Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte vatandaş rahatlamaya başladı ancak sağlıkçılar için durum hiç de iç açıcı değil. Tükenmişlik sendromu yaşayan ve uzun süredir aralıksız çalışmak zorunda kalan milyonlarca sağlık çalışanı yine zorlu bir döneme giriyor. Sağlıkçıların yeni dönemden beklentilerini ve yaşadıkları zorlukları Ege Telgraf ile paylaşan Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Barış Koçak, “Geçtiğimiz yıl izin, tayin, emeklilik, istifa gibi işlemlerin tamamı askıya alınmıştı. Şu anda bu yönde bir genelge yok. Sadece istifa engeli var. Sonuçta sağlık bir ekip işi. Sağlıkçı izin kullanırsa alacağı ek ödemelerden olması ve gelir kaybı da söz konusu. Sistem bizi izin kullanmamaya mecbur bırakıyor." diye konuştu.

‘BİZE RAHAT YOK!’

Şube Başkanı Koçak, izin mağduriyetinin her geçen gün arttığına değinerek, "Pandeminin başından bu yana hiç izin kullanmayan arkadaşlarımız var. İzin kullanabilen sağlık personeli ise ya 5 ya da 10 gün kullanmıştır. 15 aylık bir süreç söz konusu. Vatandaşımız belki sıcakların başlaması, virüsün etkisini bir nebze yitirmesi ve normalleşmeye geçilmesi ile biraz rahatladı. Ama bizler için de tam tersi bir durum söz konusu. Salgın nedeniyle hastanelerde ve sağlık tesislerinde pek çok standart hizmet ertelendi, ameliyatlar yapılmadı. Şimdi geçmişten biriken bu operasyonlar yapılacak. Ayrıca aşılama işlemleri var. Ve en önemlisi de pandemi devam ediyor. Bu yaz bize yine rahat yok. Pandemiyle mücadele halen devam ediyor. Bize en az bir yıl daha rahat olmayacak da. En erken ihtimalle seneye yazın normale dönebileceğiz. Bu arada deprem gibi birçok üzücü olay da yaşadık. Gelecek kışı da böyle geçiririz diye düşünüyoruz. Bizim izinlerimizle alakalı yaşadığımız durum bir yana, ek ödemelerin halen çözüme kavuşmasını bekliyoruz. Yayınlanan her genelge bir öncekini aratıyor. Döner sermayeden adeta ek ödeme yapılmaması için bir sistem kurulmuş. Bugün 112 ekibinde çalışan sağlıkçılar bunun en somur örneğidir. Hastayı kaldırdıkları sedyenin bir ucundan tutan teknisyen 500-600 lira civarında ücret alırken, diğer ucundan tutan arkadaşımız 1000-1200 lira alıyor. Aracı kullanan şoför arkadaş ise sadece 100 lira alıyor. Çağrıyı alan santral görevlisi ise hiç ücret almıyor. Filyasyon ekibindeki hemşire 1500 liraya kadar ek ödeme alabilirken, şoför hiç ücret almıyor, hekim arkadaşın aldığı ücret ise 7 bin lira civarına çıkabiliyor. Genel idari hizmetler ve yardımcı idari hizmetler sınıfında görevli arkadaşlarımız ise sıfır alıyor. Bunun yanında, laboratuvar çalışanlarının aldıkları ek ücretleri ve tuttukları nöbetler için aldıkları paraları da geri istediler. Yani eksiye giden bir durum söz konusu. Kazanım değil kayıpla karşı karşıyayız. Ek ödeme sistemindeki her değişiklik bir adaletsizliği de beraberinde getiriyor. Ne yazık ki lise mezunu ile lisans mezunu sağlık personeli birbirinden farklı farklı ek ücretler alıyor. Bir seneyi aşkın pandemi sürecinde 600'ün üzerinde sağlıkçıyı kaybettik. Bunun yanında hastalığı kapan sağlıkçıların ailesi ve yakınları da vefat edebiliyor. Bu vefatlar toplam rakama dahil değil. İşte bunun herhangi bir karşılığı yok. Halen sağlıkçıya şiddet vakalarını konuşuyoruz. Halen Kovid-19'un meslek hastalığı sayılmamasını konuşuyoruz." dedi. Erman Şentürk / Özel Haber