Berna SEVER- EGE TELGRAF/ İzmir’in gözde ilçesi Dikili’de bir gün geçirme şansını yakaladım ve bu süre zarfında hem doğanın hem de tarihin enfes güzelliklerini keşfetme fırsatını buldum. İşte bu unutulmaz günün detayları:
Sabah güneşin ilk ışıklarıyla başladım günümü, Dikili’nin mavi bayraklı halk plajında. Deniz göz alabildiğine berraktı; sıcak kumların üstünde yürüyüş yaparken, dalgaların hafifçe sahile vurduğu sesi dinleyerek rahatladım. Plajın geniş kumsalı, sabah saatlerinde oldukça sakindi ve denizin serinliği mükemmel bir yenilenme sağladı.
SERİN VE TATLI SESİYLE AŞIKLAR ŞELALESİ
Deniz keyfini tamamladıktan sonra, doğanın kalbine doğru bir yolculuğa çıktım. İlk durağım Aşıklar Şelalesi oldu. Bu doğal güzellik, her köşesinde huzur sunan bir yerdi. Şelalenin suyu, doğanın yeşil örtüsüne karışırken oluşturduğu tatlı sesiyle ruhumu dinlendirdi. Birkaç saatlik yürüyüş, bu doğal harikanın etrafında geçirdiğim zaman, bana hem dinginlik hem de enerji kattı.
ÇANDARLI KALESİ GÖRKEMİYLE BÜYÜLEDİ
Öğleye yaklaşırken, Dikili’nin tarihi yönlerine adım attım. Çandarlı Kalesi’ne vardığımda, ihtişamlı yapının etkileyici manzarasına kapıldım. Kale, hem tarihi hem de stratejik önemiyle beni büyüledi. Burada geçirdiğim zamanın ardından, öğle yemeği için Bademli Köyü’ne doğru yola çıktım. Bademli’nin şirin atmosferinde, yerel bir restoranda yediğim zeytinyağlılar ve köy ekmeği, bu köyün samimi ve doğal ruhunu mükemmel şekilde yansıtıyordu.
Yemek sonrası rotamı doğa harikası Nebiler Şelalesi’ne çevirdim. Nebiler Köyü’nde bulunan bu şelale, etrafındaki yeşillikler arasında bir saklı cennet gibiydi. Suyun soğukluğunda kısa bir serinleme ve çevredeki yürüyüş, bana doğanın dinginliğini bir kez daha hissettirdi.
Dikili’de geçirdiğim bu özel gün, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği bir deneyim sundu. Sabah plajın keyfiyle başladığım, doğanın ve tarihin büyüsüyle taçlandırdığım bu gün, Dikili’nin sunduğu güzelliklerin ne kadar çeşitli ve etkileyici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.