Türkiye basın dünyasında sarsıntı yaratan gelişme dün akşam saatlerinde yaşandı. Ünlü gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerdiği iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı hakimlik tarafından tutuklandı. Altaylı’nın gözaltına alınması, ardından savcılık ve hakimlik sürecinde yaşananlar, medyada ve kamuoyunda geniş yankı buldu.

Pendik Aydos Orman yangınında son durum: Yangın kontrol altına alındı Pendik Aydos Orman yangınında son durum: Yangın kontrol altına alındı

Gözaltı ve Savcılık İfadesi

Fatih Altaylı, dün akşam İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi, 20 Haziran 2025 tarihinde kendi sosyal medya kanalı Youtube’da yayımladığı bir yayındaki ifadelerdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada Altaylı’nın, Cumhurbaşkanına yönelik tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddia edildi. Savcılıktaki ifadesinde Altaylı, yayımladığı videonun orijinalinin yaklaşık 3 dakika olduğunu, kendisinin tarihsel bilgi verdiği açıklamaların yer aldığı kısmı temsil ettiğini belirtti. Ancak kısa versiyon olarak kesilen yaklaşık 30 saniyelik video parçasının anlam bütünlüğünün bozulduğunu, bu şekilde tehdit ediyormuş gibi bir algı yaratılmak istendiğini vurguladı.

Hakimlik Süreci ve Tutuklama Kararı

Savcılık ifadesinin tamamlanmasının ardından Fatih Altaylı, tutuklama talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Hakimlik ifadesinin ardından da tutuklanma kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebinde suçun vasfı, delil durumu ve yasada öngörülen ceza üst haddinin dikkate alındığı belirtildi. CMK’nın ilgili maddeleri çerçevesinde kamu adına tutuklama kararı talep edildi. Bu karar, basın ve hukuk çevrelerinde tartışmalara yol açarken, gazeteciye yönelik uygulamanın kapsamı ve sınırları kamuoyunun gündeminde yer aldı.

Kamuoyu ve Aileden İlk Tepkiler

Gözaltı ve tutuklama süreci boyunca Fatih Altaylı’nın ailesi sosyal medyadan açıklamalarda bulundu. Eşi Hande Altaylı, paylaşımlarında eşinin serbest bırakılmasını umut ettiklerini ifade etti. Ancak adliyedeki işlemler sonucunda bu talep karşılık bulmadı. Gazetecinin sosyal medya ve haber dünyasındaki takipçileri, hukuki sürecin yakından takip edildiğini belirtirken, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusundaki hassasiyetler bir kez daha gündeme taşındı.

İddianın Kaynağı: Anket Yorumu ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı’nın Tepkisi

Fatih Altaylı’nın gözaltına alınmasına neden olan söz konusu yayın, bir anket şirketinin sonuçlarına ilişkin yorumları içeriyordu. Gün içinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın “Senin suyun ısındı” şeklindeki ifadeleri sosyal medyada geniş yer buldu. Bu gelişmeler, soruşturmanın hızlanmasına ve ardından gelen gözaltı kararına zemin hazırladı. İstanbul Başsavcılığı’nın resmi açıklamasında, tehdit suçunun Türk Ceza Kanunu’nun 310/2 ve 106/1 maddeleri kapsamında değerlendirildiği vurgulandı.

Fatih Altaylı’nın tutuklanması, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Suçlamanın içeriği, hukuki süreçlerin işleyişi ve medya üzerindeki etkileriyle ilgili geniş çaplı tartışmalar sürerken, hukukçular ve medya temsilcileri farklı görüşler sunuyor. İfade özgürlüğü ile hukuki sorumluluk arasındaki sınırların yeniden sorgulandığı bu vakada, demokratik hukuk devletinin ilkeleri ve basın mensuplarının korunması konuları ön plana çıkıyor.

Sözcü

Kaynak: Haber Merkezi