaset yapıyorum diyenler, sufleyi sizden değil, başka yerden alıyor. Bu ülke için yaptıklarını, yapacaklarını her meseleyle ilgili duruşunu ortaya koyamayandan siyasetçi olamaz. Yalanla, iftirayla, imayla siyaset yapanların halktan uzak durmalarının sebebi bu sığ üsluplarının yüzlerine vurulacağını bilmeleridir. Bizim en büyük motivasyon kaynağımız her kesimden insanımızın o hasbi samimiyettir. Bu öyle tek taraflı değil, iki taraflı muhabbettir. Biz tüm hayatımızı milletimize hizmete vakfettik. Milletimiz de bizi girdiğimiz hiçbir mücadelede yalnız bırakmadı. Attığımız her adımda milletimiz yanımızda oldu. Vesayet karşısında dimdik dururken milletimiz yanımızdaydı. Terör örgütleri ve onları destekleyenlerin üstüne giderken milletimiz yanımızdaydı. Darbeciler üzerimize gelirken milletimiz yanımızdaydı. Buradan bir kez daha tekrar ediyorum; beni Rizelinin olduğu kadar Şırnaklının da, Edirnelinin olduğu kadar Karslının da kardeşi olarak yaratan Rabbime hamt ediyorum. Dünyadan bundan daha büyük zenginlik, mutluluk, güç, itibar bilmiyorum, tanımıyorum. Ülkesinden ve milletinden utanan değil, gurur duyan herkesin aynı hissiyat içinde olduğunu biliyorum. Hiçbir siyasi, ideolojik, sosyal, kültürel mülahaza 83 milyon olarak birliğimizden, kardeşliğimizden daha önemli, daha hayati değildir. Yüreklerimiz toplu vurduğu sürece, her türlü tefrikayı uzak tuttuğumuz sürece bu zenginliğin önünde duracak hiçbir güç yoktur. AK Parti'nin ilk il kongresi için Şırnak'ı belirlememiz rastgele bir tercih değildir. Geçen yıldan kalan bir sözümüz vardı. Kongremizin ilk durağı olarak Ahmedi Hani'nin, El Cezire'nin şehrini seçmemiz dünyaya da bir mesajdır. Irak'ta, Suriye'de, Balkanlar'da şu anda Libya'da, Karabağ'da yaşananlar bize ayrımcılığın nasıl kan ve gözyaşından başka bir netice göstermediği göstermiştir. Biz niye Azerbaycan'da varız? Minsk 3'lüsü deniliyor; ABD, Rusya, Fransa... Bunlar Ermenistan'ın yanında yer aldılar. Ermenilere her türlü silah desteğini veriyorlar. Bütün bunlar yapılırken, Azeri kardeşlerimiz Ermenilere karşı çok ciddi bir mücadelenin içindeler. Bu mücadeleyi neden veriyorlar? Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını Ermenilerden kurtarmak için bu mücadeleyi veriyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir? 30 yıldır ABD, Rusya, Fransa kalkıp bu müzakereyi bitirmedi, Azeri kardeşlerimizin topraklarını kendilerine vermediler. Şimdi de işgal altındaki bu toprakları kurtarma mücadelesi veriyorlar. Libya aynı şekilde. Orada da Wagner denilen Rusların paralı askerleri var. Bu paralı askerlerle Libya'da Libyalı kardeşlerimize karşı Hafter'e destek veriyorlar. Ne işiniz var diyorlar, biz zulüm neredeyse oradayız. Suriye'de ne işini var diyorlar; 911 km sınırımız var. Bu niye birilerini rahatsız ediyor? Orada da varız, olacağız. ABD'nin 24 üssü var. 11 bin km'den gelip üs kurmasının anlamı ne? 3 bini aşkın TIR silah, araç gereç getiriyor; hayırdır ne işin var burada? Ama dünya, batı şu anda Azerbaycan'ın yanında değil. Ateşkes ilan edildi ama Ermeniler yine bozdu. Bütün bu gerçekler ortadayken batı ses çıkarmıyor. Türkiye ses çıkarınca, 'hiç de sessiz durmuyor' diyorlar; durmayacağız. Şırnak'ın bir tarafı Irak, bir tarafı Suriye. İki tarafta da yaşayanlar hangi inanca, hangi meşrebe sahip olursa olsun bizim binlerce yıllık kardeşimizdir. İstismarcı terör örgütleri veya rejimlerin yol açtığı acılar yaşanıyor. Terör örgütleri sizin hayallerinizi istismar ederler, gerçekte ama coğrafyamızda, kültürümüzle ilgisi olmayan kendi çıkarları için burada olan ülkeler için çalışıyor. Kanı dökülen, canı yanan biziz ama kazanan başkaları. Böyle bir çarpıklığa nasıl göz yumabiliriz?