Müslümanların kutsal kitabı Kuranı Kerim’in indirildiği, on bir ayın sultanı Ramazan devam ederken, KKTC’de de Türkler ve Müslümanlar camileri doldurup taşırıyor. Camiler ve camilerin bahçeleri mübarek ay için temizlenip süslenirken, çok sayıda masada da iftar yemeği veriliyor. Mağusa Osman Fazıl Polat Paşa Camii’nde düzenlenen iftar yemeklerinden birine TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile KKTC Başbakanı Ünal Üstel de katıldı. İzmir’den Ramazan için adaya gelen bir turist grubu camilerde kurulan iftar sofrasına misafir oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1571 yılında Kıbrıs Adası’nı fethetmesinden bu yana ibadete hiç kapanmayan Gazimağusa’daki Lala Mustafa Paşa Cami alışılagelmiş camilerin dışında bir özelliğiyle dikkat çekiyor. Fransız Lüzinyan Hanedanı’nın, Kıbrıs Kralı olarak hüküm sürdüğü 297 yıllık dönemde 1298 -1312 yılları arasında gotik tarzda inşa edilen Aziz Nikolas Katedrali’nin adanın Osmanlılar tarafından fethinden sonra camiye dönüştürülmesiyle Hristiyan ve Müslüman iki farklı dinin dokusunu aynı binada buluşturunca ilginç görüntülere sahne oluyor.

452 YILDIR SÜRÜYOR

KKTC’nin birçok camisinde olduğu gibi tüm Akdeniz dünyasının en güzel Gotik yapılarından Gazimağusa’nın en etkileyici binası Lala Mustafa Paşa Camii’nin bahçesinde de iftar sofraları kuruluyor. Samtay Vakfı tarafından vakıf binası ve hemen bitişiğindeki Lala Paşa Camiii’nin önünde Sunat Atun ve hayırseverler tarafından verilen iftar yemeğinde yaklaşık 700 kişi okunan dualar eşliğinde oruç açıyor. Ramazan ayının bereketinin mahalle sakinleri ve cami cemaatiyle birlikte paylaşıldığı Cami iftarları Gazimağusa’da Ramazan ayı boyunca 5 cami, 1 tekke, 1 üniversitede devam edecek. Bunlar; T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği’nin koordinasyonunda, Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin sponsorluğunda ve Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay’ı iş birliğiyle II. Selim Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde 550 kişilik, Ulu Cami’de 410 kişilik, Yeniboğaziçi Camii’nde 100 kişilik ve Dörtyol Cami’nde. Polat Paşa Cami Derneği tarafından hayırseverlerin destekleriyle Osman Fazıl Polat Paşa Cami’nde 1000 kişilik, Vakıflar tarafından Kutup Osman Tekkesi’nde 100 kişilik, Samtay Vakfı tarafından da Dörtyol Cami’nde 50 kişilik. Osmanlılar döneminden bu yana 452 yıldır sürdürülen gelenek, bu Ramazan’da da gerçekleştirilirken toplu iftar programları din görevlileri tarafından Kur'an-ı Kerim okunması ve hep birlikte edilen duaların ardından camide kılınan yatsı ve teravih namazıyla sona eriyor.

