Berna SEVER/ EGE TELGRAF- Omurga eğriliği olarak da bilinen skolyoz, günümüzde birçok insanın karşılaştığı bir sağlık sorunu. Skolyoz, omurganın yana doğru eğrildiği bir durumu ifade ediyor. Bu durumda omurga, normalde düz bir çizgi şeklinde yer alması gereken sırtın arkasında yanlara doğru bir eğrilik gösteriyor. Skolyoz genellikle ergenlik döneminde başlayan bir hastalık olarak görülüyor. Ergenlikte hızlı büyüme ve omurga gelişimi sırasında ortaya çıkan dengesizlikler, omurganın eğriliğine yol açabiliyor. Ancak skolyoz her yaşta ortaya çıkabilir ve bazı durumlarda doğuştan olabilir.   Skolyozun belirtileri arasında şunlar bulunuyor; omuzlar arasında simetri bozukluğu, belirli bir tarafta kalçada veya kaburgalarda yükseklik farkı, sırtta veya belde asimetri, omurga düz çizgiden saparak "S" veya "C" şeklinde eğriler. Eğer skolyoz şiddetli ise, solunum problemleri, kalp sorunları ve fiziksel kısıtlamalar gibi komplikasyonlara yol açıyor. Bu nedenle, erken teşhis ve uygun tedaviyi tespit etmek hayati bir önem taşıyor. Skolyozun nedenleri tam olarak bilinmemekte. Genetik faktörler, kas ve sinir sistemi bozuklukları, omurgayı etkileyen hastalıklar veya yaralanmalar gibi bir dizi etken rol oynayabiliyor. Ayrıca, skolyoz bazen başka bir sağlık sorununun belirtisi olabilir, bu yüzden doktorlar genellikle detaylı bir değerlendirme yapmak önemli. Skolyozun tedavisi, hastalığın şiddetine, yaşa, cinsiyete ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiyor. Hafif vakalarda düzenli takip ve egzersizlerle kontrol altına alınabiliyor. Orta veya şiddetli vakalarda, korse kullanımı veya cerrahi müdahale gerektirebiliyor.   Skolyozun erken teşhis edilmesi ve uygun tedavi ile yönetilmesi, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve ilerlemesini engelleyebilir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, skolyoz hastalarının tedavisi için yeni yöntemlerin geliştirilmesi konusunda umut verici sonuçlar sunuyor. İşte bu alanda gerçekleşen son gelişmelerden bazıları:  

NON-İNVAZİV TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Geleneksel olarak, skolyoz tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri düzenli aralıklarla takılan korse kullanımı olarak belirlendi. Ancak son zamanlarda, non-invaziv tedavi seçenekleri üzerinde çalışmalar artıyor. Örneğin, özel egzersiz programları, fizyoterapi ve omurga düzeltici aparatlar gibi yöntemler, hastaların eğriliklerini azaltma ve duruşlarını düzeltme konusunda yardımcı olabiliyor

MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

Skolyoz tedavisinde cerrahi müdahale gerektiren vakalar için minimal invaziv cerrahi tekniklerin geliştirilmesi üzerinde çalışmalar sürmektedir. Bu yöntemler, daha küçük kesiler ve daha az doku hasarı ile omurga üzerinde düzeltmeler yapmayı amaçlamaktadır. Bu da hastaların iyileşme sürelerini kısaltabilir ve komplikasyon riskini azaltabilir.

GENETİK ARAŞTIRMALAR

Skolyozun bazı vakalarının genetik faktörlere bağlı olduğu bilinmekte. Bu nedenle, genetik araştırmalar skolyozun nedenleri ve tedavi yöntemleri konusunda yeni fırsatlar sunuyor. Genetik analizler sayesinde, skolyoz riskine sahip olan bireylerin erken teşhis edilmesi ve tedaviye daha hızlı başlanması mümkün olabilir. Skolyoz tedavisi konusunda yapılan araştırmalar hala devam ediyor ve gelecekte daha etkili ve kişiye özgü tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi bekleniyor. Bu gelişmeler, skolyoz hastalarının yaşam kalitesini artırmak ve tedavi sürecini daha kolay hale getirmek için umut verici bir adım.

3D BASKI TEKNOLOJİSİ

Son yıllarda 3D baskı teknolojisi, skolyoz tedavisinde yeni bir perspektif sunmakta. Özel olarak tasarlanmış 3D baskı omurga modelleri, cerrahların tedavi planlaması ve ameliyat öncesi simülasyonları yapmalarına yardımcı olmakta. Bu teknoloji sayesinde cerrahlar, hastanın omurgasının tam bir modelini elde edebilir ve daha hassas cerrahi müdahaleler gerçekleştirebilir.

ROBOTİK CERRAHİ

Robotik cerrahi, skolyoz tedavisinde de giderek daha fazla kullanılmaya başlanmakta. Robot yardımlı cerrahi sistemler, cerrahlara daha kesin ve kontrollü bir şekilde omurga düzeltmeleri yapabilme imkanı sunar. Bu teknoloji, cerrahların daha küçük kesilerle çalışmasını ve daha hızlı iyileşme sürelerine sahip olmasını sağlar.

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM

Bilgisayar destekli tasarım (CAD), skolyoz tedavisinde tedavi planlaması ve implantların tasarımı sürecinde önemli bir rol oynamakta. Cerrahlar, hastanın omurga verilerini kullanarak, kişiye özgü implantlar ve cerrahi stratejiler oluşturabiliyorlar. Bu sayede, tedavi süreci daha hassas ve başarılı bir şekilde yönetilebilir. Skolyoz hastaları için geliştirilen yeni tedavi yöntemleri ve teknolojik ilerlemeler, hastaların yaşam kalitesini artırma ve tedavi sürecini iyileştirme potansiyeline sahip. Bununla birlikte, her hasta için en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi için multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Skolyoz tedavisi, ortopedistler, fizyoterapistler ve diğer sağlık uzmanlarından oluşan bir ekibin işbirliğiyle yönetilen bir tedavi yöntemi oluşturmalı.