Kaza, 19 Aralık 2018 akşamı yaşandı. Kavşaktan, Mustafa Kemal Caddesi'nden Bornova Kaymakamlığı yönüne doğru dönmek isteyen Ali S. yönetimindeki 35 S 65 194 plakalı servis otobüsü, kontrolden çıkarak, yolcu indirmek için duran M.Ö. yönetimindeki 35 S 00757 plakalı servis minibüsüne çarptı. Ardından da kaldırımdaki yayaların arasına daldı. Kazada otobüsün altında kalan Feride Melike Kürecili, hayatını kaybetti, genç kızın ablasının da aralarında bulunduğu 3 kişi de yaralandı. Yaralılar, Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Kürecili, Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Güzelçamlı Mahallesi Merkez Camii'ndei tabutun üzerine serilen gelinlikle son yolculuğuna uğurlandı. Abla Merve Kürecili Uygun (30) ise hastanede, yaklaşık bir ay tedavi gördü. Tutuklanan servis şoförü Ali S. hakkında açılan 'taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma' suçundan açılan davada, hakim karşısına çıktı. Savunmasında, 41 yıllık şoför olduğunu söyleyen Ali S., kaza sırasında epilepsi krizi geçirdiğini ve yaşananları hatırlamadığını ileri sürdü. Mahkeme heyeti, Ali S.'nin tutukluluk halinin devamına ve olay anı kamera kayıtlarının incelenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

'Merve seni puzzle gibi topladık'

Kazada kardeşini kaybeden ve aylar süren tedavinin ardından ayağa kalkan Merve Kürecili Uygun, olay anında yaşadıklarını anlattı. Doktorlarının kendisine "Seni puzzle gibi topladık" dediklerini hatırlatan Kürecili Uygun, "Melike ile işten sonra anneme gitmek için sözleşmiştik. Mesai bitiminden sonra servise her zamankinden geç bindik ve yer kalmayınca arka koltuğa oturmak zorunda kaldık. Hatta bu yüzden Melike bana, 'İnsek mi acaba' diye sordu ancak ben gerek olmadığını söyledim. Yolculuğumuz da çok eğlenceli geçmişti. Melike orada iki yıldır iniyordu. Arkada kapıdan önce arkadaşımız sonra ben, en son Melike indi. Kafamı çevirdiğimde servis otobüsünün üzerimize geldiğini gördüm. Şoförün bir eli direksiyonda diğer eli de telefondaydı. Arkadaşıma seslendiğim sırada kendimi yerde buldum. Belimden aşağısı otobüsün altındaydı ve ayaklarımı görünce çığlık attım. Kalçam da ters dönmüştü. 'Bacaklarımı düzeltin' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Bacaklarıma bakmamam için kafamı tutuyorlardı. Ardından Melike'yi sormaya başladım, diğer arkadaşların baktığını söylediler. Ambulansla hastaneye kaldırıldım ve birer hafta arayla üç ameliyat oldum. Kalçam, kuyruk sokumum ve leğen kemiğim kırıktı. Belime ve femur kemiğime bir plak takıldı. 27 gün hastanede kaldım ve 5 Mart'a kadar ayağa kalkamadım. 25 Mart'ta fizik tedaviye başladım. Sol tarafımda felç var. Kalçam normal anatomisinde değil. Doktorum bana, 'Merve seni puzzle gibi topladık' dedi. Fizik tedavi sürecim bitti ve ilaç kullanmaya devam ediyorum" dedi.

'Ruhen iyileşemedim'

Kardeşinin hayatını kaybettiğinin kendisinden sakladıklarını belirten Kürecili Uygun, "Sürekli Melike'nin yoğun bakımda uyutulduğunu söylediler. Ben de hep bir an önce ayağa kalkıp kardeşimin yanında olmayı düşündüm. Bana telefon da vermiyorlardı. Bir gün Melike'nin müsait zamanı bulup sosyal medyaya girdim ve yazılan yorumları görünce kardeşimin öldüğünü öğrendim. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Aileme sorduğumda 2 gün boyunca doğru olmadığını söylediler. 2.5 ay bana hiç belli etmediler. Ailem bu konuda yeterince zorlandıkları için sıkı durmak zorundaydım. Melike'nin geri gelmeyeceğini biliyordum ve tedavime odaklandım. Fiziken toparlıyorum ama ruhen iyileşemedim" diye konuştu.

'En ağır cezayı alsın'

Kazada bir kızını kaybeden, diğer kızı da ölümden dönen Gülhayat Çam (59) ise sürücünün en ağır cezayı alması gerektiğini savunarak, "Melike ve Merve arasında fazla yaş farkı olmadığı için ikiz gibi büyümüşlerdi. Çok zor şartlar altında büyüdüler ama beni hiç üzmediler. Sadece beni değil çevrelerinde de hep gıptayla bakılan çocuklardı. Geride kalan iki evladım için yaşayacağım. Melike'nin mezarına her gün giderek dua ediyorum. Şoför biraz daha dikkatli olsaydı bu durumlar meydana gelmezdi. Madem telefonla konuşacaktın, kenara çekip konuşabilirdin. 27 yaşında bir çocuk kolay büyümüyor. Evlat acısı hayatın en zor acısı. Çocuğum için kara toprağa gidiyorum. En ağır cezayı almasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

'Telefon kayıtları yalanlıyor'

Ailenin avukatı Aslı Deniz Ceyhan Tokat (40), sürücü Ali S.'nin mahkemede epilepsi krizi sebebiyle kaza yaptığı savunmasının doğru olmadığını ileri sürdü. Tokat, "Merve Küreceli'nin hatırladıklarından yola çıkarak yaptığımız araştırmalarda sanığın hızının yüksek olduğunu ve aynı zamanda cep telefonuyla konuştuğu bilgisine ulaştık. Mahkemeden telefon sinyallerini istedik ve gelen raporda Ali S.'nin olay zamanında telefonla konuştuğu ispatlanmış oldu. Bu yüzden suçun taksirle öldürmek değil, olası kastla ölüme sebep olmak suçundan yargılanmasını istiyoruz. Yapılan araştırmalarda, alkollü olarak araç kullanırken kaza riski 4 kart artıyorsa, telefonla uğraşılırsa bu risk 8 kat artıyor. Nasıl ki kırmızı ışık ihlalinde, alkol kullanımında olan kazalarda olası kast uygulanıyorsa, cep telefonu sebebiyle de olası kast olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun yanı sıra görüntülerde görüyoruz ki sürücü hızını kesmek için hiçbir şey yapmamış. Olay yerinde fren izi bile yok" diye konuştu. (DHA)