Mezarda emekliliğe hayır" sloganıyla yürüttükleri mücadelenin tüm detaylarını paylaşan Türker, İzmir'de 500 bine yakın emeklilikte yaşa takılan mağdur olduğunu belirterek Salı günü Konak Meydanı'nda yapacakları eyleme tüm halkı kendilerine destek olmaya çağırdı. İzmir'de derneğinizi nasıl kurdunuz, nasıl örgütlendiniz? Önümüzdeki süreçte hedefleriniz nelerdir? Biz İzmir'de yola çıkarken çok ümitliydik. Son dönemde deprem, pandemi, askeri harekatlar üst üste gelince biraz yavaşlamak zorunda kaldık. 2019 Temmuz'unda İzmir şubemizi açtık. Tam örgütlenmeye başladığımızda bu olaylar meydana geldi. Ve özellikle pandemiden ötürü insanlar bize ulaşmakta üye olmakta güçlük çekti. İlk etapta 700'e yakın üyemiz var. Bu sayı gün geçtikçe de artıyor. Türkiye genelinde ise 23 ilde şubemiz, 53 ilde de temsilciliklerimiz var. Pandemi bittikten sonra her ilde var olacağız. Asıl amacımız 81 ilde örgütlenmek. Çanakkale, Manisa, Uşak ve Muğla gibi illeri de oluşumumuza dahil ederek Ege'de federasyonlaşmaya gitmeyi de hedefliyoruz. Önümüzdeki süreç bizler için daha hareketli bir dönem olacak. Daha sonrasında ise federasyonların bütününden oluşacak bir konfederasyon kurmayı ve daha kurumsal olmayı hedefliyoruz. Şartlar ne olursa olsun biz bu davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. baskan-turker Her seçim öncesine sizlere söz verilmesine karşın emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili henüz bir çözüme ulaşılamadı. Kaç yıldır mücadele ediyorsunuz? Bu yıl 8 Eylül tarihinde mağduriyetimizin 21'inci yılı olacak. Düşünün, 21 yıldır bu mağduriyetimiz devam ediyor ve halen bir şey yapılamadı. Neredeyse çeyrek asırdır mağduruz. Aradan o kadar çok fazla seçim geçti ki, biz artık sayısını unuttuk, saymayı da bıraktık. Aslında bunu istemedikleri için çözmediler. Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili olarak tamamen görmüyorum, duymuyorum havasındalar. Şu anda bu memleketin çözülmesi gereken en büyük sorunlarından bir tanesi de budur. EYT'dir. Aramızda işsizleri var, iş bulamayanı var, yeniden yıllarca çalışmak zorunda olanı var. Haklarımız elimizden alındı.   Peki emeklilikte yaşa takılanlar tam olarak ne istiyor? Nasıl bir düzenleme talep ediyorsunuz? EYT'liler olarak biz erken emeklilik falan istemiyoruz. Toplumda ne yazık ki böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Bu çok yanlış bir şey. Bizim talebimiz bu değil ki. Biz işe girdiğimiz günün koşullarında şartlar ne ise ona göre emekli olmak istiyoruz. Sonuçta devlet ile bir sözleşme yapmışız. İşe girerken devlet  bana demiş ki, sen işe girdin, 25 yıl çalışıp 5 bin sigorta gününü de doldurduğunda emekli olabilirsin. Ben de devletin bu sözüne güvenip işe girmişim. Ama ne oldu? Sonra oyun oynarken, kural değişti. Bu sefer bize yok kardeşim, hayır sen emekli olamazsın dediler. Böyle bir şey yok. Dünyada bunun örnekleri olduğunu düşünmüyoruz. Yasalar hiçbir zaman geriye doğru işletilemez. Biz emeklilik sistemi kökten değişsin istemiyoruz ki. Yasa o gün çıktıysa o günden sonra işlemeye başlar. İnsan işe girdiğinde ne zaman emekli olacağını bilir. Biz de ne zaman emekli olacağımızı bilerek ile girdik. Ama gelinen bu süreçte yolun yarısında kural değişti ve emeklilik hakkımız elimizden alındı. Dolayısı ile bizleri mağdur ettiler. En basitinden kendimden örnek vereyim. Sigortalı bir işe girip çalışacağıma böyle olacağını bilsem, esnaf olurdum. Belki siyasete atılacaktım belki başka bir işe girecektim. Ben 25 yıl sonra emekli olacağımı bilerek sigortalı bir işe girdim, çalıştım. Ama devlet elimden bu hakkımı aldı.   Yaşadığınız bu kayıpları gidermek için bireysel ya da kurumsal olarak yargı yoluna gittiniz mi? Hukuksal olarak 25 yılı doldurduğumda ben ne yapabilirim diyerekten bir sosyal güvenlik uzmanına gittim. Amacım devleti mahkemeye vermekti. Çünkü, işe girerken 25 yıl sonra emekli olacağım diyerekten bir sözleşme yapmışım. Ama ben hala çalışıyorum. 