Birleşik Kamu-İş Sendikası’nın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı temmuz ayında 2 bin 892 lira olurken, yoksulluk sınırı ise 10 bin 402 liraya yükseldi. Gıda dışındaki ihtiyaçlar ise 7 bin 510 lira oldu.  Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bugün Türkiye gerçeklerini ortaya koyduğumuzda TÜİK verilerinin enflasyonu geçen ay 0.58 göstermesi aslında merkezi hükümetin ülke ekonomisini nasıl yönettiğinin bir tablosu” açıklamalarında bulundu.

‘ENFLASYON ORTADA’

Asgari ücretin son durumunun, Türkiye'de bulunan ekonomik tabloyu gözler önüne serdiğini belirten Sarı, “Bugün piar araştırması, kamuoyu araştırması yapılsa, TÜİK güvenilirlikte alt sırada olacaktır. Cebin hissettiği gerçeği ve gözün gördüğünü süslü laflar ile bastıramazsınız. Asgari ücretin 2 bin 300 lira olduğu ülkede, ekonominin gidişatını hala toz pembe yalanlarla anlatıyorsak, bu şekilde ülke yönetmeye çalışılırsa burada bir gerçek dışılık vardır. Başta TÜİK olmak üzere, sadece TBMM’de lokantanın yemek fiyatlarına bakarak enflasyon belirlenmez” dedi.

‘ZAMLAR BELLİ’

Ekonominin can attığı noktalara bakıldığında yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarının gözlemlenebileceğini söyleyen Sarı, “Halk pazarları, çarşılara, sokaklara, marketlere, esnafa bakınca enflasyonun yüzde 40 arttığını, 1 Ocak'tan bugüne dek artışla asgari ücretlinin aslında 350 lira gerilediğini, emekli ve çalışana enflasyonu reva görenler, ekonomik çöküşün gerçekliğini göreceklerdir. Her yanda her ürüne zam geldiğini görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘HALKA EŞİT DAĞITILMALI’

Bedelli askerliğe gelen zammın kötü bir tablo oluşturduğunu belirten Sarı, “Bugün bedelli askerlik dahil her ürüne zam gelirken, direkt veya dolaylı vergi ödediğimiz her şeyin fiyatı artarken aksi bir tablo konuşmak mümkün değil. Emeklilere 2 yıl önce verilen emekli ikramiyesine hiç zam yapılmaması da kötü bir tablodur. Memlekette öylesine, net bir fotoğraf var ki. Bin lira emekli ikramiyesiyle 4 çeyrek altın alınırdı, şimdi bir tane alınabiliyor. Araştırma sonuçları az bile. Türkiye genelinde rakamlar daha da yukarı çıkacak. Çok yoksullaşan insanların kendi cebi ve gözünün gördüğüne inandığını biliyoruz. Sokak röportajları, ev ziyaretleri ve ekonomi sohbetleri çok belirleyici. Ekonomik kalkan planları işverene değil, halka eşit dağıtılmadığı sürece bu sorun çözülmeyecektir. Açlık ve yoksulluk sınırlarını tavan yaptığı dönemde, ekonomi toz pembe değil demektir” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber