<a href="https://www.iesob.org.tr/" target="_blank" rel="noopener noreferrer"><strong>İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği</strong></a> <strong><a href="https://www.egetelgraf.com/?s=Kad%C4%B1n" target="_blank" rel="noopener noreferrer">Kadın</a> Kolları</strong>, düzenlediği <strong>basın toplantısı</strong>yla, 2019 yılında yaşanan kadına şiddet olaylarına dikkat çekti. 2019 yılında <strong>kadına Şiddet</strong> konusunda üzücü olayların yaşandığını ve yeni yılda kadına, çocuğa ve aile içi şiddeti önleyecek tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyen<strong> İESOB Kadın Komisyonu Başkanı Gönül Vural,</strong> “İnsan hakları; insanların arasında hiçbir ayırım yapmaksızın insanların doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez eşit özgür yaşama hakkıdır. <strong>Dil, din, ırk etnik köken</strong> ayrımı yapmaksızın tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüktür. 10 Aralık 1948 tarihli <strong>İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’</strong>nde ve <strong>Anayasa</strong>mızda açıkça belirtildiği gibi, yaşama hakkı en temel hak iken, ne yazık ki dünyadaki <strong>savaşlar terör ve cinayetler</strong> bu yaşam hakkını yok ediyor. Ülkemizdeki kadın Cinayetleri içimizi acıtan kanatan bir yara. Kadına şiddet gün geçtikçe artıyor. <strong>Birleşmiş milletlerin SEDAW Antlaşması</strong> uyarınca kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesine imza koyan bir ülkenin kadınları olarak ‘<strong>Yeter Artık</strong>’ diyoruz” dedi. <strong>Türkiye</strong>’nin <strong>uluslararası arena</strong>da <strong>karne</strong>sinin de kötü olduğunu dile getiren Vural Türkiye’nin cinsiyet eşitliğinde 144 ülke arasında 130’uncu sırada olduğunu söyledi. İstatistik veriler ile istismarlara değinen Vural, “2019 yılında 10 ayda, 413 çocuk cinsel istismarı, 405 kadın cinayeti, 500 kız çocuk evliliği var. Biz kadınlar <strong>Atatürk</strong>’e çok şey borçluyuz. 1926’da <strong>Medeni Kanun</strong>un kabulü ile erkeklerle <strong>evlilik</strong>te, <strong>miras hukuku</strong>nda eşitlendi. Kadınlar kadın birey olarak nüfusta saydırdı. Avrupa ülkelerinden bile önce 1930’da yerel yönetimlerde, 1934’de genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı verdi. İş alanında, eğitimde kadınları destekledi. Ayrıca kadının bedensel hakları var, kadının bedeni kendine aittir. Kadın kocasının iznini almadan istediği işte çalışabilir, bu hakkı var, ama bir türlü eşit işe eşit ücret hakkına kavuşamıyor. Kadın ne ister? Yasamak, çalışmak, eğitimde sağlıkla her alanda var olmak, özgür olmak, erkekle eşit olmak ister. Oysa biz hala kadına, çocuğa tacize, kadın cinayetlerine dur diyemedik. Daha etkin <strong>yasal düzenleme</strong> ve <strong>örgüt</strong>lenme için çalışımalarına katkı koymak için bizde varız. Güneşten ışık yontan, aydınlık yarınlara koşan esnaf kadınlara selam olsun. 2020 yılının dünyada ve ülkemizde <strong>insan hakları</strong>na saygının, <strong>sosyal barış</strong>ın sağlandığı yıl olmasını diliyoruz” diye konuştu. <strong>Rana Beyza Öztürk</strong>