6 yıl fazladan çalışacağım. Ne oldu? Devlet benim hakkımı gasp etmiş oldu. Bu davayı ilk ben açacağım dedim. Danıştığım sosyal güvenlik uzmanı, bu düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile çıktığından ötürü yargıya gitseniz de bir sonuç alamazsınız dedi. Eğer sizin mağduriyetiniz giderilecek olsa zaten buna uygun yeni bir yasa çıkartılırdı dedi. Boşa çabalayıp yıpranmayın dedi. Aranızda hiç dava açıp kazanan, emsal bir mahkeme kararı alan var mı? Şu anda bireysel olarak yapılmış bazı girişimler var. Biz platform olduğumuzda bazı çabalar da oldu ama kazanan henüz yok. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne falan gitmek istemiyoruz. Bunu bizim hükümetimizin çözmesi gerek. Bu mağduriyeti, bu halkın sorununu önce bizim hükümetimizin görmesi lazım. Niye biz kendimizi Avrupa'larda rezil edelim? Neden gidip Türkiye hükümeti kendi vatandaşına bakamıyor dedirtelim. Niyetimiz böyle bir algı yaratmak kesinlikle değil. Hükümetin elini vicdanına koyup bir karar vermesi lazım. 600 milletvekili elini  vicdanına koyup bir karar verse bizim mağduriyetimiz çözülür. Şu anda Türkiye genelinde ve İzmir'de kaç mağdur var? Bizim sayımız ya da devlete maliyetimiz hiç lanse edildiği gibi değil. Sayın Cumhurbaşkanı'mız bizim devlete maliyetimizin 700 milyar olduğunu söyledi. Biz ilk gün bu rakam 13 milyar dedik. Daha sonra 60 milyar lira diye açıklama geldi. En son Çalışma Bakanlığı EYT'lilerin devlete getireceği yük 30 milyar liradır dedi. Ama biz halen 13 milyar lira diyoruz. Ortada çözülmesi gereken bir mağduriyet var ise, mağduriyet hesabı yapılması çok yanlış burada bir insanlık dramı yaşanıyor. Hükümetin görevi sorunları çözmektir. Biz o insanları bizim sorunlarımızı çözsün, derdimize çare bulsun diye seçip vekaleten gönderiyoruz. 13 milyarın maliyetini ben hesaplayamıyorum. Bu devletin altından kalkamayacağı bir rakam değil. Türkiye'de şu anda 5 milyon 400 bin kadar EYT'li var. Her ay 50 bin kişi de emekli oluyor. Ama 9 yıl fazla çalışarak. Bugün İzmir'de toplam nüfus 4,5 milyona yaklaşıyor. 42-55 yaş arası 750 bin insan yaşıyor. EYT mağdurlarının yaş kapsamı da tam o grup. Yani İzmir'de yaklaşık 500 bine yakın EYT'li var.   EYT'liler için yasa çıktığı takdirde bu durumun devlete büyük bir ek yük getireceği konuşuluyor. Buradaki söz konusu maliyet nedir? Bugün Türkiye toplam kaç milyon Suriyeli göçmene bakıyor? 4,5 milyon. Onlara kaç liralık yardım yapıldı? Her birine ayda iki bin lira devlet yardımı yapılıyor. Bizler için yasa çıkarsa emekli olup ayda bin lira maaş bağlanacak arkadaşlarımız var. Onlara yardım yapılmasına karşı değilim ama önce devlet öz evladına yardım etsin. Ben devlete olan borcumu ödedim, yıllarca vergimi verdim, karşılığını alamıyorum. Bizim sayımız kadar Suriyeliye rahat rahat bakılabiliyor. Bizim maliyetimiz onlardan daha düşük. Bu çözülemeyecek bir sorun değil. 2023 seçimlerinden önce kalıcı bir çözüm bekliyor musunuz? Bu sorun aslında seçim sorunu falan değil. Bizi seçim malzemesi olarak görmesinler. Bu bir memleket meselesidir. Bu ülkenin kanayan bir yarası. Ama maalesef siyasiler bunu anlayamadılar. Madem bizleri seçim malzemesi olarak görüyorsunuz, o zaman buyurun erken seçim yapın, sonucu görün. EYT'lilerde artık bıçak kemiğe dayandı. Bu işin bir an evvel çözülmesi lazım. Bizim seçimleri bekleyecek sabrımız falan kalmadı. Eğer olay seçimse her seçimi kazanan bir iktidar var. Yıllardır neden çözmediniz? İzmir'deki üyelerinize ve vatandaşlara vereceğiniz son mesaj nedir? İzmirlilerden daha fazla mağduriyet yaşamamak için, hak hukuk adalet diyen ve geleceğimiz için, çocuklarımız için mücadele eden herkesin bu hak mücadelesinde katılmaya davet ediyoruz. Mağdur olan tüm herkesi 8 Eylül Salı günü Konak Meydanı'ndaki basın açıklamamamıza davet ediyoruz. Bu dava sadece benim davam değil. Tüm mağduriyet yaşayanların davasıdır. Onun için herkesin elini taşın altına koyması lazım. Ben yönetici olarak koşturuyorum ama bu yasa çıkarsa sadece bana çıkmayacak. Ne kadar örgütlü olursak, sesimiz o derece yüksek çıkar, yumruğumuzu masaya o denli sert vurabiliriz. Erman Şentürk/Özel Haber