Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük'ün açıklaması şu şekilde: "Süt üretimindeki mevsimsel artış, tüketicinin alım gücünün pandemi nedeniyle düşmesi, kaliteli süt yetersizliğinden dolayı ihracatın arttırılamaması süt sektörünü tıkadı. Tıkanma sonucu alevlenen krize hızlı bir şekilde müdahale eden Tarım Bakanlığı öncelikle geçtiğimiz aylarda süt tozlaştırma uygulamasını başlattı. Tarım Bakanlığı, süt tozlaştırma tesislerinin yetersizliği nedeniyle krizi önleyemeyince, sektörün paydaşlarıyla bağlantıya geçerek sanayicinin bayramda süt alımının devam etmesini sağlamaya çalışıyor. Tarım Bakanlığımıza sütün yerde kalmaması için gösterdiği gayretlerinden dolayı süt üreticileri adına teşekkür ederim. Ülkemizde dönemsel olarak yaşanan süt krizi, uzun yıllardır başta üretici olmak üzere sanayici ve tüketiciye mağduriyet yaşatarak milli ekonomimizi de büyük ölçüde kayba uğratıyor. Mevcut durum; Üreticinin 1 litre süt ile en az 1.3 kilogram yem alabilmesi gerekirken yem fiyatlarının her geçen gün artarak süt fiyatlarını geçmesi üretimi tehlikeye sokarken daha da kötüsü sanayicinin süt bırakmaya başlaması üreticiyi çileden çıkardı. Üretici çaresizlik içinde. Sanayicinin işlediği sütü pazarda eritememesinden dolayı depolarında stoklayacak yeri kalmadı. O da çaresizlikten süt bırakmaya başladı. Hele ki; ilk süt bırakmayı Tarım Kredi Kooperatifi’nin başlatması üreticiyi koruma misyonu taşıyan ve adı kooperatif olan bir kuruluşa hiç yakışmadı. Tüketicinin alım gücü kalmadı, yeterince tüketemiyor. O da zor durumda. Bakanlığımız seyirci kalmayıp sorunun çözümü için büyük gayret sarf ediyor. Bu yönde fazla sütü tozlaştırma projesiyle piyasaya müdahale uygulaması başlattı. Ancak Türkiye’deki süt tozu tesislerinin yetersizliğinden süt fazlalığı eritilemiyor. Uzun yıllardır piyasa düzeninin sağlanamaması sonucu ülkemiz büyük kayıplar yaşıyor. Bu tablo Türkiye’ye yakışmıyor. Bu yaşanan olumsuzluklar bir kader değil, plansız üretimin sonucudur. Kısa vadeli çözümlerle kalmayıp, sorunun bir daha yaşanmaması için uzun vadeli politikalar geliştirmeliyiz. Çözüm olarak; Hiçbir sanayici bayram dahil kesinlikle süt bırakmamalıdır. Süz tozlaştırma tesisleri krizden rant sağlamaya çalışan süt tüccarlarına değil öncelikli olarak örgütlere hizmet vermelidir. Devlet; pariteyi dengelemek için piyasa normale dönünceye kadar süt destekleme primini arttırarak üreticinin mağduriyetini gidermelidir. Bu artışı örgütlü üreticinin lehine yapmalı, böylelikle örgütlü yapıyı geliştirmelidir. İhracata uygun süt miktarımızı arttırmak için sütün kalitesini sağlama işlevinde bulunan örgütlere bu maliyetlerini karşılamak üzere teknik destek primi verilmelidir. Devlet, ilgili organları kanalıyla süt tozlaştırma tesislerini arttırmalıdır. Sütün merkezi olan Konya ve İzmir’e ivedilikle birer tane süt tozlaştırma tesisi kurularak üretici güvence altına alınmalıdır. Süt fazlalığını yok etmenin en doğru uygulaması olan ihracatı geliştirmek için sanayicimize teşvikler arttırılmalıdır. Türk tarımında yaşanan yapısal sorunların ekonomik ve sosyal açıdan tek çözümü kooperatifleşmedir. Ancak o zaman üretim maliyetlerini düşürür, gıda güvenliğini sağlar, kayıt dışılığı önler, veri oluşturarak üretimi planlar ve fiyat istikrarını sağlayarak çiftçiliği güvenceli bir meslek haline getirebiliriz. İşte o zaman üretim artar, üretici para kazanır ve göç durarak Türkiye daha güçlü ve daha yaşanır olur."