Yağmur DAŞTAN / EGE TELGRAF - Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem sonrası can kaybı ve yaralı sayısı artmaya devam ediyor. Depremin ardından 7 binin üzerinde binanın çöktüğü ve birçok binanın ise hasarlığı ifade edildi. Yaşanan afetin ardından fay hatları üzerinde olduğu bilinen İzmir’de de endişeler yeniden baş gösterdi. AK Parti İzmir Milletvekili ve inşaat mühendisi Necip Nasır, İzmir’in yapı stoku ve atılması gereken adımlar hakkında Ege Telgraf’a konuştu, dikkatleri çekecek mesajlar verdi. “O KADAR KÖTÜ BİR YAPI STOKU VAR Kİ...’ Yaşanan depremin ardından afetin vurduğu şehirlerde çalışmalar yürüttüklerini hatırlatarak açıklamalarına başlayan Nasır, “Burada da sahada dolaşıyorum, depremin esas sebebi ortada. Fay hatları olabilir; onların orada olması bölgede yaşanmasına engel değil, yeraltı kaynakları anlamında zenginlikler de oluşturur. Ancak burada esas sorun yapı statiğinin yaşanılan yapıların tekniğine uygun olmaması ve aynı İzmir’de olduğu gibi yapı stokunun büyük bir çoğunluğunun 1999 yılı öncesinde yapılmış olması. Hatay’a, Maraş’a, Osmaniye’ye gittim. Orada evler zeminle binanın uyumsuz olduğu yerlerde yapılmış, yapıldığı zemine göre de statiği olmayan binalar. Fay hatları üzerinde yerleşimler de olduğu için bu sonuca gelindi. TOKİ’nin yaptığı binalara bakıyorsunuz aynı alanda ancak bir çatlak bile yok. Çünkü hepsi son zamanlarda çıkan yönetmeliklere göre yapılmış. Tabii bunları yaşarken hep İzmir aklımızda... Burada olan depremin İzmir’de olmasının sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz. Çünkü o kadar kötü bir yapı stokuna sahibiz ki... Bizim İzmir’de 17 fay hattımız var, 13 tanesi hareketli. Hepsi de şehir merkezinde yapılaşmanın yoğun olduğu alanlardan geçiyor. Burada oluşabilecek bu şiddetteki bir depremin sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum” dedi. ‘HERKES BİR GÜNAH KEÇİSİ ARIYOR’ “Ne yazık ki yapılması gerekenleri deprem olunca güncelliyoruz, sonra zaman geçince unutuluyor. Fakat bu sorunları İzmir’de biz yıllardır söylüyoruz” ifadeleriyle açıklamalarını sürdüren Nasır, “İzmir’de bununla ilgili onlarca, yüzlerce toplantılar yaptık, söylemlerde bulunduk. Bu konunun tek çözümü var o da kentsel dönüşümün yapılması. Fakat maalesef İzmir’de bu anlamda esas sorumlu olan merci yerel yönetimler, İzmir Büyükşehir Belediyesi. Kentin dönüşümüyle ilgili farklı bir imkana da gerek yok: İzmir’in planları yok! İzmir, zeminiyle uyumlu imar planları olmayan bir memleket. İzmir’de çok hızlı bir şekilde dönüşüm sağlanabilir ancak bu kentin anayasasının önünü açacak, planlama yapacaksın. İzmir depreminden sonra da yaptığımız toplantılarda bunu ifade ederek, ‘Kentin tamamının dönüşümünü sağlayabiliriz. Sadece 1 ila 1,5 yıllık planlama süreci gerekli’ dedim. Şimdi aradan üç yıl geçti. İzmir’de bir şey yapıldı mı? Yapılmadı. Kentte bir deprem meydana geldiği zaman onun sonuçları çok ağır olacak ve bu deprem olacak. İzmir’in her tarafından faylar geçiyor! İzmir’de herkes bir günah keçisi arıyor. O günah keçisini aramaya gerek yok, önleminizi alacaksınız. Sebepler belli ama sonuçlar geldiği zaman ‘Ah’, ‘Vah etmenin anlamı kalmıyor” diye konuştu. ‘EĞER PARALARI YOKSA BEN...’ AK Parti İzmir Milletvekili Nasır, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun kent merkezindeki binaların dönüşümüyle ilgili “Yapıların değişmesini istiyoruz. Bunun için paraya ihtiyaç var ama uluslararası krediye ve ulusal finansmana erişimimiz yok” açıklamalarına da yanıt verdi. Nasır, “İzmir’in paraya ihtiyacı yok, kent merkezi kendi kendini dönüştürür. Çok basit! Sadece ada bazında planları yapacaklar, dışarıdan hiç para almaya gerek yok. Hiçbir şekilde de finansmana da ihtiyaç yok. İzmir’in dinamikleri kendi kendini değiştirir, sadece planlama yapacaklar. İzmir’in dönüşümünün başlangıcı, 50 milyon TL, bilemediniz 75 milyon TL’ye bir planlama maliyeti ile yapılır. Eğer paraları yoksa ben İller Bankası’ndan talep eden belediyeye kredi aldırayım. İzmir’in paraya ihtiyacı yok; anayasasını yazacak, zeminiyle uyumlu imar planlarına ihtiyacı var. Bunu hükümet yapmaz, sorumluluk Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Hükümetin gelip de İzmir’in içindeki planlarla ilgili kanunen düzenleme yapma hakkı yoktur. Tam tersine Büyükşehir Belediyesi, yerel yönetimler bakanlığa hiçbir ihtiyaç olmadan kendi yapacakları planları onaylayarak hayata geçirebilirler” ifadelerini kullandı. “SELVİTOPU’YLA BERABER YAPTIK” Deprem sonrası alevlenen imar affı tartışmaları hakkında da konuşan AK Parti İzmir Milletvekili Nasır, birçok kişinin imar affı ve imar barışını birbiriyle karıştırdığına vurgu yaptı. “İmar barışı ve imar affı karıştırılarak bunların üzerinden spekülasyon yapılıyor” diyen AK Partili vekil, “2000 yılından önce çıkan iki tane imar affı var. Bu imar afları aslında dönüşümün önünü tıkayan sebepleri de beraberinde getirmiş. 2012 yılında Kentsel Dönüşüm Yasası çıktı. Aslında bu yasa sosyal bir projedir. Bu proje şehirlere, ilçelere ve bölgelere göre farklılık gösterir. Bununla ilgili ilk çıktığında yapılan düzenleme daha sonra 7 ila 8 sefer değiştirildi, bu doğaldır. Daha önce çıkan imar afları bazı kesimlerde engel oluşturuyordu. Bu engel de planlamanın önünde ‘İmar Islah Parseli’ dediğimiz imar affına uğramış yapıların dönüşümünde sorun oluşturuyordu. Örneğin, Karabağlar Belediyesi bunun en bariz örneğidir. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu bunu çok iyi bilir. O kanunun çıkarılması sırasında da, çıkarılmadan önce de o Konak Belediyesi’ndeyken bu tespitleri beraber yapmıştık. İmar Islah Parselleri, imar aflarından kaynaklı parsellerde düzenleme ortaklık payı alınamadığı için Kentsel Dönüşüm Yasası’nın o tarzdaki imar affı yapılarının olduğu alanlarda planlama yapmasının önünü tıkıyordu. Biz bir düzenleme yaptık, bu ortaklık payı da imar barışı ile ortadan kaldırıldı” dedi. “İZMİR’İN DÖNÜŞÜMÜ İÇİN TEK ÇARE...” İmar barışının ilgili yapılara ‘Sen legalsin, seni tanınır hale getirdik. Elektrik, su, doğalgaz ihtiyacını kullan. Bundan sonra yapılacak olan bina ile ilgili herhangi bir yıkım anında mevcut imar planına uymak zorundasın ya da kentsel dönüşüm yaparsam senden muvafakat almak zorunda değilim, dönüşüm planlarını kabul etmiş oluyorsun’ dediğini de söyleyen Nasır, “Halbuki 6306 Sayılı Yasa gereği eğer siz muvafakat alamazsanız oraya bina yapamıyordunuz. Planlamanın da böylece önünü açtık. İmar barışı aslında İzmir gibi yerler için devrim gibi bir düzenleme oldu. Planlamanın önünde hiçbir engel kalmadı. Daha sonra hükümetimiz yapı stokuyla ilgili yine düzenlemeler yaptı. İmar barışından sonra parsel bazında değil ada bazında plan tadilatlarının yapılacağını söyledik. Yine ‘İmara aykırı yapıları belediyeler tespit ettiğinde bir ay içerisinde yıkmak zorunda. Yıkmadığınız zaman bakanlık gelir yıkar, belediyeye rücu eder’ dedik. Şimdi kanunen bütün önlemler alınmış ve plan yapmanın önünde hiçbir engel kalmamıştır. Ancak maalesef planları olmayan İzmir’in dönüşümünü gerçekleştirebilmesi için tek çare zemini ile uyumlu imar planlarını yapmasıdır. Bunu yaptığı zaman İzmir’in dinamiklerini kendi kendini dönüştürecektir” diye konuştu.