Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, kongre dönemine ilişkin Ege Telgraf’a özel açıklamalarda bulundu. Kongre sonunda geleceğe ışık olacak bir sonuç bildirgesi hazırlamak istediklerini belirten Gruşçu, yarışta rakiplerine başarılar diledi. Gruşçu, gruplaşma, birlik ve beraberlik üzerine de dikkat çekici açıklamalarda bulundu…  

"Başardık..."

Mahallelerde delege seçimleri bitti nasıl bir süreci geride bıraktınız? Konak’ta 111 mahallemizin tamamında sandık kurarak başarılı bir seçim süreci geçirdik. Maksadımız, temelde uzlaşı kültürünü ön planda tutarak, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ifade ettiği gibi her bölgemizde ortaklaşabildiğimiz, ayrışmadığımız, aksine bir partili olarak bütünleştiğimiz süreci yaratmaktı. Bunu da başardık. Her mahallemizden oranı ölçüsünde delegelerimizi çıkardık. Sevindirici olan şu: Geçmiş dönemlerde gördüğümüz parti içi keskin çatışmaları bu dönem görmedik. Sulh ve huzur içinde seçimlerimizi gerçekleştirdik. Elbette organizasyon bakımından son derece dikkat edilmesi ve sıkı tutulması gereken bir süreçti. Çünkü 11 mahalle ile Konak, İzmir’in en çok mahallesi olan ilçelerinden bir tanesi. Konak sadece siyaset değil, aynı zamanda tarihin, kültürün, ekonominin ve içinde çok renkli yaşamı barındıran bir ilçe. Bunun sorumluluğu içinde hareket edip herkesi kucaklayarak siyasetin de nabzının burada atmasını sağlamaya çalışıyoruz. Sorumluluğumuzun büyük olduğunu bilerek hareket ettiğimiz için CHP’nin iktidara koşması için oluşturulacak kadroların ilk adımını gerçekleştirmiş olduk.  

"Şaibeli ve hileli bir durum söz konusu değil"

Sandığa katılım ne durumdaydı? İlçelerimizin büyük bir çoğunluğu seçimlere katılım gösterdi. Birçok mahallemizde üyelerimizin yarısından fazlası oy verdi. Zaten tüzüğümüz gereği seçimlerin gerçekleşebilmesi için en az üyelerin 3’te 1’inin oy kullanması gerekiyor. O nedenle baktığımızda seçimlerimiz ilk günlerinde çoğunluğu sağlanarak tamamlandı. Konak İlçe Başkanlığı olarak seçimlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesiyle görevliyiz. Zaman zaman ‘Sandık kurulmadı’, ‘kaçırıldı’ gibi iddialar da kamuoyuna yansıdı… Herhangi bir şaibeli ve hileli durum asla söz konusu bile olamaz. Bütün seçimlerimizi son derece şeffaf bir ortamda gerçekleştirdik. Sadece bir üyesi olan Tan Mahallesi’nde bile sandık kurduk, seçim gerçekleştirdik. Tüm mahallelerimizde ilçe yöneticisi arkadaşlarımız, gençlik ve kadın kollarımız görev yaptı. İl yöneticilerimiz de aynı şekilde gerekli gözlemleri yerine getirdiler. Son hafta gelen Osmaniye ve Mersin milletvekillerimiz de gözlemleri neticesinde son derece başarılı ve güzel bir süreç geçirdiğimizi belirleyerek genel merkeze rapor etti. Konak’ta çok güzel bir seçim ortamı geçirdiğimizi söyleyebilirim. 400 mahalle delegemizi ve 18 doğal delegemizi belirledik.

Bildirge hazırlanacak

Şimdi yeni bir sürece ‘Merhaba’ diyoruz. Cumartesi günü CHP İzmir İlçe Kongreleri başlıyor ve siz yeni süreçte ‘Yeniden’ diyerek yola çıktınız. Nasıl bir seçim atmosferi hayal ediyorsunuz? Öncelikle kongrenin üreten ve geliştiren bir kongre olmasını istiyorum. Bunu sağlamak adına da gerekli tüm tedbirleri alacağız. Kongremizin adı “100’üncü yılda Türkiye Kongresi”. Bu ismi vermemizin temel sebebi, 1973’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerçekleştirdiği büyük kurultay, bugünkü gibi Türkiye’nin ağır şartları ve temel sorunlarını değerlendirerek bir sonuç bildirgesi çıkarmasının neticesinde, ülke içi sorunlara kayıtsız kalınmadığı, Türkiye’nin ağır şartlarının giderilebilmesi için CHP’nin bir umut olduğu mesajının verildiği bir kurultaydı. O kurultay neticesinde 1974 yılında CHP iktidar oldu. Aynı şekilde bu sorumluluğu üstlenen CHP, 1977’de de birinci parti olarak çıktı. Şimdi bizde diyoruz ki, kendi kongremizde 2023’ü hedefleyerek, “100’üncü yılda nasıl bir Türkiye hayal ediyoruz ve bu hayalimizi insanımıza nasıl yansıtırız” düşüncesini bu kongrede gerçekleştirmek istiyoruz. O nedenle, 5 kişilik bir komiteden oluşan bilim ve halk komitesi, orada bir çalışma gerçekleştirecek ve bu kongreden sonuç bildirgesi çıkaracağız. Bu sonuç bildirgesiyle ülkemizin ana sorunlarının tümü için bildirgelerimiz yer alacak. Umarım, bu çalışmamız diğer ilçelere ve hatta il kurultayımıza da örnek olur.

"Yoldaşımdır"

İlçe kongrenizde karşınızda bir rakibiniz de olacak… Daha önce sizin de birlikte çalıştığınız geçtiğimiz dönem CHP Konak Grup Başkanvekili Ahmet Karadağ ‘Ben de varım’ dedi. Yalı Grubu ve Söz Üyede Platformu da kendisine destek olacağını belirti… Ahmet Ağabey ile bir dönem mesai yaptık. Benim grup başkanı olduğum dönemde kendisi de grup başkan vekiliydi. O dönem vekalet görevini adıma üstlenmiş bir isim Ahmet Ağabey. Açıkçası kendisinin duruşu, nitelikleri açısından iyi tanıdığım bir isim. Tek isteğim var, birlik ve beraberlik içinde olarak kongreden iktidar mücadelesi için omuz omuza çıkabilmek… Varsa başka adaylara da başarılar diliyorum. Ahmet Ağabey, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de yoldaşımdır. Bundan sonra da yol arkadaşlarımızın devam edeceğine inancımız tam.

"Delege pazarlıkları"

Peki, belirli kesimleri temsil eden grupların böylesi yarış ortamlarında açıkça bir tarafı desteklemesini nasıl buluyorsunuz? Açık konuşmak gerekirse tabii ki parti içindeki mücadelede gruplaşmaların çok doğru olduğunu düşünmüyorum ama üyenin ve delegenin kendini daha iyi ifade edebileceği platformların da öneminin farkındayım. Bunlar demokrasinin bir gereğidir. O nedenle demokratik yarış içerisinde, birbirimizi örselemeden, kırmadan, dökmeden, sevgi ve saygı içinde yapılan tüm görüşmelere katılıyorum. Bu noktada eğer bizi zenginleştirebilecekse, gerçekten siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda geliştirebilecekse bu tür platformların önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak seçim dönemleri dışında partiye hiçbir katkısı olmayan, sadece delege seçimleri geldiğinde pazarlıklar üzerine adımlar atan platformları da parti içinde çok doğru ve anlamlı bulduğumu söylemem mümkün değil…

"Nasıl bir ekiple..."

