Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU-EGE TELGRAF- Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması ve arada geçen 14 gün ekonomi açısından zorlu geçmeye devam ediyor. Bu dönem içerisinde Merkez Bankası’nın kredi kullanımı ile ilgili aldığı kararı daha sonra kaldırması vatandaşların bu konuda mağduriyet yaşaması ve ekonomik belirsizliğin devamı piyasaları da olumsuz etkiliyor. Seçim sonrası da Türkiye’nin ekonomisinin belirsizliği devam edecek mi sorusu akıllara geliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, “Kredi piyasası durma noktasına geldi” diyerek piyasalarda ciddi bir panik olduğunu belirtti ve yandaş hariç kredi alabilen birinin olmadığını ifade etti. Kredi kartlarının nakit avans çekimine kapatılması ve daha sonra açılması konusuna da değinen Böke, “Kredi kartına getirilen nakit avans sınırının tepkiler üzerine nasıl apar topar kaldırıldığını gördük. Bu yaşananlar Erdoğan devam ederse seçim sonrası kredilerde girilecek dar boğazın yalnızca fragmanı” diyerek durumun kötü olduğunu belirtti. Piyasa faizleriyle ilgili yorumlarda da bulunan Böke, Erdoğan iktidarı devam ettiği sürece ekonomide tıkanıklık olacağını ifade etti ve çarkların duracağını söyledi ve ekonominin tamamen kredilerle döndüğünü belirtti.

SIKINTILI SÜREÇ DİLE GETİRİLMİYOR

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, sıkıntılı bir dönemden geçildiğini belirterek bu gerçekleri kimsenin dile getirmediğini ifade etti. İki haftalık seçim döneminde baskı altında tutulması gereken faizlerin ve kurların olduğunu belirterek hem bankaları hem şirketleri hem de vatandaşları biraz daha zorluyor dedi. Belirsizlik kavramına değinen Küçüközmen, “Çok uzun süredir belirsizlikle yaşıyoruz. Bu konuda en başarılı ülkelerden biri olma konusundayız. Bu noktada seçimin kimi kazanacağından ziyade her kim kazanırsa kazansın bundan sonraki aşamada böyle bir borç yükü ve böyle problemli bir ekonominin üzerinden nasıl gelineceğine dair bir düğüm yaşıyoruz” dedi. Ortaya net bir tablo koyulması gerektiğini ifade eden Küçüközmen, biz bu noktaya nasıl geldik ve bu noktadan nasıl çıkarız konularına yoğunlaşılması gerektiğini belirtti. Tabloya iyimser açıdan da bakmak gerektiğini söyleyerek sözlerine devam eden Küçüközmen, bu durumda olan tek ülke olmadığımızı belirtti ve dünya üzerinde toplam borç miktarı geçen yıla göre artış geldiğini ifade etti. Küçüközmen ekonomik planların seçimden sonra değil seçimden önce açıklanması gerektiğini söyleyerek “Biz bir göreve gelelim o zaman çözüm bulacağız söylemlerini kabul etmiyorum. Hangi partinin kazanacağının önemli olmadığı bir noktaya geldik. Partilerden seçimden önce rasyonel temellere dayanan ekonomi politikaları duymak istiyorum” diyerek vatandaşların böyle bir plan duymaya hakları olduğunu belirtti.

BİRLEŞTİRİCİ OLMAK ZORUNDAYIZ

Türkiye’nin seçimden sonraki borçlanma durumuyla ilgili olarak Kredi Risk  Puanına (CDS) değinen Küçüközmen, “Türkiye’nin bence borçlanmada sıkıntısı yok. Kendi kategorisinde borçlarını ödeyebilecek nadir ülkelerden biri. Ancak bu iş bir noktaya kadar sürdürülebilir. Borçlanmayı ne kadar sürdürebileceksiniz önemli olan nokta bu. Türkiye’nin borçlanma maliyeti sorunu var ve bunu güven tesis ederek çözebiliriz” dedi. Tüm ülkelerin sıkıntılarına değinerek Türkiye’nin yaşadığı felaketlerden sonra bile ekonomik olarak hala güvenli bir liman olarak görülebildiğini ve komşularından birçok sermaye yaratabildiğini ifade eden Küçüközmen, “Bugün ne kadar kötü olarak yorumluyor olsak dahi ekonomimizin temellerini cumhuriyete dayandırıyorum diyerek güçlü bir temel olduğunu belirtti. Bu durumdan çıkış olarak ise “Dersler çıkarıp, hamasi lafları bırakarak, hep birlikte kolları sıvayarak birleştirici olmak zorundayız ve ayrıştırıcı tavırdan vazgeçmeliyiz” dedi.