Korona virüs ile mücadele kapsamında kamu çalışanlarına yönelik alınan yeni tedbirler resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yeni genelgeye göre, kamu kurumlarında çalışan personele uzaktan yani evden çalışma imkanı geri getirildi. Haziran ayından itibaren başlayan normalleşme süreci boyunca uygulamanın devam ettirilmesi gerektiğini belirten DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, sistemin çalışanların hakları korunduğu müddetçe uygulanmasını ve sağlık açısından gerekli olduğunu duyurdu. Bakanlık genelgesini Ege Telgraf'a yorumlayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Biz bu konuyu ilk olarak pandeminin başladığı Mart ayında gündeme getirmiştik. Ve kısmen de uygulanmaya başlamıştı. Ancak 1 Haziran'da başlayan normalleşme sürecinin ardından bu karardan vazgeçilmişti. Şimdi yine vaka sayılarının artması ve pandeminin etkisini hissettirmeye başlaması ile birlikte böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Şu anda bu uygulama gereklidir. Ancak geçici süreliğine yapılması gerekir. Kararnameyi inceledik, salgın tedbirleri kapsamında bu önlem alınmalıydı. Virüs hızla yayılıyor. En azından kamu kurumlarında bu düzenleme hayata geçirilmeli. Ama saat düzenlemesi tek başına kamuda yeterli olmayacaktır. Örnek olarak okullar 21 Eylül'de açılacak. Öğrenciler saat 10'da ders başı yapsın, kamu kurumları saat 9'da işe başlasın. Tedbir amaçlı yayınlanan bu genelgenin bugüne kadar aralıksız uygulanması gerektiğini ve Haziran ayında normalleşmeye geçilmemesini biz sürecin en başından beri dile getiriyorduk. Korona virüs salgınından kurtulana kadar uzaktan çalışma uygulansın, biz de buna destek verelim diyoruz. Bizim mücadelemiz de zaten bu önlemlerin alınması üzerineydi" dedi.

‘ÖZEL SEKTÖR’

Sarı, hayata geçirilen bu uygulamanın özel sektör tarafından da örnek alınmasını dileyerek şunları söyledi: "Bize göre bu uygulama kalıcı hale getirilmemeli. Ve sadece salgın süresince uygulanmalı. Ama eğer işi uzaktan çalışmadan çıkartıp, esnek çalışma, kısmi çalışma ve güvencesizliğe götürürlerse buna itiraz ederiz. İşçi sınıfı da buna karşı mücadele başlatır. Bu işin sonu ücretli izne dönüşmemelidir. İstihdamı azaltacak, işsizliği çoğaltacak tedbirlere kesinlikle karşıyız. Bugün nasıl kısa çalışma ödeneği adı altında çalışanlara bin 168 lira ödeniyorsa, bu konu da kötüye kullanılmamalıdır. Zaten sürecin başından itibaren bu uzaktan çalışma modeli aralıksız uygulanmış olsaydı, vaka sayıları bu derece yükselmeyecek ve salgınla mücadele konusunda bugünkü kadar zor durumda olmayacaktık. Alışveriş merkezlerini açmayın, toplu taşımada yüzde 50 sınırını kaldırmayın, kamuda uzaktan çalışma imkanı olanlar bunu uygulamaya geçirsin diyoruz. Sonuçta herkes kendi karantinasını yaratmak ve sağlığını korumak için önlem alıyor. Ancak hükümet ekonomik krizi gerekçe gösterip, işyerlerini açmasaydı vergi toplayamayacaktı. Haliyle boşta olan hazine daha da zor duruma düşecekti. Bu sebeplerden ötürü parayı insan hayatına tercih ettiler. Bence bu uygulama özel sektör tarafından da uygulanmalıdır. Tedbirler en üst seviyeye çıkartılıp insan hayatı korunmalıdır. Biz uzaktan çalışmaya karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz esnek çalışmadır. Çalışanların ekonomik ve sosyal hakları ortadan kaldırılmadan, devlet tarafından mali olarak desteklenmesini ve çıkarlarının korunmasını talep ediyoruz. Eğer bu iş çalışanları kısa çalışma ödeneği gibi insan onurunu ayaklar altına alacak bin 168 lirayla yaşamaya mahkum etmekse buna karşı çıkan da ilk bizler oluruz. Bunun anlamı ev kirasını, elektrik, su, doğalgaz parasını ödeyememek demektir. Zaten devletin vatandaşına bu zor dönemde kira, elektrik, su, doğalgaz, ulaşım gibi giderleri için yardım yapması bizim başlıca taleplerimizdendir. Çalışan kesimin idari izinli sayılacağı bu süreçte personelin işe gidiş geliş yoğunluğunu azaltmak amacıyla, sirkülasyonu düşürmek adına çalışma saatleri de kısaltılmalıdır. Örnek olarak sabah saat 8'de fabrikalar, 9'da kamu kurumları, saat 10'da da okullar açılabilir. Böylece toplu ulaşımda ve yollarda yoğunluk azaltılarak virüsün yayılma riski de azaltılır. Özel sektörden de bu yönde hamle bekliyoruz. Bu önleyici tedbirler alındığı takdirde, sokağa çıkma yasaklarına ya da esnafın dükkanını kapatmasına gerek kalmaz ve salgınla mücadele konusunda daha başarılı oluruz." Erman Şentürk / Özel Haber