17 YERDE İFTAR VAR

T.C. Lefkoşa Büyükelçiliği’nin koordinasyonunda, Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin sponsorluğunda ve Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay’ı iş birliğiyle Ramazan ayı boyunca Gazimağusa haricinde ayrıca Lefkoşa, Girne, İskele, Güzelyurt ve Lefke’de cami, üniversite ve parklardan oluşan toplam 17 yerde 6 bin 150 kişilik iftar yemeği veriliyor. Ramazan Sofrası kurulan yerler; Gazimağusa’da Maraş Ulu Cami, Doğu Akdeniz Üniversitesi, II. Selim Cami Avlusu, Yeniboğaziçi Yeni Cami ve Dörtyol Cami. Lefkoşa’da; Hala Sultan Cami, Hamitköy Cami, Lefkoşa Sanayi Cami, Hz. Ebubekir Cami ve Gönyeli Yalçın Park. Girne’de Karaoğlanoğlu Cami, Nurettin Ersin Paşa Cami, Esentepe Cami ve Barış Parkı. İskele’de İskele Cami, Güzelyurt’ta Güzelyurt Fatih Cami ve Bostancı Cami ile Lefke’de Gemikonağı Cami ve Lefke Avrupa Üniversitesi. Ramazan ayı dolayısıyla oluşturulan KKTC Din İşleri Başkanlığı tarafından alınan bilgilerle hazırlanan haberde Kıbrıs Adası’nda Osmanlı döneminde din, o dönemden günümüze gelmiş tarihi camiler ve camiye dönüştürülen kiliseler ile 1974 sonrası yapılan camiler hakkında bilgiler yer alıyor. Ayrıca bu tarihi dini yapıların ada turizmine etkisini içeriyor.

TARİHE MEYDAN OKUMAK

Tarih sahnesine çıktığı XIII. yüzyıldan itibaren önce Anadolu’da yayılma gösterdikten sonra, 1453 yılında İstanbul’u fethederek imparatorluk olan ve İslamiyet’i yaymayı hedefleyen fetih hareketleriyle Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünü alarak üç kıtaya birden yayılan Osmanlı İmparatorluğu, bu coğrafyalarda sayısız eserlere imza atar. Hâkimiyetinde olan Balkan ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar Osmanlılardan geriye pek çok eser kalmış olsa da büyük bir kısmı savaşlarda yıkılır, bir kısmı bilinçli bir şekilde yok edilir. Bir kısmı korunur ancak başka amaçlarla kullanılır, bir kısmı ise tarihe meydan okuyarak günümüze kadar gelir ve o muhteşem mimari güzelliklerini ziyaretçilerine sunmaya devam eder. Kıbrıs’ta da birçok Osmanlı yapıtı yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.

Hz. OSMAN DÖNEMİNDE

Akdeniz’in Sicilya ve Sardinya’dan sonra üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, tarihte Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olup (MS 45), İslamiyet 649 yılında Halife Hz. Osman Dönemi’nde Müslümanların adayı fethetmesiyle yayılmaya başlamış. Ancak adanın haçlılara geçmesinden sonra kısıtlanmış. Osmanlı Devleti’nin adayı fethettiği 1571 yılına kadar yaklaşık 400 yıl boyunca adada Katolik Hıristiyanlar hâkim olmuş, ada halkı açısından zor ve baskı altında geçen bir süreç yaşanmış. Hatta ada halkı ve Ortodoks Kıbrıslılar Lüzinyan döneminde maruz kaldığı dinsel baskıdan sonra Venedik döneminde de aynı muameleyi yaşayınca Osmanlılar’dan yardım istemiş. O dönemde Rodos, Girit ve Mısır’ı aldıktan sonra Akdeniz’de oldukça genişleyen Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs’ta üslenen korsanların donanmalarına ve hacca giden yolcu gemilerine saldırması, adayı yöneten Venediklilerin Osmanlılara düşmanca tutum sergilemesi ve Ortodoks Kıbrıslıların kendilerinden yardım istemesi üzerine Padişah II. Selim döneminde Lala Mustafa Paşa komutanlığında 50 bin piyade, 6 bin yeniçeri ve süvariden oluşan 200 gemilik Osmanlı donanmasıyla Kıbrıs’a sefer düzenler.

DİNİ ÖZGÜRLÜK

Kıbrıs, 1570'te başlayan Osmanlı-Venedik Savaşı'nda son kale Mağusa’nın 11 ay sonra 1571’de düşmesinin ardından adanın tamamının Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesiyle 308 yıl Osmanlı idaresinde kalır. Osmanlı Devleti’nin adayı fethi ile birlikte bir refah ortamı oluşur ve sosyal ve dini özgürlükler her alanda kendini gösterir. Müsamaha ve adalet adanın her yerine hâkim olur. Osmanlı idaresi dini ibadetin özgürce yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Katolik kiliselerinin bazılarını mescit ve camiye çevirip, Ortodoks halka tüm kilise ve manastırlarını iade eder. Rum Ortodoks Kilisesi’nin yanı sıra Ermenilerin, Nestoryanların ve Maronitlerin de kendi kiliselerini korumaları, yönetmeleri ve ibadetlerini rahatça yapabilmeleri için gerekli yasal izinleri düzenler. Ayrıca ihtiyaç durumunda yeni kilise, manastır, okul ve diğer yapıların inşasına destek olur. Rumca da resmi dil kabul edilir, devlet dairelerinde konuşma ve yazışmanın Rumca yapılmasına müsaade edilir. Bu süreç 1878 yılına dek Kıbrıs Adası’na hükmeden Osmanlı İmparatorluğu’nun, Rusya karşısında uğradığı ağır yenilginin ardından İngiltere ile imzaladığı anlaşmaya dek devam eder. Bu antlaşma kapsamında İngiltere olası bir Rus saldırısında Osmanlı’ya savunma için gerekli yardımı yapacak, karşılığında da Kıbrıs Adası’nın idaresi İngiltere’ye verilecek. Günümüzde Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarını bağlayan deniz yolu üzerindeki konumuyla stratejik pozisyona sahip olan Kıbrıs Adası’nda yer alan İslam dini eserlerinin büyük çoğunluğu Osmanlıların adayı fethinden sonra inşa edilmiş. İngilizlerin Kıbrıs Adası’nın idaresini teslim aldıkları 1878 yılında adada 400 cami bulunuyormuş. Bugün Kıbrıs’ın ikiye bölünmüş yapısı içinde bu eserlerin bir bölümü Kuzey Kıbrıs bir bölümü ise Güney Kıbrıs’ta kalır. Camii ve mescitler yanında, medrese ve okullar, tekkeler ve türbeler de yapan Osmanlı’dan medreseler dışındaki tarihi yapılardan büyük bir kısmı günümüze kadar gelir. Bizans, Rum Ortodoks, Lüzinyan, Latin, Maronit, Ermeni ve İngiliz dönemlerinde inşa edilen kilise, manastır, şapel gibi Hıristiyanlığı temsil eden dini yapıların bir kısmı harap bir kısmı ise ihtişamlarıyla günümüze dek gelir. 19. yüzyıl sonunda İngiliz yönetimi döneminde özellikle köylerde çok sayıda kilise inşa edilir. Bu yapıların bir kısmı Osmanlılar, bir kısmı ise 1974’te adanın ikiye bölünmesinden sonra kuzeyde kalan Hıristiyanlara ait 500’den fazla ibadet yerinin (manastırlar, kiliseler ve şapeller) yeni yerleşen Türk toplumu tarafından camiye dönüştürülür. Bir kısmı ise el sanatları atölyesi, folklorik dans merkezi veya anaokulu gibi ibadet dışı kültürel amaçlı işlevlerde kullanılır.

70 KİLİSE

Adanın 1974’de Kuzey ve güney olarak bölünmesinden sonra kuzeyde kalan Hıristiyanlara ait ibadet yerleri (manastırlar, kiliseler ve şapeller) Kıbrıs Vakıflar İdaresi verilerine göre 50 tanesi halen kullanımda, 20 tanesi terkedilmiş 70 adet kilise de camiye dönüştürülmüş. Kiliselerin bazıları da el sanatları atölyesi, folklorik dans merkezi veya anaokulu gibi ibadet dışı kültürel amaçlı işlevlerde kullanılmış. Ada genelinde 2020 yılı raporlarına göre eski ve yeni toplam 211 cami bulunuyor. Bu camilerden 196 tanesi aktif, 15’i ise pasif. Şehirlere göre dağılımları ise: Lefkoşa 46, Gazimağusa 59, İskele 42, Girne 36, Güzelyurt 16, Lefke 12. Adanın kuzey kesiminde envanterlere kayıtlı 512 kilise buluyor. Bu kiliselerden birçoğu pasif durumda olduklarından dolayı bakımsız, bir kısmı ise zaman içinde kısmen veya tamamen yıkılmış durumda. (Fulya Omaç)