Ani kalp ölümü, günümüzde artan bir şekilde fark edilen bir sağlık sorunu olarak ön plana çıkıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Olcay Özveren, ani kalp ölümünün her yaş grubunda görülebileceği uyarısını yaparak, bu tehlikenin genellikle belirti vermediğini belirtiyor. Özellikle koroner tomografik anjiyografi gibi erken tanı yöntemlerinin bu tür tehlikeler için hayat kurtarıcı olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Özveren, kalp sorunları yaşamamış bireylerde, egzersiz, efor veya merdiven çıkma gibi durumlarla birlikte göğüs ağrısı, baskı hissi, çarpıntı ve bayılma gibi belirtilerin ortaya çıkmasının alarm verici olduğunu vurguluyor. Bu tür belirtiler görüldüğünde, bireylerin hemen kardiyoloji uzmanına başvurması gerektiğini ifade ediyor. Özellikle açıklanamayan bayılma atakları ve ailede ani kalp ölümü öyküsü olan genç bireylerin dikkatli olmaları gerektiğini belirtiyor.
(Sözcü)
Ani kardiyak ölümün nedenleri, yaşa bağlı olarak değişiklik gösterse de, her yaşta görülebilen bir durum olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Özveren, 35 yaş altı bireylerde genellikle doğuştan ritim bozuklukları veya kalp kası hastalıklarının ön planda olduğunu belirtiyor.
35 yaş üstü bireylerde ise kalp damar tıkanıklığı veya kalp krizi gibi durumların daha fazla görüldüğünü aktarıyor. Özellikle sağlıksız yaşam tarzlarının yaygınlaşması, bu durumu daha fazla dikkat çekici hale getiriyor.
Ailesinde ani kalp ölümü öyküsü olanlar, sigara kullananlar, hipertansiyon veya diyabet hastaları gibi risk altındaki bireylerin düzenli kardiyolojik kontrollerini yaptırması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Özveren, bu tür kişilere EKG, ekokardiyografi veya koroner tomografik anjiyografi gibi tetkiklerin yapılmasını öneriyor.
Bu testlerin, olası risklerin erken tespit edilmesine yardımcı olacağını ifade ediyor.
Son yıllarda koroner tomografik anjiyografinin, belirli risk gruplarındaki bireylerin kalp damar sağlığını daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirmek için önemli bir seçenek haline geldiğini belirten Prof. Dr. Özveren, özellikle hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı veya ailede erken yaşta kalp krizi öyküsü olan kişilerin bu yöntemi düzenli aralıklarla kullanmalarını öneriyor.
Bu test ile damar tıkanıklığı veya darlık gibi potansiyel riskler yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor.
Prof. Dr. Özveren, ritim bozukluğu yaşayan kişilere enerji içeceklerinden uzak durmalarını tavsiye ediyor. Enerji içeceklerinin kalp hızını artırabileceği ve ritim bozukluklarını tetikleyebileceği uyarısını yapıyor.
Ayrıca soğuk havaların, kalp hastalıkları üzerinde kötüleştirici etkiler yaratabileceğini ve özellikle bu mevsimlerde yoğun egzersizlerden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Ani kalp krizi durumunda yapılması gereken ilk müdahaleyi de açıklayan Prof. Dr. Özveren, kriz anında bilinci kapalı bir hastanın düz bir zemine yatırılıp solunumu ve nabzının kontrol edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Nabız yoksa hemen kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) uygulanarak 112 Acil Sağlık Hattı’nın aranması gerektiği önemle vurgulanıyor.
Toplumun temel yaşam desteği eğitimi almasının, ani kalp krizlerinin ölümcül sonuçlarının önüne geçebileceği bir başka önemli hatırlatma olarak karşımıza çıkıyor.