“SORUNUMUZ TARİH VE COĞRAFYA OKUMAMAKTA”
Dolunun özellikle bahar ve yaz aylarında yağdığının da vurgusunu yapan Yaşar, şunları aktardı: “Dolu kışın yağmaz. Hortumlarda ve kasırgalarda deniz suyunun sıcaklığı da önemli. Özellikle kasırgalarda deniz suyu Sitre Körfezi ve Libya’da 27’li dereceleri geçerse kasırga başlar. Çünkü kasırga gücünü deniz suyunun sıcaklığından alır. Kasırganın bataryası, pili odur. Karaya geldiğinde de pil biter. Bütün dünyada bu durum böyledir. Amerika’daki devasa kasırgaların oluşum nedeni de; burada kasırgalar genellikle Meksika Körfezi’nde başlar. Meksika Körfezi’nde su sıcaklığı 27 dereceyi geçerse hava tetiklenir. Su sıcaklığı ne kadar yüksek olursa kasırga şiddeti de o kadar güçlü olur. Hiçbir zaman için bunlar rastgele doğa olayları değildir. Geçtiğimiz günlerde Urfa’da bir sel oldu, ‘Kıyamet’ dediler. Urfa, zaten bir sel şehridir. Tarihe baktığında onlarca kez sele maruz kalan bir yer. Biz sanırım biraz tarih ve coğrafya okumuyoruz. Bizim sorunumuz tarih ve coğrafya okumamakta.”“SATRANÇ GİBİ BU OYUNU İYİ OYNAMALIYIZ”
İklimlerin sürekli değiştiğini belirten Prof. Dr. Yaşar, ““İklim krizi kapıda” demişler, neyin kapısında? İklimler öyle değişir ki; 1929 yılında İstanbul Boğazı çatır çatır buz tutmuş, karşıdan karşıya yürüyerek geçmişler. Bunlar anormallik mi, hayır değil. Yine olacaktır, yine oralar buz tutacaktır. Ama bir sene sonra ama 20 sene sonra… Doğada bunlar var, bunlar doğanın temel unsurları. Korkulacak hiçbir şey yok. Şu anda kuraklığın göbeğindeyiz. Biz bunları 2009 yılında kitaplarımızda da yazdık, geldi ama hazır değiliz. Her zaman söylediğim gibi burada sorun iklim krizi değil, yönetim krizi. Bütün yöneticilerin her an için bu krize hazır olmaları lazım. Barajlarımız yüzde 100 dolu olsa bile suyun her bir damlasını çok dikkatli kullanacağız. Tarımsal ürünler de dikkatli olacağız, dikimlerde bilimsel kararlar vermeliyiz. Tüm bunlar satranç gibi bir şey, bu oyunu iyi oynamalıyız” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim