Türkiye, pandemide yükselen vaka sayıları ve artan ölümler nedeniyle 21 günlük tam kapanmayı konuşurken, İzmir de bu tablodan nasibini aldı. Cumartesi günleri getirilen sokağa çıkma yasaklarının yanı sıra, yeni korona virüs tedbirleri kapsamında Mart başından itibaren yeniden hizmete açılan lokanta ve kafeterya gibi işletmelerin faaliyetleri de bir kez daha kısıtlanarak önümüzdeki 1,5 aylık süreçte paket servisle sınırlandırıldı. Açıklanan bu tedbirlerin ardından gözler esnaf cephesine çevrilirken itirazlar da beraberinde geldi.

‘KAYBOLDUK GİTTİK’

Açıklanan yeni tedbirleri Ege Telgraf'a değerlendiren Yalı İşadamları ve İşletmeciler Derneği Başkanı Rıfat Erdal, “Filler tepişiyor, çimenler eziliyor. Ama biz artık çim de değiliz. Artık toprağın zeminine gömülmüş vaziyetteyiz. Artık kaybolduk, gittik. Küçük esnaf diye bir şey kalmadı. Bazı şeyler mantık çerçevesinde yapılmalı. Bize yasaklar getiriliyor, diğer yanda on binlerce kişiyle kongreler yapılıyor. İnsan sağlığı bizim için en önemli şey. Para bir şekilde kazanılır. Ticaret bugün yoksa yarın yine var. Biz esnaf olarak metrekare sınırlamasına, mesafeye, hijyen kurallarına, HES uygulamasına harfiyen uyuyoruz. Yetmiyor günde 17-18 kere denetimden geçiyoruz. Yarım saatte bir uygulama yapılıyor. Sabah dükkanımızı açıyoruz zabıta ekipleri geliyor, görevi olmamasına rağmen emniyet güçleri de gün boyunca bizi denetliyor. Elbette denetlesinler, kontrol etsinler. Bizim her şeyimiz kurallara uygun. Buna karşı değiliz. Ama kongrelerde, alışveriş merkezlerinde, otobüslerde böyle kısıtlamalar yok. Bu virüsün patlama sebebi esnaf mı? Küçük esnaf istenmiyor da herkesi maaş karşılığı emir altında tutmak mı istiyorlar? Eğer böyle bir beklenti varsa açıkça söylensin, biz de beklenti içerisine girmeyelim. Aramızda 17 tane icra dosyası olan, evinin kapısına haciz gelen, işyerinin borcundan ötürü evinden televizyonu, buzdolabı götürülen arkadaşlarımız var. Paket servisi olmadığından ötürü de bir yıldır dükkanı kapalı" diye konuştu.

‘YA BORÇLARIMIZ?’

Erdal, paket servis uygulamasının esnafın derdine çare olmayacağını söyledi ve şöyle devam etti: Paket servisi yapabilmek için de yeterli şartlarımız olmalı. A2 ehliyetli personele ihtiyacımız var. Kurye olarak çalışacak personel bulmakta artık güçlük çekiyoruz. Ayda 6 bin lira maaş ve sınırlı saatlerde çalışma şartları talep ediyorlar. Eskiden paket servis elemanı işe almadan önce araştırma yapıyorduk. Artık işletmeler kapıdan geçen motorcuları motordan indirip işe almak zorunda kalıyor. Paket servis küçük esnaf için yeterli değil. Hatta daha fazla yıpratıyor. Daha fazla maliyet ve külfet demek. Bu yüzden pek çok esnaf dükkanını açmıyor ve de haklı. Evi olan şanslı diyoruz. Kiracı olanlara evden çıkın deniyor. Hepimizin personeli var. Kimseyi işten çıkarmıyoruz. Dönüşümlü çalışıyor, maaşlarını ödüyoruz. Ben kurallara uyacağım diye 32 masamı 8'e düşürdüm. Çünkü halk sağlığını düşünüyorum. Ama devlet büyüklerimiz bunu görmüyor. Bir sahaya inip gerçek tabloya baksınlar. Bu hastalık kafeteryalardan mı yayılıyor? Akşam 7'ye kadar mı virüs bulaşıyor? Hafta sonu yasak var bulaşıyor da, hafta içinde bulaşmıyor mu? Biz akşam yasak saatinin 7'den 9'a alınmasını beklerken yeni yasaklar geldi. İnsanlar zaten işten akşam 6'dan önce çıkamıyor. Bugün dışarıda yemeğe çıkmak istiyorsanız ne zaman, nereye gideceksiniz? Bu hizmeti alabileceğiniz bir yer yok. Şu anda vatandaşın olduğu kadar esnafın da özgürlüğünü kısıtlıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde kahvehane sahibi bir arkadaşımız ‘Artık dayanamıyorum, borç batağındayım’ diyerek intihar etti. Bir şey yapılacaksa mantık çerçevesinde yapılır. Paket servis hiç kimseyi kurtarmıyor, kurtarmaz da. Mart ayı başında hiç açmayıp şu anda borcundan yok parasına devreden, dükkanını satan arkadaşlarımız var. Zamanında önünde kuyruk olan mekanlar şu anda ya kapalı ya da batmak üzere. Ben 30 yıldır bu dükkanı işletiyorum. Bir nesil bizimle büyüdü. Ama ben bile kapatma aşamasına geldim. Bu kararları alırken bizi ezmesinler. Artık daha ne kadar idare ederiz bilmiyoruz. Mayıs ayının ortasında, yani bayramdan sonra açılırız diye ümit ediyoruz. Ama esnaf olarak yükümüz çok fazla. Nasıl idare edeceğiz? Vergi borçlarımıza yapılandırılma getirildi. Yüzde 60'ımız dükkanlarımız kapalı olduğu için bu yapılandırma taksitlerini dahi ödeyemedi. Şimdi bir kez daha kapatıyoruz, gelirimiz yok, bu borçları nasıl ödeyelim? Bu yapılandırmalarla ilgili en azından yeni bir erteleme talep ediyoruz. Bu borçlar bizim sırtımızda sürekli bir kambur olmuş durumda. Altında eziliyoruz. Kafeterya ve restoran gibi kapalı olan yerlere özel bir yasal düzenleme bekliyoruz. Dördüncü, beşinci sefer kredi çekenler var. Ama artık kredi çekecek durumumuz da kalmadı. Çünkü daha önceden çekilen kredi borçlarını ödeyemediğimizden ötürü kara listeye düştük ve bankalar artık bize kredi vermiyor. Esnafın bu durumu dolandırıcılara, umut tacirlerine, tefecilere fırsat oldu. Erman Şentürk / Özel Haber