Deniz patlıcanı uzak doğu pazarında oldukça popüler bir ürün. Çin mutfağının vazgeçilmez bir parçası olan deniz ürünü; yemeklerin yanı sıra ilaç ve kozmetik sanayisinde de kullanılıyor. Deniz hıyarı olarak da bilinen bu canlı Türkiye’de ciddi bir ekonomiyi de sırtında taşıyor. Özellikle Ege sahillerinde çeşitli meralarda avlanan deniz patlıcanı, yine Türkiye’de işlenip kurutularak uzak doğu pazarına sunuluyor. Dolayısıyla dalgıçlardan, kaptanlara, aracısından, fabrikadaki işçisine kadar bir çok vatandaşın ekmek kapısı. Geçtiğimiz yıllarda medyada kendisinden çok kârlı bir iş alanı olarak oldukça söz edilmesinden dolayı yasal olarak avlananların yanı sıra bir çok kaçak avcıyı da kendine çeken deniz hıyarı, çeşitli yasal prosedürlerden ve vergilendirmelerden kaçarak daha fazla kazanç elde etmek isteyen kaçak avcıların kontrolsüz avlanmaları nedeniyle doğal denge tehlike altında.

‘PARASIZ KALDIK’

Kaçak avlanma nedeniyle fabrikalarda ki stokların dolu olduğunu ve bu nedenle avlanma sürecinin ertelendiğini iddia eden yasal avcılar ise çok zor durumda. Tüm sene hazırlık sürecini av sezonuna göre yapan ve yılın sadece belli dönemlerinde avlanabilen avcılar zor durumda olduklarını belirterek resmi makamlarla irtibata geçtikleri halde tatmin edici bir yanıt alamadıklarını söylüyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı'na başvurduklarını ancak olumlu bir yanıt alamadıklarını belirten avcılardan Mahmut Korumaz, dalgıçların ayrı ayrı dilekçeler yolladığını söyledi. Eğer 'bir son dakika golü daha olmazsa' 1 Ocak 2020’ye kadar beklemek zorunda olduklarını vurguladı.

‘ANİDEN DURDUK’

Yasal avlanma sürecinin 1 Kasım ile 1 Haziran arasında olduğunu söyleyen ve dalgıçlık yapan Korumaz; “Senede bir bakanlığın yeniden belirlediği meralarda avlanılıyor. Bu sene de 1 Kasım’da sezonun açılmasını beklerken 31 Ekim günü sezonun açılmasına bir kaç saat kala yayınlanan bir genelge ile av sezonu 1 Ocak 2020’ye ertelendi. Gerekçe olarak ise stokların dolu olması ve kaçak avcılık gösterildi. Bir anda yeni yıla kadar bize aniden durun dediler” dedi. Aniden gelen karar nedeniyle ekonomik anlamda çok etkilendiğini söyleyen dalgıç Mahmut Korumaz, kaçak avcıların tüm yaz boyunca getirdikleri mallarla fabrikalardaki stokların dolduğunu ve bu yüzden sezonun ertelenmiş olduğunu söyledi. Fabrikaların satış rakamlarının da göz önüne alındığında ellerindeki stokların dolu olmasının ise ancak kaçak avcılardan gelen malların alınmasıyla olabileceğini ve bu usulsüzlüğün aylarca hazırlık yapan yasal olarak avlanma izni olan dalgıçların ekonomik durumunu olumsuz anlamda engellediğini belirten Korumaz,"Ertelenme kararı iki ay zaman zarfı içerisinde bizi çok etkiledi. 150 bin lira masraf yaptığım teknem çalışmıyor bunun yerine öylece denizde bekliyor" diye konuştu. Sezona hazırlık için büyük miktarda harcama yaptığını söyleyen avcı, teknesi ile açılacak olan kaptandan, ekipmanlarını yenileyen dalgıca kadar herkesin zor durumda kaldığını belirterek özellikle pek çok arkadaşlarının Karadeniz bölgesinden sezon için Çeşme'ye geldiğini ve 2 aylık gecikme yüzünden ev kirası ödemeleri dahil olmak üzere bir çok problem yaşadığını söyledi.

