İsveç’in her bahar geleneksel hale gelen "Ala Geyik Yürüyüşü" programı, bu yıl da milyonlarca izleyiciyi ekran başına kilitlemeyi başardı. 20 gün süresince 24 saat boyunca kesintisiz yayın yapan program, doğa severlerin ve sabırlı izleyicilerin vazgeçilmezi haline geldi. Göç eden geyikleri izlemek için ekran başına geçen izleyiciler, tüm günlerini ekranda geçiriyor, tuvalete gitmek bile bazen bir lüks haline geliyor.
Sıcak Hava ve Erken Başlayan Göç:
Bu yıl, göç mevsimi hava koşullarının etkisiyle beklenenden daha erken başladı. Baltık ülkelerinden gelen ala geyikleri, İsveç’in sınırlarını geçerek yaz otlaklarına yönelirken, programı izleyenler bu doğal gösteriye hayran kaldı. Stockholm’ün 300 kilometre kuzeybatısındaki Ångerman Nehri kıyısında, doğanın ritmine tanıklık etmek isteyen izleyiciler, hiç hareket etmeyen bir ağacın dalından bile heyecan duyar hale geldi.
Tuvalet İhtiyacı Bile Unutuluyor:
Programın en dikkat çekici yönlerinden biri, izleyicilerin sabırla bekleyişini sürdürebilmesiydi. 62 yaşındaki Ulla Malmgren, "Kahve ve yemek stokladım, uyumak mı? Unuttum bile, uyumuyorum," şeklinde açıklamada bulunarak, göçün her anını kaçırmamak için her türlü hazırlığı yaptığını belirtti. William Garp Liljefors ise 2020 yılından bu yana 150’den fazla geyiği izlediğini ve her bir geyik için peluş oyuncak biriktirdiğini paylaştı. Liljefors, "Onları izlerken rahatlıyorum ama bir geyik geldiğinde tuvalete gitmek istemiyorum, kaçırmak istemiyorum," diyerek programın izleyiciler üzerindeki etkisini anlattı.
Yavaş TV'nin Yükselişi:
“Ala Geyik Yürüyüşü” programı, Norveç’te başlayan yavaş TV geleneğinin İsveç’teki bir örneği olarak dikkat çekiyor. Yavaş TV, doğa olayları gibi sakin ve gösterişsiz anları canlı yayında izleyicilere sunarak bir dinginlik yaratmayı amaçlıyor. Annette Hill, İsveçli medya profesörü, yavaş TV’nin izleyicilerde hem rahatlama hem de heyecan duygusu uyandırdığını ifade etti. "Hiçbir olağanüstü olay olmuyor, ama o anın içinde çok güzel bir şey var," diyerek programların cazibesini açıkladı.
Doğanın Televizyondaki Yansıması:
Programın proje yöneticisi Johan Erhag, doğaya zarar vermemek amacıyla kamera ve ekipmanların göç yolunun dışında kurulduğunu belirtti. Yıl boyunca yapılan çekimler, izleyicilere doğayı evlerinin rahatlığında izleme imkanı tanıyor. Geçtiğimiz yıl yapılan 506 saatlik yayın ise düşük maliyetli prodüksiyonuyla övgü almıştı.
Bir Yaşam Deneyimi:
Bu program, sadece doğa severler için değil, aynı zamanda sıradan izleyiciler için de eşsiz bir deneyim sunuyor. 36 yaşındaki Hanna Sandberg, ilk kez 2019’da izlediği programda geyik görememişti, ancak bir sonraki yıl ekran başında büyük bir heyecanla bu anı yakaladı. "Onları doğal yaşam alanlarında görmek, başka türlü asla mümkün olmayacak bir deneyim," diyen Sandberg, programın ne denli etkileyici olduğunu vurguladı.
Evcil Hayvanlar Bile Göçü İzliyor
Programın etkisi o kadar büyük ki, evcil hayvanlar bile bu doğal gösteriye ilgi göstermeye başladı. Birçok izleyici, göçün izlenmesi için günlerini programla geçirecek kadar bağlı hale geldi. "Biri bana ‘Bugün ne yapıyorsun?’ diye sorarsa, ‘Bugün uygun değilim, geyik göçü var’ derim," şeklinde esprili bir yorumda bulundu.
(Sözcü)