İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ile kahvaltı programında buluştu. Şişli’de bir otelde düzenlenen programa Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve birçok emniyet personeli katıldı. Bakan Soylu, kahvaltının ardından emniyet personeline hitap etti. Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatan Bakan Soylu, "İnancım ve itikadım odur ki mesai birlikteliği yaptığımız bu yedi yıllık dönem bu kurumun tarihinde ayrı bir başlık olarak yer alacaktır. Haşa şahsımdan ötürü değil. 15 Temmuz'dan sonra bu teşkilatın ortaya koyduğu sahiplenme, kendini ihanetten arındırma ve 21. yüzyılı bir kaos yüzyılı haline getirmek isteyen küresel akla karşı ortaya koyduğu mücadeleden, kurum ve devlet aklından, kendi kapasitesini geliştirmeye yönelik attığı köklü adımlardan dolayı bu dönem ayrı yazılacak, ayrı hatırlanacaktır. Türk polisi gerçek gücünü, gerçek kapasitesini, tıpkı devletin tüm kurumlarında olduğu gibi FETÖ ihanetine karşı ortaya koyduğu ayakta kalma, arınma ve yenilenme hamlesiyle gerçekleştirmiştir. Belki pek çok şeyi elimizden aldılar. Belki mağduriyetler oluşturdular, belki zamanımızı çaldılar. Ama en önemli gücümüz olan köklü devlet geleneğimizi, devlet aklımızı alamadılar. Küresel efendilerinin talimatlarıyla beraber yaptıkları atamalarla, bilişim sistemlerimize veya arşivlerimize sızmalarıyla, hatta mevzuat değişiklikleriyle bu devlet geleneğini ve devlet aklını bertaraf ettiklerini zannettiler ama yanıldılar. Hepiniz şehitlerimizle ve gazilerimizle birlikte bu vatan toprağına sıkı sıkıya sarıldınız. Hepiniz bu kuruma sarıldınız, teslim olmadınız, teslim etmediniz. Efsane bir dönem olarak tarihe geçtiniz. Allah sizlerden razı olsun. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin. Bizim teşkilatımız diğer teşkilatlara benzemez. Bizim teşkilatımız şüheda ve gaza ehli bir teşkilattır" ifadelerini kullandı. Emniyet personelinin haklarına yönelik yaptıkları çalışmalardan bahseden Soylu, "Personel sayımız 15 Temmuz sonrasında 273 bindi. Bugün ise personel sayımız 335 bindir. Ben 225 bin sayıya düştüğümüzü de iyi hatırlıyorum. Hem niteliği arttırdık, hem de yenilendik. Bugün teşkilatımızdaki 335 bin personelimizin yüzde 45’i yani neredeyse yarıya yakını 15 Temmuz sonrası göreve başlayan personelimizdir. Ve şu an görev yapan tüm personelimizin yüzde 77'si lisans mezunudur. Özellikle çarşı ve mahalle bekçiliğini bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yeniden ihya ederek şehir güvenliğinde hep birlikte önemli bir adım attık. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ve hassasiyetiyle 3600 ek gösterge sözümüzü tuttuk. Böylece polisimizin emekli olduktan sonra da ciddi bir geliri olmasını, rahat bir şekilde hayatını devam ettirebilmesini, polislik desteğinde gösterdiği fedakarlığı emeklilikten sonra biraz da olsa karşılığını alabileceği bir anlayışla karşı karşıya bıraktırmayı sağladık. Daha önce 2024 yılında yürürlüğe gireceği duyurulan iki bölge ve dört grup uygulamasını kaldırdık. Onun yerine herhangi bir ayrım olmadan iki bölge sistemini getirdik. Bölgeler ve hizmet sürelerine yönelik değişiklikler yaptık. Daha önce değişik oranlarda ve bazı hizmet sınıflarında uygulanan katsayı uygulamasını yüzde 52 oranına sabitleyen tüm personele ek bir ücret olarak bir vesileyle vermeyi kararlaştırdık ve bunu sağladık. Bir başka yenilik olarak personelimizin nüfusa kayıtlı olduğu il eğer büyükşehir ise o ile atanabilmelerinin de önünü açtık" dedi.

