Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün sosyal medya hesabından kamu çalışanları için hamilelik izninin uzatıldığını duyurdu. Bakan Koca, “Bakanlığımız ve kamu çalışanı tüm hanımların hamilelik izni Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 8 hafta uzatıldı. İdari izin 32’nci hafta yerine hamileliğin 24’üncü haftasından itibaren başlayacak. Dünyaya bir bebek gelecekse akan sular süren işler durmalı. Veya başkası tarafından yapılmalı” dedi. Açıklamaların ardından İzmir’in öncü kadınları alınan kararı Ege Telgraf’a değerlendirdi. Kadınların ortak mesajı, ‘Düzenleme olumlu ancak özel sektöre için de geçerli olmalı. Kadınlar arasında ayrım olmaz, hamilelikte hiç olmaz’ oldu.

KÖKKILINÇ: EŞİTLİK SAĞLANMALI

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyon Başkanı Av. Nilay Kökkılınç, “Her zaman kamu sektörü ile özel sektörde çalışan kişilerin aynı koşullarda çalışması gerektiğini düşünür ve isterim” dedi. Kamuda kadınlar için hangi avantajlar var ise özel sektörde emek haracayan kadınlar için de aynı avantajların uygulanması gerektiğini belirten Kökkılınç, “Hamilelik önemli bir konu. Dolayısıyla burada verilebilecek izinlerin maksimum noktada olmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Kadınlara karşı zaten pozitif ayrımcılık hem Uluslararası İstanbul Sözleşmesi hem de Birleşmiş Milletlerin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kriterlerinde dile getirilen bir konu. Biz de uluslararası sözleşmelere taraf olmuş bir ülkeyiz. Dolayısıyla kadınlara yönelik her türlü avantajın kullandırılması, belirlenecek yasal düzenlemelerin de bu çerçevede olması gerekiyor. Umarım alınan kararlar yeniden değerlendirilir. Bu konuda meslek odalarının ve kamuda yer alan tepkilerin dikkate alınması gerekiyor. Sağduyulu bir yaklaşım ile bu çerçevede yeniden bir düzenleme yapılmalıdır” diye konuştu. Aksi durumun kadınları iş hayatından daha da soyutlayacağını da sözlerine ekleyen Kökkılınç, “Kadınlar arasında bir ayrışmaya neden olabilecek bir durum. Böylesi durumlar kadınları daha da geride bırakır. Halbuki kadınlarımız bu süreçte çok büyük bir yol aldılar. Buradan geriye gitmek yerine daha fazlasını vermek ve koşulları daha çok iyileştirmek zorundayız. Umarım düzenleme tekrar gözden geçirilir” açıklamalarında bulundu.

‘48 DERNEĞİN DÜŞÜNCESİ…’

“Sağlık Bakanı’nın açıklaması aslında tüm hamile kadınları kapsasaydı hepimizden büyük bir alkışı hak ediyordu” diye konuşan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter de, “Ne varki burada bile aslında kadınlar arasında negatif ayrımcılık yapılıyor ve bu bizim kabul edebileceğimiz bir durum değil. Çünkü problem tüm kadınların problemi. Siz hamile kadınları üstelik covid-19 sürecinde kamu - özel sektör diye ayıramazsınız. “Dünyaya bir bebek gelecekse akan sular süren işler durmalı veya başkası tarafından yapılmalı” gibi oldukça iddaalı bir gerekçeniz var ise bunun gereği tüm hamile kadınlar için yapılmalıdır. İzmir Kadın Kuruluşları Birliğindeki 48 derneğimizin düşüncesi budur. Tüm hamile kadınlara aynı hakların verilmesi adına özel sektör de devlet tarafından desteklenmelidir” ifadelerini kullandı.

‘YASALARDA SAĞLANDI AMA…’

Konuyla ilgili açıklama yapan bir diğer isim de Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Engin Demir oldu. Hala devam eden bir takım özel çalışmalarda kadınların ayrımcılığa uğratıldığını dile getiren Demir, “Aslında yasalarımız itibariyle kadın ve erkek arasında hiçbir şekilde ayrımcılık madde kalmadı. İzmir’de uzun yıllardır bu konuda inanılmaz bir mücadele verdik. Yasal olarak eşitlik sağlandı ancak uygulamada henüz bunu sağlayamadım. Bu bir gerçek ve bu gerçek bizi çok üzüyor. Bu yeni düşüncelerle yine kadın ve erkek arasında bir sıkıntı olacak yine buna ek olarak özel sektörde çalışan kadınlarımız ile kamuda çalışan kadınlarımız arasında da bir ayrım olacak. Bu ayrımı yapmak hiç doğru değil, asla da olmaması gerekiyor. Dolayısıyla yapılacak olanın en iyisi yapılmalı ancak cinsiyetler arasında olduğu gibi kadınlar arasında da bir ayrımcılığı yaratacak bir düzenleme olmamalı” dedi. Planlanan düzenlemenin iş hayatında olduğu gibi psikolojik açıdan da etkileri olabileceğini söyleyen Başkan Demir, şu açıklamalarda bulundu: “Hamilelik dediğimiz çok hassas bir dönem. Zaten pandemi döneminde kadınlarımız çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Kadınlar bunu hak etmiyor. Kadınlar her türlü eşitliği hak ediyor. Kadınların sağlık politikalarının çok daha dikkatli yönetilmesi taraftarıyız. Biliyorsunuz ki bizler çift vardiyalıyız. Bir yandan iş hayatında emek verirken diğer yandan evdeki işlerimizi de aksatmadan yerine getirmeye çalışıyoruz. Ancak kanun yapanların birçoğu erkek olduğu için bu tip önemli ve hassas konuların üzerinde yeterince duramıyorlar. Karar konumlarında kadınların olmasının ve bu kadınların da alınan kararlar üzerinde etki sağlayabilmesinin önemini bir kez daha görüyoruz. Günümüzde maalesef ki kadın ve erkek eşitliği komisyonlarını bile yeterince çalıştıramıyoruz. Kadın erkek eşitliği komisyonlarının bir an önce daimi komisyonlar olması gerekiyor. Geçici komisyon sadece başkanın iki dudağı arasındadır. Biz bu kadar kolay ve sıradan değiliz. Kadın erkek eşitliği komisyonlarının daimi olması ve bu komisyonlarda da çalışacak olan kadınların bu konuda daha önce de çalışmış olması gerekiyor. Bu sene bu konunun üzerinde büyük bir çalışma yapmayı planlıyoruz.”

