İstanbul’da 1750’lerden itibaren ortaya çıkan duvar resimleri hakkında bilgi vererek sözlerine başlayan Prof. Dr. Ersoy, “O dönem ortaya çıkan duvar resimleri çok kısa bir süre içinde, Anadolu ile Balkanlar’dan Ortadoğu’ya kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun o günkü sınırları içinde büyük bir hızla yayılmıştır.  İstanbul’da köşk, konak, saray gibi genellikle sivil yapılarda karşımıza çıkan duvar resimlerinin, Anadolu’da cami ve konakların iç mekanlarına kadar girerek yaygınlık kazanması ilgi çekici bir beğeni değişimini göstermesi açısından önemlidir. Osmanlı duvar resimlerinde ele alınan konular çok çeşitlidir. Genellikle manzaralar, çeşitli yapılar, gemiler, meyve ve çiçekler, sembolik motifler, az da olsa insan ve hayvan figürleri betimlenmiştir” dedi.

Bakan Özhaseki depremzede aileyi yeni evinde ziyaret etti Bakan Özhaseki depremzede aileyi yeni evinde ziyaret etti

 Duvar resimlerinde en çok işlenen konularından birinin manzara tasvirleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “Bu tür tasvirlerin çoğunluğunu, nereye ait olduklarını belirleyemediğimiz düşsel manzara kompozisyonları oluşturur. Düşsel İstanbul panoramaları çok olmak üzere Mekke ve Medine tasvirleri, ilk bakışta nereye ait oldukları belirlenebilen manzara kompozisyonlarındandır. 19. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Batı Anadolu’da görülen; konu ve üslup açısından benzerlikler taşıyan, örneklerini verdiğimiz duvar resimlerinin benzerleri Midilli Adası’nda da karşımıza çıkmaktadır. Bunlar dışında, Osmanlı İmparatorluğu’nda bu dönemde ortaya çıkan yeniliklerin, modernleşmenin izleri olarak trenler, fabrikalar, buharlı gemiler ya da masa, sandalye, çatal bıçak gibi Osmanlı’nın günlük yaşamına giren Avrupa eşyaları da resimlenmiştir” diye konuştu.

Etkinlik sonunda Müze Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko, Prof. Dr.  İnci Kuyulu Ersoy’a ‘Teşekkür Belgesi’ teslim etti. 

Kaynak: Bülten