“YASAL AVLANANLARA GÖRE DEĞİL”

Bakanlığa yazdıkları dilekçelerde kaçak avcılıktan bahsedemediklerini çünkü kimin kaçak avcı olduğunu ispatlayamadıklarını söyleyen Korumaz,"Kaçak avcıları herkes biliyor ancak ispatlayamıyoruz. Sahil güvenlik suç üstü dahi yapsa avladıklarını geri bırakarak veya ekipmanlarını atarak bir şekilde kurtuluyorlar. Şuan aşağı yukarı yasal olarak çalışan dalgıç sayısı yaklaşık 1500'dür. Bu devletin izin verdiği sayı. Birde bunun dışında bu işi yasa dışı yapmaya çalışan neredeyse 5 bin kişi var" dedi. Bunun yanında kaçak avlanma eğer engellenemez ve bu nedenle deniz patlıcanı avı herkes için yasaklanırsa ki böyle bir ihtimal olduğunu biliyoruz. Ülkeye gelen milyon dolarlar artık gelmiyor olacak, pek çok dalgıç işsiz kalacak" diye konuştu.

'EKOSİSTEMİ BOZUYORLAR'

Kaçak avcıların mevsim dışında avlanmasının zaten başlı başına bir problem olduğunun ve yavruların da avlandığının altını çizen Korumaz, “Doğa dışında dalgıçlık işini yapan insanlara zararı var ben bu işi 20 senedir yapıyorum ve uyguladıkları avlanma teknikleri nedeniyle popülasyona büyük zarar verecekler. Kaçak avcılar genelde plakası olmayan teknelerle ‘Algarna ‘ denilen bir yöntem kullanarak avlanıyorlar. Yani tırmık benzeri bir aletle deniz tabanını komple küreyerek avlanıyorlar. Bu yüzden tabandaki tüm canlılar ve yumurtaları da toplanıyor. En çok deniz tabanında bulunan 'Poseidon Çayırı' olarak bilinen bir su altı bitkisi vardır ve çapa atmak yasaktır ama bu yöntem ile civarda bulunan tüm bitkileri söküyorlar. Suyun altında yaşayan bitkiden, ahtapota sadece deniz patlıcanlarının değil bölgedeki tüm deniz canlılarının yaşamı ve devamlılığı tehlikeye giriyor. Sonuç olarak bu nedenle tüm ekosistemi bozuyorlar” dedi.  

‘Cezalar artırıldı’

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yaptığı yazılı açıklamada, denizlerde, doğal göl, baraj ve akarsularda yaşayan, başta balıklar olmak üzere tüm su canlılarını korumak, bu kaynakları gelecek nesillere daha sağlıklı bir şekilde bırakmak adına yapılan ve Su Ürünleri Kanunu'nda değişiklikler içeren düzenlemenin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildiğini geçtiğimiz ay hatırlatmıştı. Kanunda yapılan değişiklikle, kaçak ruhsatsız teknelerle gırgır, trol, algarna ile avcılık yapanlara, deniz patlıcanı veya midye gibi su ürünlerini illegal yollarla dalarak avlayanlara ve Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Karadeniz'de ışıkla avcılık yapanlara 50 bin liraya kadar idari para cezası getirildi. Ayrıca gemiler dahil tüm av araçlarına ve yakaladıkları ürünlere el konulacak, tekneler ve av araçları kamu kurumları veya bilimsel kuruluşlara bağışlanacak, bağışlanamayanlar imha edilecek. Diğer taraftan Marmara'da, boğazlarda kaçak trol çekenlerin bu fiili 2 yıl içinde tekrar işlemeleri halinde kanunda sayılan cezalara ilave olarak 1 ile 3 yıl hapis cezası verilecek. Balık çiftliklerine uygulanan 3 bin 292 lira tutarındaki idari para cezası yeni düzenlemeyle aykırılığın niteliğine göre 10 bin liradan 100 bin liraya kadar uygulanacak ve masrafları kendilerine ait olmak üzere yaptıkları aykırı faaliyetler düzelttirilecek. Aykırılığın tekrarı durumunda para cezası katlanarak artacak. Deniz patlıcanı, akivades ve sülük gibi su ürünlerini kaçak yollarla yurt dışına kaçıranlara ilk seferinde 5 bin liradan 100 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak. Ayrıca nakil vasıtalarına ve av araçlarına el konularak, aykırılığın 2 yıl içinde tekrarı halinde 1-3 yıl hapis cezasına hükmedilecek. Dinamitle, zehirli kimyasal maddelerle veya elektrikle balık avcılığı yapanlara 3 bin 292 lira olarak uygulanan para cezası da 10 bin liraya çıkarıldı. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber