Okulların açılmasıyla birlikte başlayan eğitim öğretimdeki yeni süreci Ege Telgraf'a değerlendiren Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği İzmir Şube Başkanı Özgün Utku, "Okullar aslında peyderpey yani taksit taksit açıldı. İlk olarak 21 Eylül tarihinde ardından da geçtiğimiz hafta okullarda eğitim başladı. Çok basit bir örnekle, yakın bir öğretmen arkadaşımızın görev yaptığı okulda sınıfta üç öğrencide korona virüs vakası çıktı. Çocuklar bir yana, bazen biz bile güvenli mesafeyi ayarlayamıyoruz. Bunu yaşayarak zorla öğrendik. Çocuklarda buna alışmak çok daha zor haliyle yaşadıkları bu durum gayet normaldir. Esas olay buna dair gerekli önlemleri almakta” dedi. ‘Uzaktan eğitim apayrı bir çile. Hem öğrenciye, hem de öğretmenlere sayısız zorluk söz konusu’ iddiasında bulunan Utku, “Kimi öğrenci internete giremiyor, kimisi bağlanamıyor. Sendikaların açıkladıkları rakamlara baktığımızda durum zaten hiç iç acıcı değil. Biz bir sivil toplum örgütü olarak bize gelen taleplere yetişemiyoruz. O kadar çok bilgisayar isteyen çocuk var ki. İzmir'de sırf kendi imkânlarımızla Gaziemir ve Çiğli'de ağır şartlar altında olan iki çocuğa yetişebildik. Bu süreç bize çok şeyler öğretti. Daha Türkiye'nin en büyük kentlerinden bir tanesi olan İzmir'de eğer bugün bu sorun yaşanıyorsa, varın ülkenin gerisini siz düşünün. Bilgisayarı olsa bile internet paketi olmayan bir öğrenci bu dersleri nasıl takip edecek? Öğrenciler halen kotayı düşünüyor. Sırf bu yüzden derslere katılamıyorlar. Velisi kısa çalışma ödeneği adı altında günde 30 liraya çalışan öğrenciler nasıl internet alabilir ki? Aynı evde iki öğrenci varsa ve bunlar farklı sınıflara gidiyorsa, nasıl internetten eğitim alacak? İki milyondan fazla çocuğun interneti, cep telefonu, televizyonu yok. Bu çocuklar toplamda iki yıl eğitimden uzak kalacaklar. Çok başarılı olan ancak internet erişimi olmadığından ötürü kaybettiğimiz çok sayıda öğrenci var. Okulları açtık dediler, çocuklar korkudan gidemiyor. Uzaktan eğitim alacak imkan yok yine dersleri takip edemiyorlar. Biz maalesef ne uzaktan eğitimi, ne de yüz yüze eğitimi başaramadık. Tüm sorumluluğu veliye yüklediler ve devletin elinden hiçbir şey gelmiyor” diye konuştu.

‘KORKUNÇ RAKAM’

Yaptığı açıklamada güncel veriler üzerinden örnekler veren Dernek Başkanı Utku, şunları söyledi: "Bugün ülkemizde evinde televizyon olmayan 754 bin adet hane var. Korkunç bir rakam. Öğretmenler uzaktan eğitim veriyorlar ancak bugün İzmir'de öğretmenlerden aldığımız güncel verilere göre, her 14 kişilik sınıftan sadece 4 öğrenci EBA sistemi üzerinden dersleri takip edebiliyor. Kalan 10 öğrenci ise eğitim alamıyor. UNICEF'in yaptığı son araştırmaya göre ise Türkiye'de 18 milyon 600 bin öğrenciden 6-7 milyonunun internet erişimi var. Yani, her üç öğrenciden sadece bir tanesi uzaktan erişim imkanlarına sahip durumda. Yüzde 33 rakamı olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor. Yine OECD verilerine göre, uzaktan eğitimde 77 ülke arasında 70'inci sıradayız. Ve süreç her gün daha kötüye gidiyor. Eğitimde sadece kaybolan iki yıldan bahsetmiyoruz. Bizi kıskanıyor dediğimiz dünya ülkeleri bugün Mars'ta yaşamı, uzay çağını ve son teknolojileri konuşurken, bir nesil bunlar için eğitim alırken, bizim çocuklarımız ise geride kalıyor” dedi.

‘SANİYELERLE YARIŞ’

Şube Başkanı Utku sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklarımız dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan kendi yaşıtlarına göre ciddi anlamda geriye gidiyor. Artık dijital çağdayız, uygarlıkta yol almak isteyenler saniyelerle yarışıyor. Bizim çocuklarımız onlara nasıl yetişecek? Yaşadığımız bu zorlukları diğer ülkelerin vatandaşlarına anlattığınızda bize gülüyorlar. Ne yazık ki ileri gideceğimize hızla geriye gidiyoruz. Eğitimdeki makas hızla açılıyor. Avrupa ülkelerinde çocukların ücretsiz geniş bant internet erişim hakları varken biz neleri konuşuyoruz... Bugün okullarımız devletin yeteri kadar parası olmadığından, ödeneksizlikten ötürü çok zor durumda. Okullar ne yapsın? Haliyle velilerden deterjan, kolonya, temizlik malzemesi isteyen okul yönetimleri var. Ve bu ortamda çocukların korona hastası, öğretmenler de buna rağmen derse girmek zorunda bırakılıyor. Bu süreç bizlere çok acı şeyler gösterdi. Sadece öğrenciler değil, öğretmenler de mağduriyet yaşıyor. Öğretmenlerin ücretleri malum. Zaten ek ders ücretleri kalktığından ötürü maaşları düştü. O öğretmenin bilgisayarı yoksa gerçekten zor durumda demektir. Bugün bir öğretmen ders vermek için sadece iki maaşı ile bilgisayar almak zorunda ve bunu da devlet karşılamıyor." Erman Şentürk / Özel Haber