Geçtiğimiz yıl Mart ayından itibaren etkisini giderek arttıran pandemi koşulları çalışma hayatına da büyük bir darbe vurdu. Bir yanda üretimi düşen ve durma noktasına gelen işveren, diğer yanda geçim derdine düşen çalışan koruyucu tedbirler ve yeni destekler bekliyor. Kısa çalışma ödeneğinin sonlandırılmasıyla birlikte zorunlu olarak ücretsiz izne çıkartılan yüz binlerce işçi, devlet tarafından kendilerine ödenen ayda 1410 liralık ücretle ay sonunu getirmeye çalışacak. issizlik TOPLU ÇIKARMA VURGUSU Nisan ayının başı itibarı ile birlikte artan ücretsiz izin uygulamasının büyük mağduriyete yol açtığını ifade eden DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Ege Telgraf'a yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti: “Bizi bekleyen esas tehlike 17 Mayıs'ta başlayacak. 1 milyon 300 bin kişi hem kısa çalışma ödeneğinden mahrum olacak, hem de işsiz kalacak. Şimdi işverenler çalışanlarını ücretsiz izine çıkartmaya başladılar. İşveren bu yeni uygulama ile çalışanını ücretsiz izne çıkartıyor. İşçi devletten günde 47 liraya, ayda ise 1410 liraya tekabül eden bir ücret alıyor ve sigortası da yatmıyor. İşyeri çalışanının sigortasını yatırmıyor, maaşını ödemiyor, işçinin artık hiçbir güvencesi kalmıyor. Bunun yanı sıra izne çıkartılmayanlar da diken üstünde. 17 Mayıs tarihinde işten çıkartma yasaklarının başlaması ile birlikte toplu işten çıkartmaları göreceğiz. Şimdi işyerleri 17 Mayıs'a kadar u süreci bu şekilde idare etmeye çalışıyor. 1 milyon 300 bin kişinin kaderi bu. Bu ay ücretsiz izinler başladı, gelecek ay da işten çıkartmalar başlayacak. Zaten birçok işyerinde yasanın arkasından dolanarak işten çıkartmalar yaşanıyordu. Bu ücretsiz izin uygulaması önümüzdeki ay göreceğimiz işten çıkartmaların habercisidir, toplu tasfiyelerin ayak sesleridir. İşveren pandemiden ötürü mücbir sebep gösteriyor ve çalışan ile üretim ilişkim yoktur diyerek bu yola başvuruyor. Ve personelini zorunlu olarak izne çıkartıyor. Çalışana da devlet işsizlik sigorta fonundan günlük 47 lira para ödüyor. Bu da ayda 1410 lira demek. Aylık sadece bu para ve çalışanın başka hiçbir güvencesi yok. İşçinin buna kesinlikle itiraz hakkı yok, rızası dışında. İşverenin tek taraflı tercihi. Çalışanın ne tazminat hakkı, ne işsizlik parası, ne kıdem ücreti, hiçbir güvencesi bulunmuyor. Buna acilen önlem alınmalıdır. Yakında bunu da uygulamadan çalışanları sorgusuz sualsiz, doğrudan işten çıkartacaklar.” 13 MİLYON İŞSİZ Sarı, işten çıkartma yasakları ve kısa çalışma ödeneği gibi çalışanın çıkarını koruyacak pandemi tedbirlerinin yeniden düzenlenmesi ve uzatılması gerektiğini belirterek şunları ekledi: “Devlet bu olayın üzerine acilen gitmelidir. Kısa çalışma ödeneği bitti şimdi bir de bu dert çıktı. Bizim ilk günden beri talebimiz kısa çalışma ödeneğinin pandemi koşulları tamamen ortadan kalkana kadar ve üretim normale dönene kadar kısa çalışma ödeneği uygulamasının devam etmesi, buna ilaveten kısa çalışma ödeneği ücretinin de asgari ücret seviyesine çıkartılmasıydı. İşten çıkartmalar da her şey normale dönene kadar yasaklanmalıdır. Bugün baktığınız zaman ödenen bu 1410 liralık ücretle çalışanların hayatını idame ettirmesi, evini geçindirmesi, ailesine bakması mümkün değildir. Günde 47 lira ile ne yapılabilir ki? Pazara gittiğinizde verilen bu günlük 47 liralık para ile bir kilo peynir bile alamıyorsunuz. Hadi diyelim işçi gidip başka iş bulmaya çalışsın. Daha da kötüsü piyasada iş yok. İşçi bugün iş bulamıyor. Piyasanın ve ekonominin hali zaten ortada. İşyerleri kapalı, işsizlik zaten 12-13 milyon seviyesine çıkmış vaziyette. Üzerine 1 milyon 300 bin kişi daha eklenecek. Şimdi bu insanlar nerede gidip iş bulup çalışacak? Çalışanlar işten atılmadığı için işsizlik maaşı da alamıyor. Zorunlu ücretsiz izin yoluyla bir dayatma getiriliyor. İşçinin bunun karşısında yapabileceği hiçbir şey yok. Bunun anlamı iş akdinin askıya alınmasıdır. Biz hükümetten çalışanları koruyacak, işten çıkartmaların önüne geçecek yeni koruyucu tedbirler bekliyoruz. Aksi halde gelecek ay büyük kapsamlı toplu işten çıkartmalara tanık olacağız.” ERMAN ŞENTÜRK / ÖZEL HABER