‘GELECEK NESİLLER’ VURGUSU

Gelişmeyi sağlık açısından sevindirici bulsalar da özel sektörde çalışan kadınların ayrı tutulmasına üzüldüklerini belirten Cumhuriyet Kadınları Derneği İzmir Şube Başkanı Zuhal Of, “Konuyla ilgili sendikalarla da görüşmeler yaptım, onlar da durumun ne kadar önemli olduğunun farkında. Yapılan açıklama gayet hoş ve sevecen ancak özel sektörde çalışan kadınlar bunu hak etmiyor mu? Onların da doğuracağı çocuk bu ülkenin evladı… Onlara da bu hakkın verilmesi gerekiyor. Bu ülkenin gelecek nesilleri arasında da ayrım yapılamaz. Atatürk’ün bize yol gösterdiği kamu ekonomisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Satılan kamu kurumlarımızın ne kadar değerli olduğu, sadece bize gelir sağlamakla değil aynı zamanda sağlık ve güvenlik açısından da çok önemli olduğunu gördük. Türkiye’de lokomotif olacak nüfusun yarısı kadındır. Bu kadar aktif bir kesim. Pandemiyi kadın ve erkek birlikte yaşadık. Böylesi bir durumda kadınlar arasında ayrımcılık yapmak doğru değildir. Bu iş daha rasyonel bir şekilde çözülebilir. Sonuçta, devlet hastanesinde çalışan bir sağlıkçı da, özel hastanede çalışan bir sağlıkçı da yeri geldiğinde hayat kurtarıyor. Bunun yanında kadınlarımız özel sektör içinde yer bulmakta bile zorlanıyor. Belki onlar işlerini kaybetme korkusu ile seslerini çıkaramaz ancak bizim onlara bu hakkı vermemiz gerekiyor. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç olunan bu dönemde toplumda rahatsızlık yaratacak girişimlerden kaçınmak lazım. Umarım, alınan bu kararı bir an önce düzeltirler” diye konuştu.

‘Hamilelikte statü farkı olmaz!’

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, hamile, süt iznini kullanan ve engelli kamu personelinin idari izinli sayılmamasını Meclis gündemine taşımıştı. Açıklamaların ardından konuyu Ege Telgraf’a değerlendiren vekil Kılıç da, “24’üncü haftadan itibaren gebelerin izne çıkması kararı verilmiş. Biz daha önce bu konuyla ilgili bir soru önergesi de vermiştik. Tamam, doğru bir karar alınmış ancak eksik olmuş. Kamu ve özel ayrımı yapılmadan tüm kadınlarımıza bu hak tanınmalı. Çünkü hamileler arasında bir statü farkı asla olmaz. Özel sektörde de çalışan, kamuda da çalışan aynı virüse maruz kalacak. Yaşadıkları da çok büyük risk. Hatta özel sektörde çalışanlar açısından risk çok daha büyük çünkü kamu binalarında çalışanların dezenfektasyon işlemleri tam yapılıyor, maskeleri tam ancak özel sektöre bu durum çok yerleşmedi. Ben de bu ayrımı hiç doğru bulmuyorum. Sonuçta hamile ve risk altında olan grubun hiçbir şekilde çalışmaması gerekiyor. Ayrıca sadece 24’üncü haftadan itibaren değil gebeliğin başından sonuna kadar izinli sayılmalılar. Aksi durum çok büyük bir ayrımcılık olacaktır. Emeğin ayrımı olmaz; kamudaki emek veriyorsa özel sektördeki de emek veriyor. Hamileler arasında kamudur, özel sektördür diye asla ayrım olamaz. Eğer bir enfeksiyona veya virüse maruz kalacaksa bunun hamilelikte yaratacağı sorunlar ve bebeğe vereceği zararlar açısından da asla ayrım düşünülemez. O yüzden düzenlemenin bu halini bende doğru bulmuyorum. Bana iletildikçe her kesimin sesi olmaya çalışıyoruz. Evet, karar doğru ancak dediğim gibi yanlış anlaşılmış ve eksik olmuş” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber