Salgının yaz aylarında son bulacağına yönelik kanaatler nedeniyle yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin hiç bir çalışmanı yapılmadığını ileri süren Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Uzaktan eğitime geçildiği mart ayında öğrenci ve öğretmen sayısı 19 milyonken, EBA’nın anlık giriş kapasitesi 40 bin, haziran sonuna kadar ancak 300 bin giriş kapasitesine ulaştırabilmiştir. Hem internet erişimi, hem bilgisayar ve tablet eksikliği olan öğrenci sayısı 4 milyon olarak resmî açıklama ile duyurulmuştur. Milyonlarca öğrenci eğitim öğretimden uzak kalmıştır. İşin en kötü yanı ise salgının yaz aylarında son bulacağına yönelik kanaatleri sebebiyle yeni eğitim öğretim yılı için hiç bir çalışma içine girilmemesidir. Salgının bitmediği, tam tersi artış gösterdiği anlaşıldığı andan itibaren eylül ayında seyreltilmiş şekilde eğitim öğretim yönetimi uygulamaya girdi. Şimdi ise tamamen yüz yüze eğitim uygulaması durduruldu. Ücretsiz izne ayrılamayan ebeveynler çocukları ile nasıl ilgileneceklerini düşünüyorlar” dedi

 'GENİŞ KATILIMLI SÜREÇ'

Eğitimde fırsat eşitliğinin artık tamamen ortadan kalktığını iddia eden Yıldırım, “Resmî okullarda çocuklar okula gidemezken, özel okullarda tüm ara sınıflar yüz yüze eğitime devam etti” dedi. Yıldırım, “Özel okulların öğrenci kaydını doldurması için bilerek müdahale edilmediği algısı kamuoyunca kabul edilmiştir. Son aylara gelindiğinde Cumhurbaşkanı tarafından eksik 4 milyon tablet ihtiyacına rağmen 500 bin tablet dağıtılacağı ilan edilmiştir. Ancak hala dağıtım olmamıştır. Okulların dışarıdan daha güvenli olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanı’na inat salgın artınca ilk önce okullar kapatılmıştır. MEB’in geç olsa dahi sürenin paydaşları ile geniş katılımlı bir süreç yönetimi birlikteliği içerisine girmesi en doğru yöntem oldu. Eğitimde fırsat eşitliği ihmal edilemez” diye konuştu.

'ERİŞİM SORUNU VAR'

Öğrencilerin okula gitmemesinin değil yeterli alt yapıya sahip olmamasının problemi oluşturduğunun altını çizen Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal da, “ Kapatılan eğitim kurumlarının ardından MEB’in özel kreş ve anaokullarını açık bırakmasına eğitimcilerden tepkiler geldi. Valilik hepsini kapattı. Okul öncesi için ise iki sorun var. Öğrencilerin yüzde kaçı erişebiliyor? Aileleri başında olabiliyor mu? Uzaktan eğitime erişememe hali  eşitsizlikleri büyütür. Çocuklarla ilgilenecek ebeveynlerin ücretli izne ayrılmasını talep etmiştik. Hem çocukların bakımı eğitimi üstlenmiş olacaktı süreç kesintiye uğramamış olurdu. İktidarın şimdiye kadar yapılan uyarıları dinlememiş olması büyük problem. Açıklamaların kulak ardı edilmesi de bu olayın sorumlusu. Şu an bu bulaş zinciri kırılır mı kimse çok emin değil. Net açıklamalar var. Kesin bulaşı önleyecek kalıcı bir kapanmalardan söz ediliyor. Fakat çeşitli ekonomik gerekçelerle bir dizi yurttaşımızı kaybediyoruz. Önlenebilirdi, bu noktaya ilişkin birçok kurumun yaptığı açıklamalar dikkate alınsaydı bu insanların yaşamları korunmuş olurdu. Eğitime erişim sorunu ortadan kalkmış değil. Okul öncesinden orta öğretime kadar öğrencilerin uzaktan eğitime erişim sorunu çözülmüş değil. Erişenlerin üçte ikisi cep telefonuyla sağlanıyor anne babanın. Bu şekilde süreç yürütmek ne kadar mümkün tartışılır. Erişenler sağlıklı ve uygun araçla erişmiyor. Önemli bir kesim internete erişemiyor. Hiç katılımı olamayan sınıflar hala var. Öncelikli bu konunun çözülmesi gerekiyor” dedi. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber