CHP İzmir’de ilçe kongreleri heyecanı hız kesmeden devam ediyor. Karabağlar’da adaylığını açıklayarak yarışa katılan eski ilçe yöneticisi Av. Mehmet Türkbay, Ege Telgraf’a konuştu. İlçeyi değerlendiren Türkbay, göreve gelirse hayata geçirmeyi planladığı projelerini de anlattı.

Öncelikle adaylık kararınız nasıl oluştu?

Karabağlar, çocukluğumuzun, gençliğimizin yani kısacası neredeyse ömrümüzün geçtiği bir yer. Karabağlar’da siyaset yaptığım için olayları da yakinen takip ediyorum. Her yönetim yerel seçimler, genel seçimler, delege seçimleri sürecinde mutlaka biraz yıpranır. Hiç kimseyi tamamen memnun etme şansınız olmaz. Mevcut yönetimde iki dönem Karabağlar’ı yönetti. Bu üçüncü döneme denk geliyor. Üçüncü dönemde de artık iktidara yürüyen bir partinin mensuplarıyız. Önümüzdeki genel seçimlerde tekrar parlamenter sistemi kurmak adına iktidara gelmek zorundayız. Yerel seçimler bunun başlangıcı oldu, ilk adım atıldı. Bu adımları tamamlamamız lazım. Bu çerçevede de dikkat ederseniz genelde ilçe başkanlıklarına aday olan arkadaşlarımız kendi konumlarını hiç düşünmeden aday oluyorlar. Aynı durum benim için de geçerli. Partimizde her türlü görevi yaptım. Üyelikten il başkan yardımcılığına kadar. Bu süreçte de “Karabağlar’da sana ihtiyaç var” denildi. O yüzden de aday oldum.

Sizce o ihtiyaç neden doğdu?

İlçemizde maalesef ki çok kırılmış bir yapı var. İnsanlar üzülmüş, kırılmış… Birbirine selam dahi vermiyorlar. Komisyonların hiçbiri çalışmıyor. Yedekler bitmiş… “Bir sıkıntı var, sen de Karabağlar’ın yetiştirdiği bir evlat olarak derleyip toparlarsın” dediler. Eğitim, parti içi birikimim, insanlara yaklaşımım dikkate alınarak bu görev için bana teveccüh gösterdiler. Sağduyu, vicdanı hür, aklı hür, baskıya asla boyun eğmeyen delegelerin arzusu buydu… CHP’de tüm delegelerin aynı konumda olduğuna inanıyorum. Ulaşabildiğimiz ve bana ulaşan kişilerin tamamı aynı görüşte olduklarını söyledi. Ben de bugüne kadar hiçbir zaman görevden kaçmadım. Bunu da bir görev olarak addettim. Partim bana görev verirse bende görevimin gereğini yerine getirmeliyim. Bu anlayışla işlerimi en iyi ve en düzgün şekilde yapmaya çalışıyorum. Madem olay partimizi iktidara taşıyacak kadroları ve yapıları oluşturup oyları artırmak, bunu da ben ekip arkadaşlarım ve kendi birikimlerimle en iyi şekilde yapabilirim. Bu yüzden de elimi taşın altına seve seve koyabileceğimi göstermek adına aday oldum. Takdir fikri hür, vicdanı hür bir şekilde oy verecek, baskıya boyun eğmeyen delege arkadaşlarımındır.

Mevcut yönetimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Herkes çalışıyor… Partimizde taş üzerine taş koyan herkes benim başımın tacıdır. Çalıştılar, koşturdular, emek harcadılar. Herkesin de kapasitesi belli ancak yoruldular artık. Bir değişim istiyor Karabağlar. Başkalarının da bu sahada siyaset yapma hakkını elde etmesi lazım. Başkalarının da ileriye yürümesi lazım. Hep belirli yapılar, belirli kişiler yetmiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ne diyor: Çok ses, çok renk, çok nefes. Burada bizim herkesi kucaklamamız lazım. Ben değil, ‘Biz’ olmamız lazım. Çok dar kadrolu yapılardan geniş, herkesi kucaklayan bir yapıya ulaşmamız lazım. Ben de partililik bilincim, partililerimizin de bana olan inancı ile birlikte bu birlikteliği sağlayabilecek konumdayım. Biz olursak, el ele olursak daha da çoğalır ve başarılı oluruz.

‘Kırgınlıklar var, insanlar birbirine selam dahi vermiyor’ dediniz. Peki, sizce bunun nedeni ne?

Herkes iyi şeyler yapmak istiyor. İyi niyet var, kimsede kötü niyet olduğunu asla düşünmem. Arkadaşlarımız da aslında iyi niyetle bir şey yapmaya çalıştı ama siyaset çok hareketli ve değişken bir alan. Aslında insanın kendisi de değişken ve muamma… Yani herkesi memnun etmek çok zor. Ancak biz bu memnuniyetsizliği en aza indirerek memnun olan insanların sayısını çoğaltmak zorundayız. Burada arkadaşlarımız iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalıştı ama zamanın getirdiği yıpranmışlık, delege seçimlerindeki sıkıntılar, belediye meclis üyeliğindeki atama sıkıntıları, alandaki çalışmalar burada bir değişim ihtiyacını gündeme getirdi. Biz de o değişimi sağlamaya çalışacağız. Görüşmelerimde de söylüyorum: Mevcut statükodan memnun iseniz mevcuda oy verin; eğer değişim istiyor ve ‘Biz’ olmanın ayrıcalığını yaşamak, sevgiyi, saygıyı, birlikteliği artırmak istiyorsanız değişimden yana bize oy verin.