Size de bu konuda bir takım eleştiriler var, parti içinde bir grupla beraber yürüdüğünüz konuşuluyor. Doğru mudur? Nasıl değerlendirirsiniz? Siyaset elbette ki ekip işidir. Burada nasıl bir ekiple hareket ettiğiniz çok önemli. Bireysel olarak sadece kendi değirmenine su taşıyan bir anlayışla mı ekip olacaksınız, sadece kendini parti içinde var edip örgütten güçlü gören bir anlayışın içinde mi, gençlerin ve kadınların emeklerinin üzerine basıp bir yere gelmek mücadelesinde olan kişilerin ekibinde mi olacaksınız yoksa ilkesel olarak partinin ilkeleriyle iktidara yürümek isteyen bir anlayış ruhuyla yağmur, çamur demeden gece ve gündüz sokaklarda çalışan bir anlayışla mı? İşte, benim söylemek istediğim yoldaşlık, bütünlük, yol arkadaşlığı üzerine kurulu ekip siyaseti yapan arkadaşlarımızın bir araya gelmesidir. O da CHP ekibidir. CHP ailesidir. Bununla ilgili geçmişte bir havuz medyasının haberi kamuoyuna yansımıştı. Orada, şahsımın da bir ekibin içinde olduğu ifade edilerek bu ekibin AKP’ye yönelik yaptığı çalışmalardan ötürü kutuplaştırma sürecine gidildiğine yönelik bir haberdi. Açıkçası daha önce de bundan ötürü gurur duyduğumdan ifade ettim. Biz böyle bir ekibin parçasıyız. İlkelerini var etmek isteyen kim varsa onlarla beraber yürürüz. İlkelerin iktidar olmasını sağlamak isteyen, emek veren, çaba gösteren, birlikte yol almak isteyen ne kadar yoldaşımız varsa da onlarla omuz omuza olmaya hazırız. O yüzden öyle güzel yol arkadaşlarıyla, yoldaşlarla beraber yürüyoruz.  

"Maskelerin düşmesi gerek"

İlçe kongrelerinin ardından ufukta bir de il kongresi olacak. Şimdiden değerlendirmek zor ama sizce il kongresinde nelerle karşılaşacağız? İldeki tabloyu net bir şekilde görebilmek için önce ilçe kongrelerinin tamamlanması gerekiyor. Henüz adaylıkla ilgili düşüncelerini net bir şekilde beyan etmemiş olsa da mevcut İl Başkanımız Sayın Deniz Yücel de gördüğümüz ölçüde ve bugüne kadar yaptığı çalışmalar, yerel seçimlerdeki uyumlu performansıyla ilçe örgütlerimizle birlikte çalışma deneyimi kazanmasıyla, istikrar sürecini yakalayabilecek isimlerden biri. Ancak önümüzdeki sürecin en temel noktası ilçe kongrelerinin başarıyla tamamlanmasıdır. Artık maskeli balonun bitmesi ve maskelerin düşmesi gerekiyor. Parti içinde sadece yıllardır kürsülerden Mustafa Kemal adını anıp söylemde, Mustafa Kemal, Yusuf, Mahir, Deniz isimlerini anıp devrimci ruhu ortaya koymayan bir anlayışın maskesi düşmeli. Kamu gücüyle yapılan siyasetin partiye hiçbir getirisi olmayacağı gibi büyük de zararları olur. Biliyorum ki, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer bugüne kadar siyasete müdahale etmedi. Onu yanıltan, yanlışa sürükleyen yapıların olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da ilçe kongrelerine müdahale etmek, il kongresinde de etkin olmak gibi düşünceleri var. Sayın Tunç Soyer’in bu konuda zaten gerekli önlemi alacağını biliyorum. O nedenle siyasetin geri planda maskelerle ve kamusal gücü eline alarak yapılmasının tamamen karşısında olduğumu, bireysel siyasetin değil mücadeleyi birlikte sürdürecek insanların bir araya geldiği bir anlayışla yapılmalıdır. Bu süreç, şu anda ona gebe bir süreç ama biliyorum ki en sonunda il kongresinde uzlaşı temelli, genel başkanımızın da düşüncesi noktasında hareket edeceğimiz bir ortam yaşayacağız. Yağmur Gülü / Özel Haber