Yağmur DAŞTAN-EGE TELGRAF- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Milletvekili Adayı Doç. Dr. Kadir Bektaş, İzmir'in güncel sorunları hakkında açıklamalarda bulundu. Yerel yönetimin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini belirten Bektaş, "Bu saatten sonra hemşirelerimizin mutlak bir şekilde konuyu aday üzerinden değerlendirmeleri lazım. Sahada en çok duyduğumuz cümle, “Sizi seçimlerde görüyoruz, seçimlerden sonra bir daha görmüyoruz” oluyor. Çarşı caddesine giderseniz, Ilıca’da yürürseniz bana denk gelirsiniz. Sevgi Yolu’nda gezerseniz bana denk gelirsiniz, zaten buranın evladıyım, buralarda büyüdüm" açıklamalarında bulundu.

'İZMİR'İN KURTULMASI GEREKİYOR'

İzmir yerel yönetiminin çalışmadığını belirterek, "'Merkezi hükümet bana para vermiyor' söylemlerinde bulunuyorlar. Başarısızlığın mazereti çok olur. Aynısını Ankara Çankaya’da da görüyoruz. 33 bin insan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyor, bunların bir kısmı bankamatik memuru. Belli bölgelerden, belli insanların İzmir’e getirilip oy deposu olarak kullanıldığını ve çalışmadıklarını biliyoruz. İzmir’i her anlamda çöplük haline getirdiler. Hem siyasi çöplük hem de toprak çöplüğü. Çalışmıyorlar, beceremiyorlar ve bilgi vermiyorlar. Ankara, Eskişehir nasıl yapıyor?  Sadece İzmir’in değil, ülkenin bunlardan kurtulması gerekiyor. Mazeret üreten insanlar başarısız ve tembel insanlardır. Mazeret üretmek, ciddiyetsiz ve kabiliyetsiz insanların çıkar yoludur" diye konuştu.

'BU ŞEHİR KÖYLEŞİYOR'

İzmir’in siyaset dilinin hiç hoş olmadığını ve ayrıştırıcı bir dil olduğuna dikkati çeken Bektaş, "İnsanları yaşam tarzıyla korkutan, kutsalların üzerinde yürüyen bir siyaset var. Atatürk bizim kutsalımız ve atamızdır. ‘Atatürk’ diyemeyen bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Mustafa Kemal diyorlar. İsmi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Lütfen Atatürk’ü siyasetinize alet etmeyin. İnsanların milli duygularını rencide etmeyin. Milli duyguları manipüle ederek oy alıp, rahat rahat oturmayın. Bu milletin hizmete ihtiyacı var. Bu milletin öğreten bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Ege’nin en önemli şehrinde yaşıyoruz. Bu kent eskiden şehirdi, daha iyiydi şimdi ise köyleşiyor. Trafik berbat, raylı sistem tümden tıkıyor yolları. Dar boğaza sokuyorsunuz. Hızı; en geniş yolun hızı değil, en dar yolun hızı belirler. Kafası çalışan üreten ve samimi olan insanların burada olması gerekiyor. Kavgadan değil, barıştan yanayız. İnsanları ayrıştırmaktan değil, bütünleştirmekten yanayız. Kimsenin kimseden fazla ya da az değerli olmadığı bir memleket hayaliyle yaşıyoruz. Atatürk bunu ortaya koydu. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nde eşittir. Herkes milletvekili olabilir, bakan olabilir, iş adamı olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nde ayrılıkçı hiçbir unsur yok. Fakat oy almak için toplumu ayrıştıran kötü bir zihniyet var. Benim için hiçbir insanın siyasi düşüncesin önemi yok. Adam mısın, memleket için çalışıyor musun? önemli olan bu.

'MECLİSE GİRECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM'

MHP’nin etkili olduğu bir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve yerel seçimlerde de iddialıyım. Meclise gireceğimi düşünüyorum. Meclise girdiğimiz gün ilk amacımız, İzmir’de yerel yönetimlerde çığır açmak. Aliağa Belediyesinin çalışmaları mevcut. Bilime, akla ve hukuka dayanan bir yönetim anlayışıyla yapılacaklar çok. Para mı vermiyorlar proje yapılır. Birleşmiş Milletlerde milyonlarca liralık projeler var. Ve yerel yönetimlerde ciddi manada yoğun finansman var, bunlara başvurulabilir" ifadelerini kullandı.