Bu tartışmaların bir diğer nedeni olarak da delege sistemi işaret ediliyor. Siz hukukçu kimliğinizde bu sistemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Delege sistemini değiştirmemiz lazım. Bu yapı ayrışmayı daha da körüklüyor. Hukukçu ve parti içi kimliğimle tüzük komisyonlarında yer aldım ve pek çok kez sistem içindeki bu aksaklıkları anlattım. Bu sistemin iyi yönde değişmesi gerektiğini daha önce de ifade ettim. 1992’de partiyi kurarken sandık örgütlenmemiz var. Her sandıkta bir gencimiz, bir kadın ve bir erkek arkadaşımız vardı. Her mahallede aynı soy isimden iki tane delege olmazdı. Sosyal demokrasinin evrensel özelliklerinden biri o değil mi? Paylaşacağız. Eşit dağılım ve eşit katılım çok önemli. O dönemdeki CHP tüzüğünde gerçekten çok demokratik kriterler vardı. Şu anki tüzükte maalesef aksaklıklar çok. Öncelikle üye ve delege sisteminin bir düzene sokulması lazım. Sokulmadığı müddetçe biz böylesi kongrelerde ayrışmaya devam ederiz. Sonrasında iki sene partinin yarısından fazlasını barıştırmak için çabalar ve kısır döngüye gireriz.

Biraz bunu açalım mı? Nasıl bir değişikliğe gidilebilir?

En son tüzük değişikliğinde de birçok öneride bulunduk. Örneğin, mahallelerde nispi sistemi olabilir. Bazı büyük mahallelerde, 40 ya da 50 delegenin olduğu yerde bir taraf iki ya da üç oyla kazanıyor seçimi. Onca delege o iki ila üç oy nedeniyle kaybediyor, hiç delege alamıyor. Bir bakıyorsunuz o listelerde bu partinin temel taşlarından insanlar var. Yıllardır partiye emek veren insanlar listelerin rengi nedeniyle kaybediyor. Eğer nispi temsil sistemi olsaydı bu 44 delegenin 21’ini kaybeden liste 23’ünü kazanan liste alırdı. Uzlaşmaya ve birleşmeye doğru adımlar atılırdı. Zorunlu olarak insanlar uzlaşma kültürünü öğrenirlerdi. Uzlaşma kültürünü parti içinde hayata geçirmek lazım. O nedenle bu tüzük mutlaka ve mutlaka değişmeli, sandık örgütlenmelerini gidilmeli… Uzlaştırıcı ve birleştirici bir delege sistemi partimizi daha parlak yarınlara götürecektir.

Karabağlar çok kültürlülüğü simgeleyen renkli bir mozaik… İlçeyi geniş bir açıdan bakarak değerlendirebilir miyiz?

İlçemiz aslında mini bir Türkiye… Demografik yapısıyla, dikey ve yatay mahalleleriyle, ülkemizin hemen her kesiminden gelen insanlarıyla sizin de ifade ettiğiniz gibi çok renkli bir mozaik. Kolay değil tabi Karabağlar’da siyaset yapmak… O demografik yapıdaki değişkenlikler… Öncelikle yatay ve dikey mahallelerdeki arkadaşlarımızı bir araya getirmek lazım. Mahallelerde bile insanlar çok keskin çizgilerle birbirinden ayrılıyor. Bu ayrımı bitirmek bizim en temel amacımız olacaktır. Eğer göreve gelirsek çok daha iyi işler yapacağız. Bizim en büyük zenginliğimiz tecrübeli insan kadromuz. Tecrübe parayla satın alınan bir şey değil. Biz bu insan tecrübesini sahaya süreceğiz.

Neler yapmayı planlıyorsunuz?

Yapmayı planladığım çok şey var. Bunları zaman geldikçe zaten açıklayacağım. Örneğin, danışma kurulları kuracağız. İlçemizde il başkanlığı yapmış tecrübeli insanlar var. Böylesi özel kişilerin tecrübelerin faydalanmak zorundayız. Köşelerine çekilmelerine asla izin vermemeli, o kişileri yeniden kazanmalıyız. Komisyonları mümkün olduğunca hayata geçirmeli. İnsanlara sevgi, saygı ve ilgiyle yaklaşacağız.

Son olarak bir çağrınız var mı?

Ben sadece bir kesimin adayı değilim. Yok mavi, yok beyaz… Bu süreçte herkes bir rengin peşine düşmüş ancak herkes de biliyor ki beyazın içinde mavi, mavinin içinde de beyaz var. İnsanlar yok yere bazı şeyleri kaşımaya çalışıyor. Ben bir tarafın adayı değilim, bütün Karabağlar’ın adayıyım. Bütün Karabağlar’ın oyuna talibim. Bu ilçe bizim evimiz. Karabağlar’da ayak izimin olmadığı bir sokak yok. İlçemizde sevgi ve saygı çoğaltmaya, kırgınlıkları gidermeye, herkesi bütünleştirmeye adayım. Bunu da yapacağıma inanıyorum. Kişiliğim de söylediğim her şeyi yerine getirmeme müsait. Kimseyi kırmam. O nedenle arkadaşlar aday olmamı istedi. Onların emeklerine saygı duyuyor ve boşa çıkarmayacağıma söz veriyorum. Yağmur GÜLÜ / Özel Haber