Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim programlarına Ankara'da devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Keçiören'de Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Muhtarlar Buluşması'nda konuştu. Keçiören'de misafir değil ev sahibi olduğunu, Subayevleri'nde 12 yıl boyunca Keçiörenliler ile iç içe, yan yana yaşadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, acıyı paylaştıklarını, zorluklara göğüs gerdiklerini, başarıları, zaferleri birlikte kutladıklarını, aynı hizada saf tuttuklarını, aynı cenazeye omuz verdiklerini ifade etti.

''YASAMA ORGANI OLARAK CUMHUR İTTİFAKI'NDA BİZ VARIZ"

Cumhurbaşkanı, dün Malatya’da deprem konteynerlerinin yanında 50 bin kişiye hitap ettiğini hatırlattı. Bugün yağmur nedeniyle toplantıyı kapalı salonda yapmak durumunda kaldıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "İnanıyorum ki açık havada yapsaydık en az bir 50-60 bin orada toplardık. Keçiören şimdi bunu sandıklarda toplayacaksın. Malatya'dan Sivas'a geçtim Sivas bir başkaydı, bambaşkaydı. Sivas'ta şimdi rakam vereceğim, 100 bin. Yiğidolar coştu, caddelere doldu. İnşallah pazar günü Ankara, birinci ve ikinci bölgesi ile sandıklarda olacak, hesapları alt üst edecek. Bu hesapları alt üst etmeye var mıyız? Buna hazır mıyız? Cumhur İttifakı diyen Keçiören olarak, Bay Bay Kemal'in bütün hesabını alt üst ettiniz. Parlamentoda çoğunluğun 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı'na verilmesi hem güvenim göstergesi hem de irade beyanıdır. Çok önemli. Şu anda 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı parlamentoda bir zemin oluşturdu. Bu ne demektir? Yani, yasama organı olarak Cumhur İttifakı’nda biz varız. Milletimiz 'güçlendirilmiş parlamenter demokrasi laflarını' filan ayaklarının altına aldı, Cumhur İttifakı ile yola devam dedi."

"BU NASIL HESAP UZMANIYMIŞ?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 3 ayda, 5 ayda, 8 ayda bir hükümetlerin değiştiği o eski Türkiye günlerine geri dönme tekliflerini reddettiğini dile getirdi. Muhalefetin koltuk paylaşımı yaptığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu koltuk paylaşımında düşünün toplamı 1 puan eden malum partiler, hesap uzmanı ya, onlar yaklaşık 40 milletvekili aldılar. Bir puanla. Bu ne iştir, bu nasıl hesap uzmanıymış. Bununla bu CHP ayakta kalabilir mi? İşte şimdi Keçiören'den Tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Pazar günü Erdoğan evladınıza sahip çıktığınız anda Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki 323 milletvekiliyle inşallah önümüz apaçık. 21 yılı inşallah farklı bir şekilde devam ettireceğiz, farklı bir şekilde geleceğin Türkiye'sini kuracağız. Türkiye Yüzyılı diyoruz ya işte Türkiye Yüzyılı'nı biz sizlerle beraber kuracağız." Türkiye Yüzyılı'nı vatandaşlarla birlikte kuracaklarını söyleyen Erdoğan, "Milletimiz iktidara giden yolu, milli irade yerine Kandil'de ve Pensilvanya'da arayanlara kırmızı kart göstermiştir. Bunlar talimatı nereden alıyor? Kandil'den alıyor, Kandil'in sokaktaki eşkıyalarından, teröristlerden alıyorlar. Biz nereden alıyoruz? Biz Allah'tan alıyoruz, milletimizden alıyoruz. Farkımız bu, bugüne kadar böyle geldik, bundan sonra da böyle gideceğiz." diye konuştu.

''BİZİM EN BÜYÜK RAKİBİMİZ REHAVETTİR''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki gençlerden bütün arkadaşlarına pazar günü sandığa gitmelerini tavsiye etmelerini ve rehavete kapılmadan çalışmalarını istedi. Yasama, yürütme ve yargının uyum içinde çalışarak millete hizmet etmesini temin edeceklerini belirten Erdoğan, şunları aktardı: "İnşallah bunu da siz Keçiörenli kardeşlerimin güçlü desteğiyle yapacağız. Önümüzde sayılı günler var, 4 gün. 4 gün sonra yeniden seçim var. Pazar günü için oy verme dışında hiçbir plan yapmayacağız. Sabah erkenden sandıklara giderek oyumuzu kullanacak, irademizi göstereceğiz. Bizimle birlikte eşimizin, dostumuzun, komşumuzun da muhakkak sandığa gitmelerini sağlayacağız. Rehavete kapılmak yok, zafer sarhoşluğuna girmek yok. Olmazsa olmaz sandık ve sandıkta da Allah'ın izniyle zafere yürüyeceğiz. Unutmayın 28 Mayıs'ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir. Bizim en büyük rakibimiz rehavettir, savsamaktır, boş vermektir, 'Zaten öndeyiz, nasıl olsa kazanırız.' duygusuna kendimizi kaptırmaktır." Cumhurbaşkanı Erdoğan, zafer sarhoşluğu zehrinin yayılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Keçiörenli komşularımdan bu sefer rekor beklediğimi, altını çizerek ifade etmek istiyorum. Sizlere güveniyorum, inanıyorum. Beni mahcup etmeyeceğinizi çok iyi biliyorum. Rabb'im dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Gerek Ankara gerek Türkiye olarak 14 Mayıs günü demokrasimiz adına çok başarılı bir sınav verdik. Tüm provokasyonlara rağmen milletimiz adeta sandığa akın etti. Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen hiçbir insanımızın burnu kanamadı. Farklı mecralarda yürütülen haysiyet cellatlarına rağmen millet tercihini sandığa özgürce yansıttı. Tüm siyasi partilerden vatandaşlarımız, olgunluk içinde, suhulet içinde, huzur ve barış içinde oylarını kullandı, kararlarını beyan etti." Yıllarca kendilerine demokrasi nutukları atan Avrupa ülkelerini bile kıskandıran rekor bir oranla Türk milletinin iradesini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, 14 Mayıs'ta sadece Türk demokrasisinin gücünü görmediklerini, aynı zamanda pek çok algı balonunun patlamasına da şahitlik ettiklerini söyledi. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının seçim gecesi yaptıkları açıklamaları hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şimdi bunların tamamını pazar günü sandığa gömmeye hazır mıyız? Öyleyse durmak yok. Türkiye'ye atılan diktatörlük iftiralarıyla yol yürümek istediler. Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını dahi sandığa götüremeyenler tarafından yürütülen karalama kampanyalarında Türkiye neredeyse yüzde 90 seçmen olarak oyunu kullandı. Bizlerle ilgili uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik harekatlar var. Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlar var. Zaten bay bay Kemal'in yalandan başka sermayesi yok ki, akşam yalan, sabah yalan... Bir de CHP Genel Başkanı ve şürekasının körüklediği korku siyaseti var. İşte 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları çöpe attık. Diktatörlük söylemlerinin tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik. Düşünün diktatör ikinci tura kalır mı? Diktatör işini birinci turda bitirir hem de yüzde 90'larla bitirir. Dünyada bunun örnekleri çok. Biz diktatörlüğe değil milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz. Bizim durumumuz bu. