<strong>Julius Ceasar</strong>’ın (<strong>Jül Sezar</strong>) o ünlü sözü “<strong>Geldim, gördüm, yendim</strong>” dediği yerdeyiz. “<strong>Veni, vidi, vici</strong>”. Çünkü o kadar<strong> güzel</strong> ve <strong>özel</strong> şehirlerimiz ki, ne kadar yazsak, anlatsak da eksik kalacağına inanıyorum. Mutlaka ve mutlaka gidilmesi, görülmesi ve yaşanılması gereken yerler. <a href="https://www.dedeman.com/TR/7-Oteller/285-Dedeman-Tokat/" target="_blank" rel="noopener noreferrer"><strong>Tokat Dedeman Otel</strong></a>’de harika bir karşılama ve <strong>konaklama</strong>nın ardından sabah da güne nefis bir kahvaltı büfesi ile merhaba dedik. Kalitenin, şıklığın, hizmetin bütünleştiği harika yepyeni bir otel. Program yoğun ve gidilecek çok yer olunca valizlerimiz ile otelimizden ayrıldık. İlk olarak bir saatlik çok güzel manzaralı yolları geçip Ballıca Mağarası’na ulaştık. Tokat’ın en bilinen yeri “<strong>Ballıca Mağarası</strong>” Tokat’ın Pazar ilçesi sınırlarında kalan mağara, içinde barındırdığı karstik mağara oluşumları ile oldukça etkileyici bir yer. Yaşı yaklaşık 3.4 milyon yıl olduğu tahmin edilen mağaranın 9 salonu turizme açık. Özellikle üst solunum yolları hastaları buraya sağlık amacı ile gelip mağara içinde bulunan teraslarda oturup bu havayı soluyorlar. Doktorlarının önerdiği kürleri uygulayıp şifalanıyorlar.<strong> KOAH ve astım</strong> hastaları için çok önemli bir yer. Çeşitli nedenlerden dolayı mağaranın altındaki suların bir metre kadar azaldığını öğrenmek de üzücüydü. Hiç tasarruf edemeyeceğiniz kadar büyük ve geniş. Tokat’ta mutlaka bu mağaraya gidilmeli. Sonrada müthiş bir manzaraya karşı olan giriş kısmında oturup kahve ve çaylarınızı yudumlamalısınız. <h2>SAKLI BAHÇE</h2> Yine yöresel yemekleri yemeye devam ediyoruz. <strong>Saklı Bahçe</strong>’de aldık yemeğimizi. Çok güzel hazırlanmışlardı. Kapalı ve açık alanı olan bu mekâna bayıldık. Ağaçlar arasında, suların geçtiği üzerinde küçük köprülerin olduğu şahane bir yer. Yemekler ve hizmet de de mükemmeldi. Menümüzde yöresel çorba, çökelekli katmer, <strong>Tokat Kebabı</strong> ve yöresel tatlı bulunuyordu. <h2>BACAKLI ÇORBA</h2> Menümüz yine yöresel. <strong>Bacaklı çorba, Dolmalar (etli, baklalı, zeytinyağlı ) Pehlili pilav</strong> ve tatlı. Birbirinden lezzetli bu yemekleri de mutlaka tatmalısınız. Hoş ülkemiz her açıdan bir cennet. Öyle şanslıyız ki… Yeter ki, gidelim görelim, yaşayalım ve bilelim. <h2>ATATÜRK EVİ</h2> <strong>Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet</strong> döneminde, Tokat’a yaptığı 6 ziyaretin üçünde kaldığı yer. Atatürk’ün Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı sırasında <strong>Kurmay Subaylığı</strong>nı yapmış bir asker olan, Cumhuriyetle birlikte dört dönem <strong>Tokat Milletvekilliği</strong> de yapmış <strong>Mustafa Vasfi Süsoy’</strong>a ait bu konak, 2007’de <strong>Etnogrofya Müzesi</strong>’ne dönüştürülmüş. <h2>MAHBERİ HATUN</h2> Tokat kervansarayları ve hanları, medreseleri ile ünlü önemli şehirlerimizden biri. <strong>İpek Yolu</strong> üzerinde bulunan, <strong>Anadolu Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat</strong>’ın karısı<strong> Mahperi Hatun</strong> tarafından 1237 yılında yapılan ve uzun seneler atıl kaldıktan sonra 2007’de restore edilen kervansaray, Anadolu Selçuklu eserlerinin en güzel örneklerinden biri. <h2>ŞEHİR TURU</h2> Tokat evleri ve onu çevreleyen, <strong>Roma, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı</strong> dönemlerine ait, <strong>cami, han, hamam, medrese, türbe, bedesten, çeşme</strong> gibi birbirinden güzel birçok eserle dolu tarihi dokusuyla bizi karşıladı. <h2>900 YILLIK TARİHİN İZİ</h2> Gezmesi son derece kolay bir şehir. <strong>Mevlevihane, Bey Sokağı, Yüksek kahve, Latifoğlu Konağı, Tokat Müzesi, Arastalı Bedesten, Şehir Müzesi, Yağıbasan Medresesi, Deveciler Hanı, Ulu Camii, Kuş Evi ve Sık Dişini Helası, Taşhan</strong> başlıca gittiğimiz yerlerdi. Hepsi yürüme mesafesinde diyebilirim. Gezilecek daha pek çok yeri var. Ancak biz bir güne bu kadar sığdırabildik. Her birimiz ruhu olan, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bu şehrimize bayıldık. Bölgede genel anlamda insana, turiste gösterilen özen, sevgi, saygı da öylesine hakim ki. Bu şehirlerimize hayran kalmamak imkânsız. <h2>YEŞİLIRMAK HAVZASI KALKINMA BİRLİĞİ</h2> Ancak bu güzel gezimizde biraz da çalışmak gerekliydi. Ve sektör paydaşlarımız ile buluşmak tanışmak bizim için büyük bir kolaylık ve fırsat yaratmıştı. <strong>Yeşilırmak Havzası Kalkınma Birliği</strong> tarafından yapılan bu organizasyonda her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Bölgenin Valileri, <strong>Ticaret Odası Başkanları, Meclis Üyeleri, Turizm İl Müdürlükleri</strong> tarafından son derece iyi planlanmış tanıtım gezisiydi. Bizde bu yaşadıklarımız ile bölge için daha çok işler üreteceğimize eminim. Buradan tekrar teşekkür ediyorum emeği ve katkısı olan herkese ayrı ayrı. Çok güzel turlar düzenleyeceğimiz, çok güzel insanlar tanıdığımız bu Yazmacılar Hanı’ndaki odalardan bir kaçını gezdim. Resmen büyülendim. Tabanı cam olan geçmişin izleri ile dopdolu, otantik tasarımlı bu odalara da bayıldım. . Güzel bir akşam yemeğinin sonunda güzel bir folklor gösterisi oldu. Sonrasında ise 15 dakikalık <strong>Yeşilırmak</strong>’da gondol turu yapıp, <strong>Hıdırlık Köprüsü</strong>’nden de geçerek harika bir günü daha bitirmiş olduk. Tahta baskılı yazma ve masa örtülerinden, dolmalık asma yapraklarından, <strong>Zile Pekmezi</strong> ve <strong>çemen</strong>, özellikle <strong>kuşburnu marmelatı</strong>, <strong>baharat</strong>larından, salçalarından… Sevgi ve sağlıkla kalın <strong>Bircan Tağıl</strong>