Sendikanın Ankara Şubesi Başkanı Esra Koçak Mayda, basın mensupları ve TGS üyeleriyle İletişim Başkanlığı önünde basın açıklaması yaptı. ‘İcazetli gazeteci olmadık, olmayacağız. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün lağvedilerek tüm görev yetkilerinin devredildiği Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı hak, hukuk tanımayan uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. İletişim Başkanlığı Anayasa'ya, yasalara uymayan bir karar vererek yüzlerce gazetecinin basın kartını hiçbir gerekçe sunmadan iptal etti’ sözleriyle başlayan açıklama şöyle devam etti: Ancak İletişim Başkanlığı kamuoyundan gelen tepkiler üzerine geri adım atarak iptal ettiği Sarı Basın Kartları’nı yeniden kullanıma açtı. Görünen o ki İletişim Başkanlığı yaptığı hatadan dönme yolunu seçti. Örgütlü mücadele bir kez daha kazandı. Meslektaşlarımızın yaşadıkları bu mağduriyeti giderme yolunu seçen İletişim Başkanlığına tekrar bir çağrıda bulunarak bir yıldır hiçbir gerekçe gösterilmeden verilmeyen turkuaz kartlarını da bir an önce vermeye çağırıyoruz.

İletişim Başkanlığı önünde eylem

Türkiye’de gazetecilerin taşıdığı sarı basın kartı hep tartışma konusu oldu. Buna karşın gazeteciler kartlarına 2015’e kadar kolay ulaşabiliyorken, 2015’te Basın Kartı Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle kart almak zorlaştı. 2018’de Basın Kartı Yönetmeliği değiştirilerek, gazeteci meslek örgütü temsilcileri komisyondan çıkarıldı. 2019’da sarı basın kartı turkuaz rengine çevrildi ve tüm kartların yenilenmesi için başvuru yapılması istendi. Aradan geçen bir yıl içinde yüzlerce gazetecinin kartı yenilenmedi. İncelemede olduğu, yenileneceği ifade edildi. Bu uzun sürenin ardından eski kartlarını hala kullanabilen gazetecilerin basın kartlarının ise 23 Ocak itibariyle iptal edildiğini öğrendik. Kartların neden iptal edildiğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığı gibi gazetecilerin telefonlarına da yanıt verilmedi. İletişim Başkanlığı'nın bu sessizliği 26 Ocak akşamına kadar devam etti. Sisteme giren meslektaşlarımız Sarı Basın kartlarının yeniden kullanıma açıldığını gördü. Bir pazar akşamı kararından dönen İletişim Başkanlığı belli ki incelemelerini tamamlamış.  Bugün bizler iktidarın gazetecisiysen varsın yoksa yoksun dayatmasını kabul etmedik etmiyoruz. Gazeteciler olarak kimsenin icazetine ihtiyaç duymuyoruz. Tek düsturumuz olan "halkın haber alma hakkı"nı korumak istiyoruz. Bunun için de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığını bir an önce bu konuya açıklık getirmeye, yıllardır bu kartı taşıyan gazetecilerin kartlarının neden yenilenmediğini, iptal edilme gerekçelerini kamuoyuna açıklamaya çağırıyoruz. Bir yıldır "inceleme" denilerek bekletilen meslektaşlarımızın kartlarının bir an önce verilmesini istiyoruz. İletişim Başkanlığı inatla “Basın kartları iptal edilmedi” açıklaması yapıyor. O halde kartlarımız nerede?