"2025 yılı sonu itibarıyla iki şark görevini bir şark görevine düşüreceğiz"

Bakan Soylu, Doğu ve Güneydoğu’da huzur ve güven ortamının oluştuğunu vurgulayarak, "Terör de neredeyse Türkiye içerisinde çok büyük bir darbe aldı. Neredeyse bitme noktasına geldi. Dağda 77 tane terörist kaldı. Allah nasip ederse onları da 29 Ekim 2023 tarihinde bu devlet sona erdirecek. Bu mücadele onların da kökünü kazıyacak. Bir görevimiz daha var, o da yurt dışında özellikle Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de konuşlanan ve bugün oradaki birtakım yerlerden, bizim güvenli bölgelerimizin dışındaki yerlerden Türkiye'ye hem sızmaya çalışan, hem Türkiye'ye terör örgütü vasıtasıyla zarar vermeye çalışan bütün unsurları ve bütün o yerleri de tamamen önümüzdeki yıllar içerisinde temizleyip sona erdireceğiz. 2025 yılı sonu itibarıyla iki şark görevini bir şark görevine düşüreceğiz. Genel planlamamızı, programlamamızı bunun için gerçekleştiriyoruz. Bu zaman diliminde olduğu gibi o zaman dilimi içerisinde de mevcut görevinde olanlar da bundan istifade edebilme hakkına sahip olacaklar. Yani fiili olarak bugünden itibaren esas itibarıyla başlamış olacak. Bu adımın da polis teşkilatına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

"İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün kendisine yakışır yerleşkesi olacak"

Yeni İstanbul Emniyet Müdürlüğü binası ile ilgili açıklamalarda bulunan Soylu, "İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzün programı bitti, planı bitti, projesi bitti ve biz TOKİ'ye devrettik. Yakın bir zamanda inşallah Türkiye'nin en güzel emniyet yerleşkelerinden bir tanesini, yaklaşık 250 bin metrekarenin üzerinde bir yerleşkeyi her türlü sosyal donatılarıyla, her türlü sosyal imkanlarıyla birlikte Hasdal’da gerçekleştiriyoruz. İnşallah yakın bir zamanda da temeli atılacak ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün tam da kendisine yakışır, ülkemize ve İstanbul'umuza yakışır çok güzel bir yerleşkesi, çok güzel bir külliyesi olmuş olacak. İkincisi Bayrampaşa Çevik Kuvveti de oradan kaldırıyoruz. O da ihale aşamasına geldi. Onu da Kemerburgaz'da gerek Özel Harekat ve gerekse çevik kuvveti sırt sırta yapmak suretiyle mükemmel bir Özel Harekat ve Çevik Kuvvet ihalesinin aşamasına gelindi. Böylece Özel Harekatı da, Çevik Kuvveti de çok güzel bir yerleşkeyle İstanbul'da buluşturmuş olacağız" açıklamalarında bulundu.

"Ne zaman PKK'nın avukatları içeri tıkılır, o zaman Türkiye'de PKK diye bir şey kalmaz"

Terörle mücadele konusunda da değerlendirmelerde bulunan Bakan Soylu, şunları söyledi: "Terörle mücadelede tüm terör eylemlerinde iki bin on beşten bugüne azalış yüzde 96 azalmış, DHKP-C'nin yönetim kademesi tamamen çökertilmiştir. PKK'nın da çökertilmesi, Türkiye içerisinde bitirilmesi bir tek şeye bağlıdır. PKK avukatlarının aynı DHKP-C avukatları gibi içeri tıkılmasına bağlıdır. DHKP-C avukatlarını içeri tıktık ve DHKP-C'nin etkinliğini neredeyse belli bir noktaya kadar getirdik. Çünkü PKK özellikle avukatlar marifetiyle Türkiye'yi zehirlemektedir. Bunu yedi yıllık tecrübeme yönelik bir İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Ne zaman PKK'nın avukatları içeri tıkılır, o zaman Türkiye'de PKK diye bir şey kalmaz. Hedef onlardır. Bu kadar açık ve net. Çünkü cezaevlerinden dışarıya, dışarıdan cezaevlerine ve dışarıdan dışarıya aynen DHKP-C'de olduğu gibi bütün bilgileri taşıyan, bütün nefreti taşıyan, bütün fitneyi taşıyan, bütün örgütsel operasyonu ayakta tutmaya çalışan nitelik bunlardadır. Bunlar avukat değildir, kılıfları avukattır. Avukatlığın kendine vermiş olduğu birtakım imtiyazlarla Türkiye'yi terörle sınamaktadırlar. DHKP-C MKP, MLKP, TKPML örgütleri kırsaldan tamamen silinmiştir. Hepsinin kırsalda kadroları vardı. Şimdi hiçbir kırsalda bir tek kadrosu yoktur. Bu sol örgütler etkili şehir operasyonlarımızda tarihin en ağır darbesini yemiştir. Eylem kabiliyetleri önemli ölçüde azaltılmıştır. Türkiye terör tehdidinin en yoğun olduğu dönemde teröre karşı tarihinin en başarılı dönemini yaşamaktadır. Bunu yaşarken de hukuktan ve demokrasiden vazgeçmemiştir.’’ (İHA)