BERNA SEVER-EGE TELGRAF-FOMO, sosyal medya platformlarının yaygınlaşması ve sürekli olarak yeniliklerin sunulmasıyla daha da belirgin hale geliyor. Instagram'da arkadaşlarınızın lüks tatil fotoğraflarını görmek veya Twitter'da ilginç bir etkinliğe son anda katılamamak gibi durumlar, insanların kaçırma korkusunu artırıyor. Psikologlar, FOMO'nun genellikle kaygı ve düşük özsaygı ile ilişkilendirildiğini belirtiyorlar. Sürekli olarak başkalarının yaşamlarını kıyaslamak ve sosyal medyada mükemmel görünen hayatların gerçekliğiyle uyuşmaması, bireylerde depresyon ve kaygıya neden olabilir. Ancak, FOMO'nun negatif etkilerine rağmen, bazıları bu duyguyu bir motivasyon kaynağı olarak kullanıyor. Örneğin, bir etkinliği kaçırma korkusu, insanları daha sosyal olmaya ve yeni deneyimler yaşamaya teşvik edebilir.
FOMO'nun dijital çağın bir gerçeği olduğu unutulmamalıdır, ancak kişisel sınırların belirlenmesi ve dijital detokslar yapılması, bu korkunun etkilerini azaltmada önemli bir adım olabilir. Bu nedenle, teknolojinin sunduğu olanaklardan yararlanırken, kendi ihtiyaçlarınıza ve sınırlarınıza saygı duymak önemlidir. FOMO'nun etkilerini azaltmak için zaman zaman dijital mola vermek ve gerçek hayata odaklanmak, ruh sağlığınızı korumak için önemli adımlardır.
