Meclis tatile girmek üzereyken cinsel istismar suçlarında, mağdurun fail ile evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da öngören af tasarısı yeniden gündeme getirildi. Türkiye’nin pek çok ilindeki kadın platformları bu yasa tasarısı iddiasına tepki gösterirken konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. İzmir’de de durum değişmedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Zuhal Of, “Herkes bu ülkede yaşıyor, sadece karşı çıkıp nedeni sormadan hayır demek yetmiyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve kadınların yaşadığı kriz belli. Ülkenin terörle uğraşmasına, Barış Pınarı Harekatına kulaklarını kapatan bazı kesimler var. Duymuyoruz ama Diyarbakır anneleri çocuklarını dağdan geri istiyor” diye konuştu.

‘SIRF MUHALİF OLMAK İÇİN’

Henüz böyle bir tasarı olmadığı bilgisine vakıf olduğunu ve elle tutulur bir neden olmadan muhalif tavırlar sergilemenin hak mücadelesine katkıdan çok zarar getireceğini söyleyen Başkan Of, 2016 senesinde yasanın geriye çekildiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Mecliste gündeme geliyor fakat henüz böyle bir tasarı yoktur diye açıklama yapıldı. Kendine kadın örgütü diyen bazı örgütler basın açıklaması yaptılar fakat öncesine elimizde bir şey olmalı. Çocuğa ve topluma kısacası ülkenin yararına olmayan her türlü işe, sakin ve akıllıca karşı çıkacağız. Muhalefet etmek için muhalefet etmek kaybetmektir. Özellikle çocuk üzerinde, kadın üzerinde kısacası toplumda intihal yaratan konularda çok dikkatliyiz. Amacımız, toplum ve halk yararına olan her girişimin destekçisi olmak.” Toplumda oluşan ve tepki verilen olaylara bütüncül bir bakış açısıyla bakılması gerektiğinin altını çizen Of, kadınlara yönelik istismarın yalnızca tek bir başlık altında değil pek çok dinamik ile ilgili olduğunu düşündüğünü söyledi. Of, çocukların canlı bomba olduğunu, dolayısıyla toplumsal nitelikler taşıyan problemlerin birbirini beslediğini belirterek “Dolaylı olarak her şey birbirini etkiliyor. Olayları incelerken ve karşı çıkarken daha çok hakikate bakılmalı. Daha sonra ise olayların yapıcı tarafına bakacağız. Diyarbakır annelerinin feryadını görmeden olmaz. Çocuklar bizim geleceğimiz. Gelecek nesillerde tüm bu yaşananlar ile karşılaşılmaması için en azından bir şeyler yapılmalı. Bu konu devletin birincil görevidir” ifadelerini kullandı.

‘İSTİSMARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR’

Çocuk istismarının önünü açan asıl kararın resmi nikah olmadan yapılan dini nikâh olduğunu ve kültürel kodların bazı olumsuz çıktıları olduğunu belirten Of, “Toplumların tarihten geleneğe uzanan yolculuğu bir hikayedir. Birkaç yıl öncesinde İzmir’de belediyeler toplu nikah kıyıyorlardı. Kanunları anlatmak ve gereken tedbiri almak gerekiyor. İzmir’e en çağdaş kenti diyoruz ama içi öyle değil. Toplu nikah yaparken övünüyorlardı, sanki böyle bir gerçeklik yokmuş gibi yapılmamalı. Kadınların erken yaşta evlenmesi için kabul edilen bir kanunla olmaz. Evlilik affı ile ilgili mecliste birileri konuştu henüz olmayan bir şey üzerine konuşursam, doğru konular konuştuğumuzda ciddiye alınmayız. Bizi ağzımızdan çıkan sözler belirler. İstanbul Sözleşmesi şuan bu hükümet tarafından imzalandı. Özellikle kadınların ve toplumun bir mücadelesi sonucu. Erkek kadın konusunda toplum olarak birlikte mücadele edilir. Bu sorunların kaynaklarından biri Türkiye’de Cumhuriyet devrimi kanunlarının uygulanmıyor olması. Ortaçağın kırıntıları belli başlı anlayışlar ile dayatıldı. Bu gelecek böyle alanlardan beslendi geldi” dedi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖNEMLİ’

İstanbul sözleşmesini desteklediğini söyleyen ve çok doğru bir sözleşme olduğunun altını çizen Of, “Destekliyoruz fakat eksikleri tamamlanmalı. Kadın karakola gittiğinde şiddete uğradığında bir dönüt alamıyordu. Kadının koruma altına alınması zaman içinde hak olarak kazanıldı. Eşi, kardeşi dahi olsa artık durum başka. Haklar hep adım adım kazanıldı. İstanbul sözleşmesine karşı çıkanlar muhafazakar bir zihniyetin yanlılarıdır” diye konuştu. “Erken yaşta evlenmenin önünde en büyük sigorta olan resmi nikah yerine bu durumun yaşanması. Laik bilimsel milli bir eğitimle hakkının hukukun farkına varır. Çocuklara yapılan bu istismarların büyük bir kısmı kaçaktır. Laiklik yittikçe kadın hakları yitiyor. Bir ülkede Cumhuriyetin kanunlarına göre yaşamak ve onları geliştirmektir. Kadınıyla erkeğiyle birlikte devlet ile hep beraber önlem almalı. Bu kadının değil bu toplumun sorunu. Kadın cinayetleri var. Hatta artan bir şiddet var. Çözümü erkeği kadına düşman ederek olmaz. Bunun bir devlet sorunu haline gelmesi gerekiyor. Günümüzde yaşananlara bakıyoruz fakat biliyoruz ki birçok Avrupa ülkesinden önce kadına yönelik kanunlar bizlere gelmiştir. Türkiye’de yeni bir dünya düzeni yaratıldı. Ulus devletleri ekonomik ve siyasi olarak değiştirmek için öncelikle sosyal olarak değiştirmek gerekiyor. Tüketimi bizlere dayattılar” diyen Of, Türkiye’nin bağımsızlığı olmazsa kadın haklarının da bağımsızlığının olmayacağına vurgu yaptı.

‘ÇÖZÜM YENİDEN İNŞA’

Şiddetin çözümü için değerleri inşa etmek gerektiğini söyleyen Of, “Cumhuriyet devrimini ve bazı değerleri yeniden yaratmalıyız. El ele verip değerleri yeniden gözden geçirmeliyiz. Bu ülkenin değerlerinin üzerinde bizim oturup çalışmamız gerekiyor, kafa yormalıyız. Sorunların kaynağına inip, bağımlılık ve işsizlik gibi soruların üzerinde durmalıyız. Bir kadın toplumda özgür değilse, erkek orada en köle erkektir” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber