İzmir’in farklı noktalarında, şehir estetiğini geliştirmeyi ve nitelikli yeni yaşam alanları oluşturmayı hedefleyen çalışmalar kapsamında, pilot bölge olarak Halkapınar seçildi. Fakülte bünyesindeki 6 akademisyenden oluşan ekip, her gün binlerce kişinin kullandığı Halkapınar’daki aktarma merkezi ve çevresini baştan oluşturmak için sıra dışı tasarımlar hazırladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, kent genelindeki atıl alanları belirleyerek iş birliğine gitti. Bu kapsamda, fakülte bünyesinde 6 kişilik ekip oluşturuldu ve pilot bölge olarak Halkapınar seçildi. Yaklaşık bir yıl süren kapsamlı çalışmalar neticesinde oluşturulan tasarımlarda, Halkapınar’daki mevcut alana, zemine oturmayan ve kolaylıkla taşınabilir sosyalleşme alanları yapılması hedeflendi. Tasarımlarda, hava kirliliğini azaltmak amacıyla deniz yosunları (alg) kullanılarak mevcut bölgede yeşil koridorlar oluşturuldu. Yaya yolları ve bekleme alanlarının genişletilmesini de içeren tasarımda, viyadük altındaki bölümlerin de duvar boyama sanatıyla bambaşka bir görünüme kavuşması amaçlandı. Çevre duyarlılığı yüksek ve İzmir’in farklı bölgelerinde kolaylıkla uygulanabilecek tasarımlar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de sunuldu.

"Yeniliğe ihtiyaç duyulan ya da daha önce hiç tasarlanmamış yerler üzerine yoğunlaştık"

İEÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Onur Mengi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Tasarım ve Kent Estetiği Şube Müdürlüğü yetkililerinin talebiyle hayata geçen “Atıl Alanlara Kamusal Kimlik Kazandırılması Projesi” ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Hazırlanan tasarımların İzmir için çok önemli olduğunu ve sadece Halkapınar ile sınırlı kalmayacağını söyleyen Dr. Mengi, “Atıl alan tanımı, dünyada farklı biçimde yapılıyor. Bu projede, İzmir’de aktif olarak kullanılan; ancak kentin değişim ve dönüşümüne ayak uyduramamış, fonksiyonunu kaybetmiş ve kamusal alandan kopmuş bölgeler ‘atıl alan’ olarak değerlendiriliyor. Çalışmalarımızda, İzmir’de mevcut durumda aktif kullanılmasına rağmen yeniliğe ihtiyaç duyulan ya da daha önce hiç tasarlanmamış yerler üzerine yoğunlaştık. İzmir’in farklı bölgelerinde bu tür noktalar mevcut. Ancak biz pilot bölge olarak Halkapınar’daki aktarma merkezi ve çevresini belirledik. Halkapınar, İzmir’de ulaşımın merkez noktası ve her gün binlerce kişinin uğrak yeri. Burayı tasarımlarla bambaşka bir çevreye dönüştürebileceğimizi düşündük ve çalışmalarımızı da bu doğrultuda yaptık” dedi. Dr. Mengi, şöyle devam etti: “Kentsel Tasarım ve Kent Estetiği Şube Müdürlüğünden 6 kişilik ekiple birlikte çalışarak oluşturduğumuz tasarımlarda birinci önceliğimiz; İzmir’in diğer bölgelerinde de uygulanabilir olması ve çevreye hiçbir zarar vermemesiydi. Bunun için her detayı göz önünde bulundurduk. Deniz yosununun havayı temizleme özelliği var. Bu nedenle tasarımda oluşturulan sosyal alanların çevresine, algleri de kullanarak bahçeler yapılmasını istedik. Viyadük altındaki kısmın canlandırılması, bu sayede o mekanı kullanan kişilere aidiyet hissi verebileceğimizi düşündük. Viyadük altını da duvar sanatı aracılığıyla daha kullanılır ve cazibeli bir mekan haline getirmeyi amaçladık. Yaya yolu ve bekleme alanlarının çevresinde yeşil koridorlar oluşturduk. İzmir’de, ihtiyaç duyulan diğer noktalar için de ekolojik tasarımlar yapmaya, şehrimize sağlayacak çalışmalar geliştirmeye devam edeceğiz."    

6 kişilik tasarım ekibi ise şu isimlerden oluştu:

Prof. Dr. Ender Yazgan Bulgun (Koordinatör, Dekan), Doç. Dr. Deniz Deniz (Endüstriyel Tasarım Bölümü), Dr. Öğr. Üyesi Onur Mengi (Endüstriyel Tasarım Bölümü), Dr. Öğr. Üyesi R. Özgül Kılınçarslan (Görsel İletişim Tasarımı Bölümü), Öğr. Gör. Dr. Derya Irkdaş Doğu (Endüstriyel Tasarım Bölümü), Öğr. Gör. Dr. Elif Kocabıyık (Endüstriyel Tasarım Bölümü)