Nihat AK/EGE TELGRAF- Tekstil ve hazır giyim sektöründe işlerin sevimli olmadığını belirten Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği eski Başkanı Fikret Mısırlı, “Global alıcılar Türkiye’den alımlarını azalttı. Yerli üreticilerin yüzde 80’i bu büyük alıcılara hizmet veriyordu. Yüzde 70 taleplerini düşürdüler. Bunların dışındaki Avrupa’daki küçük alıcılara yönelik sipariş almak zor. Yapıları onlara uygun değil. Küçük ihracatçılar kısmen bunu yapmaya çalışıyor ama bunlar da çok kurumsallaşamadığı için sürdürebilirlik, yurtdışındaki rekabetçilik anlamında deneyimli değiller. Bu sarmalda büyükler, büyük alıcılar alımlarını azalttığı için satış yapamıyor. Küçükler de çok fazla organize olamadıkları için mikro düzeydeki alıcılara da iyi servis veremediği için sektör bu manada geriliyor. Ocak-Şubat 2023'te geçen yılın aynı dönemine göre hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz yüzde 6,4 azalışla 3 milyar 212 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Tekstil hammaddeleri ihracat sektörümüz yüzde 9,2 azalışla 1 milyar 538 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi” dedi.

PAZAR KAPTIRILIYOR

Tekstil ve hazır giyim pazarlarının kaybedilmesiyle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Fikret Mısırlı, “Dünya genelinde bir talep daralması var ama ihraç pazarlarımızı da kaybetmekle karşı karşıyayız. Bizim pazarımızdaki alıcıların Fas, Tunus, Mısır ve Cezayir gibi ülkelere daha çok yöneldikleri görülüyor. Bunlar Avrupa Birliği ile yakın mesafede olan ülkeler. Pazarda ilerleme kaydeden ülkelerin enflasyon, kur ve tedarik problemlerini dengelediğini görüyoruz. Bu günün şartlarında yerli üretici istikrarlı, sürdürülebilir fiyatlar sunamıyor. Sektörümüzün girdilerinde yüzde 40-50 yükseliş var. Kur baskı altında. Deprem bölgesindeki iplik ve kumaş üretimindeki kapasite kaybı sektörü tedarik noktasında zorluyor. Güçlü olduğumuz pazarları kaptırma tehlikesi yaşıyoruz” diye konuştu.

‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ŞART’

Girişimcilerin flu bir ortamda üretim yapmaktan kaçındığına dikkati çeken Fikret Mısırlı, “Seçim arifesinde insanlar önünü çok fazla göremediği için giyim kuşam ikinci planda kaldı. İnsanlar daha çok temel gıda maddeleri alabilmek ve enflasyon ile boğuşuyor. Kazançlarından giyinmeye çok fazla bütçe ayırmıyorlar. Gardıroplarını açtılar, eski kıyafetlerini giyiyorlar. Zaten insanların gardıroplarında çok fazla kıyafetleri var. Enflasyonun düzelmeyeceği, alım gücünün yükselmeyeceği bir noktada insanlar bu sektörden uzaklaşır. Bu gidişatın planlı programlı sektör bazlı değerlendirilmesi, ekonominin çarklarının daha reel olarak, öngörülebilir olması gerekiyor. Faiz, kur ve enflasyon bu sektörün geleceği için çok önemli argümanlar. Aynı politikalar devam ederse önümüzdeki günlerde şartlar daha da ağırlaşabilir” ifadelerini kullandı.

UZAK DOĞU’YA KAYIŞ

Sektörde yaşanan bahar havasının yerini kışa bıraktığını belirten Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Başkanı Hayati Ertuğrul, “2022’nin ilk altı ayı, gerçekten tekstilde bir bahar havası yaşattı bize. Ama Haziran ve Temmuz aylarından sonra bizler çok sıkıntıya girdik. 2021 sonu ile 2022 sonu arasındaki asgari ücret artışı yüzde yüzleri geçti. Enflasyon da bu dönemde çok arttı. Bizim rakiplerimiz olan Çin, Bangladeş, Kamboçya ile fiyat farkımız yüzde 20’lerdeydi. Bizim fiyatlarımız kalite farkımız ve Avrupa’ya yakınlığımız nedeniyle daha yüksekti. Asgari ücretlerin artması, kurların sabit kalması, yüksek enflasyon, bizimle rakiplerimiz arasındaki fiyat farkını yüzde 40’lara kadar çıkardı. Bu durumda Avrupa ülkeleri Uzak Doğu ülkelerine kaymaya başladı. Uzak Doğu’ya kayış bizi tedirgin hale getirdi” dedi. Ekonomi politikasının fiyatları yükseltmek değil enflasyonu düşürmek olması gerektiğine vurgu yapan EGSD Başkanı Ertuğrul, “Biz ciro rakamlarımızdaki giderlerimizin yüz 35’in işçiliğe gittiğini görüyoruz. Bu tablo karşısında rekabet edebilmek çok zor. Bizim sektörümüzün ihracatı 2022’de 21 milyar dolar civarında oldu. 2021’e göre yüzde 5 gibi bir artış olmuş. Bizler 2023’e durgun girdik. Bu durgunluk, tahmin ediyorum seçim sonu haziran ve temmuz aylarına kadar sürecek. Şu anda temmuz sonrasına dair kesin bir bilgi veremiyorum. Cumhurbaşkanımız asgari ücretin temmuz ayında artacağı ile ilgili bilgi verdi. Bu zam verilirse biz hiç kıpırdayamayız, rekabet gücümüzü tamamen kaybederiz. Geçen yılki ihracatı yapamayız rakamlar geriye doğru gelir. Bizim sektörümüz 2 milyon kadar emekçiyi istihdam eden bir sektör. Bu işçi maliyetleri karşısında işten çıkarmalar yoğunlaşır. Mağazalarda 4-5 kişi çalışıyorsa ikiye üçe düşer. Türkiye’de asgari ücret 440 dolar civarında. Yol-yemek de hesaba katıldığında 600 dolarları buluyor. Rakip ülkelerdeki ücretler neredeyse yarı yarıya bizden düşük. Bizim ihracat yapabilmemiz için özellikle istihdam desteğinin artması lazım. Sigorta primini devlet işverene yükledi. Muhtasarla ilgili küçük de olsa bir indirim yaptı. Emeği yoğun olan sektör şu anda çok zor durumda. İşverenin üzerindeki yük çok fazla. İnsanların alım gücü düştü. Vergiden muaf tutulmamız lazım. Temmuz ayı zammını duydu piyasa çoğu şey artmıştır fiyatı yükselmiştir. Bizim hedefimiz asgari ücreti artırmak olmamalı. Bizim hedefimiz öncelikle enflasyonu düşürmek olmalı” şeklinde konuştu.