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilmeyeceğini biz tüm dünyaya gösterdik." Erdoğan, tüm dünyaya, Türk milletinin iradesine zincir vurulamayacağını, yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını ve bölücülerle, FETÖ'cülerle yol yürünmemesi gerektiğini gösterdiklerini ifade etti. Türkiye'nin gücünü, Türk demokrasinin ulaştığı olgunluk seviyesini, milletin basiret ve ferasetini dost düşman herkese tekrar gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, "Sandıkları bayram yerine çeviren siz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Rabbim sizden razı olsun. Ancak o gece sizlerin bu duruşunu hazmedemeyenler de çıktı. Gerçekten de o gece demokrasimiz adına hiç yaşamak istemeyeceğimiz tavırlara, yalanlara şahit olduk. Daha sandıkların onda biri dahi açılmadan basın mensuplarını toplayıp CHP Genel Başkanı'nı cumhurbaşkanı ilan ettiler. Geride olduklarını bal gibi bildikleri halde, 'Öndeyiz, kazanıyoruz.' diyerek seçmenlerini kandırmayı denediler. Gece boyunca hiç ara vermeden bu yalan furyasını inatla sürdürdüler. Şimdi çıkmışlar bir de utanmadan, arlanmadan, 'Kandırdıysak CHP'lileri kandırdık, bundan size ne.' diyorlar. Hatalarını kabul etmek, milletten ve CHP'li vatandaşlarımızdan özür dilemek yerine çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar." diye konuştu. Kendilerine oy vermese de CHP'lilere böyle davranılmasını, böyle hakaret edilmesini, onların böyle aşağılanmasını kabul etmediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Her seçim öncesinde CHP'li seçmene, istemedikleri adayın bizzat genel başkanları tarafından 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' denilerek dayatılmasını içimize sindiremiyoruz. Bu ne demek, 'tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz.' Koltuklarını kaybetmek istemeyen siyasetçilerin, her ne sebeple olursa olsun milletimize yönelik kibirli bir dil kullanması asla hoş görülemez. Böyle siyaset olmaz, böyle siyaset yapılmaz. Gazi'nin hürmetine hala CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın da bu dayatmalardan rahatsız olduğuna inanıyorum. Bu vatandaşlarımızın mevcut CHP yönetiminin bölücüler ve FETÖ'cülerle yaptığı pazarlıklara da itiraz ettiklerini biliyorum. Kandil'deki PKK elebaşlarının hemen her gün çektikleri videolarla Kılıçdaroğlu'na oy istemesi, en çok samimi CHP'lileri rencide ediyor. Pensilvanya'daki alçakların, CHP'nin başındaki zatın reklam ajansı gibi çalışması en çok bu vatandaşlarımızın başını öne eğiyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kandil'deki terörist elebaşlarının, videolarla CHP Genel Başkanı'na alenen oy istediğini, CHP Genel Başkanı'nın da aylardır buna ses çıkarmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ne demektir? Bay bay Kemal, senin o teröristlerden ne farkın var? Onlar sana destek veriyorlar, sen kalkıp da 'Sizin desteğinize ihtiyacım yok.' diyebiliyor musun, diyemiyorsun. Niye? Çünkü oradan gelen destek senin için bal kaymak. Öbürü Gazi Mustafa Kemal'e saldırıyor. Ardından ne diyor, 'İt sürüleri, it sürüleri, it sürüleri' diyor. Hani neredesin bay bay Kemal, en ufak bir şey söylemiyorsun. Söyleyemez çünkü kapalı kapılar ardında bunlarla yaptığı görüşmeler ortada. Her şey bu kadar açık ve net. Peki soruyorum size, özetin özeti mahiyetindeki tüm bu rezilliklerle ilgili şimdiye kadar masadan bir itiraz duydunuz mu? Muğlak, nereye istersen oraya çekilebilecek bir iki cümle dışında masanın buna itiraz ettiğini gördünüz mü? İtiraz etmedikleri gibi gittiler bunlarla 'kana kan, intikam intikam' çağrıları altında ortak miting yaptılar. Nerede, Van'da. Meydan meydan dolaşıp 6-8 Ekim olaylarında, aralarında kurban eti dağıtan Yasin Börü evladımızın olduğu 51 Kürt kardeşimizi bunlar Diyarbakır'da şehit ettiler mi? Bu Selo, o çağrıyı yapan terörist değil mi? Şimdi ne diyor; 'Selo'nun ne günahı var, Kavala'nın ne günahı var?' diyor. Kavala, Gezi olaylarının mimarı, Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Şimdi ne diyor; 'Çıkaracağım onu ben, onun içeride duruşu beni rahatsız ediyor.' diyor. Kim? Bay bay Kemal. Benim vatansever, milliyetperver tüm vatandaşlarım, Ankaralı hemşehrilerim, İstanbullu kardeşlerim, tüm Türkiye inanıyorum ki pazar günü bunlara gereken dersi sandıkta verecektir." "PKK'nın kurulduğu köye gidip 'buralara bahar gelecek' diye video çektiler. PKK ve sol örgütlerin sembolü olan zafer işaretleri ile milleti selamladılar." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Yani 14 Mayıs'ta milletten sandıkta tokadı yiyene kadar Kandil'den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar. Bölücülerle olan ortaklıklarını gururla sahiplendiler. Şimdi çıkmışlar bize ahlak dersi, Cumhur İttifakı'na da milliyetçilik dersi vermeye yelteniyorlar. Sevsinler seni bay bay Kemal, sen ne zaman milliyetçi oldun ya? Bunlar böyle, akşam başka sabah başka. Bunlarda her numara var. Ama diyorum ki bütün bu numaraları, pazar günü sandıkları bunlara inşallah bir siyaset mezarı yapalım. Buna var mıyız? 14 Mayıs'tan sonra bunların keşfettiği vatanperverliği de herhalde severiz. Bunların her işleri gibi vatanperverlikleri de milliyetçilikleri de maske. Ama benim milletim bunu yutmaz. Doğu'da PKK'ya çiçek atıp, bölücülere selam çakıp Ankara'da 'vatan, millet' diyerek kimseyi kandıramazlar. 28 Mayıs işte bunun için bir fırsattır. Buna hazır mıyız? 28 Mayıs'ın diğer hususlar yanında ülkemizde muhalefette de bir değişime vesile olacağına inanıyorum." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra ise Mamak'ta Hemşehri Dernekleri Buluşması'nda konuştu. Erdoğan'ın buradaki konuşmasından satır başları şöyle: ''Bizim sözümüz milletimizedir. Siyasi hayatımızın her döneminde bugün de sözümüz yine milletimizedir. Yarın da öyle olacaktır. Cumhur İttifakı da sözünü millete söyleyenleri ittifakıdır. CHP Genel Başkanı; 'Özerklik. Selahattin Demirtaş özgür kalacak. YPG'yi terör örgütü olarak görmüyoruz.. Cezaevlerindekileri serbest bırakacağız.' diyerek sözünü Kandil'e söylüyor. Kandil'dekiler de kendisini desteklediklerini açıklayarak CHP Genel Başkanı'na mukabele ediyor. CHP Genel Başkanı'nın seslendiği bir diğer yer de Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan tüm odaklardır. 'Selo'yu çıkarmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz.' diyor. Bizim üzüldüğümüz ülkesine sevdasından şüphe duymadığımız CHP seçmeninin düşürüldükleri durumdur. Artık yeni bir seçim olan 28 Mayıs'ta hepiniz tercihinizde serbestsiniz. CHP Genel Başkanı kendisine açılan krediyi yanlış ittifaklara saparak heba etti. Sen nasıl hesap uzmanısın ki toplam oyu 1 eden partilere 40 vekil verdin. Şu anda Cumhur İttifakı 323 parlamenter ile parlamentoda yerini aldı. Gelin 28 Mayıs'ta hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nın etrafında kenetlenelim.

''EN BÜYÜK DÜŞMANIMIZ REHAVETTİR''

Gençler unutmayın en büyük düşmanımız rehavettir, zafer sarhoşluğudur. Biz sandığı boş bırakırsak gelir birileri orayı doldurur. Gençlerimizin keskin zekasını yansıtan bir video üzerinden yeni yalanlar uyduran birine benim ülkem teslim edilir mi? Şimdi kafayı nereye taktılar; 'Mültecileri gelir gelmez hemen dışarı göndereceğiz.' Biz Almanya'yı Fransa'yı Amerika'yı görmezden gelemeyiz. Onlar nasıl adımlarını belli bir program içinde yapıyorlarsa biz de aynı şekilde belli bir program içinde yapıyoruz. Şu an itibariyle 500 bin civarında mülteciyi Suriye'nin kuzeyindeki briket evlere göndermeye başladık. Katar ile müşterek attığımız adımla 1 milyon mülteciyi iskan edebileceğimiz konutların yapımı da ayrıca devam ediyor. Biz ihanet şebekesi değiliz biz ensarız. Muhacirlere de o şekilde yaklaşıyoruz. Bak eğer siz kredi verirseniz bunları size ödemeyeceğiz diyecek kadar ileri gittiler. Ne oldu? Bu dünya size delikli kuruş bile vermez. Londra'nın tefecileri kime para vereceklerini çok iyi bilirler. Şimdi sormak lazım siz oturduğunuz binanın yönetimini böyle birisine teslim eder misiniz?'' (NTV)